Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Sebze ve gıdada esas enflasyonu esas tüketim ağında

Sebze ve gıdada esas enflasyonu esas tüketim ağında

Pandemi ve Ukrayna-Rus savaşı gıdanın önemini ve buna bağlı olarak da yükselen girdi artışları ile gıda enflasyonunu açığa çıkardı. Gıdanı önemini anlatmakla bitiremeyiz. Bununla ilgili o kadar çok bilimsel çalışmalar ve araştırmalar var ki burada uzun uzun ele almak bize de düşmez. Ancak şu kadarını söyleyebiliriz ki “gıda canlılığa, sağlığa, neslin üremesi ve devamına, enerjiye ne sonunda da devlete ve özgürlüğe eşdeğerdir”.

Gıda, oldukça geniş boyutuyla dünyada ve Türkiye’de en çok tartışılan konu durumunda. Zira insanlar ve insana kaynak sağlayan hayvanlar pahalı beslenmeye başladı. İnsanın pahalı beslenmesi bitkisel ve hayvansal kaynaklı hammaddelerin pahalı üretilmesine bağlıdır.

Üretimin pahalı olması da tohum ekiminden başlayıp üretimin tüm girdilerini içine alan (gübre, sulama, bakım, enerji, hasat) , depolama, dağıtıma sunulma vs.) uygulamaların pahalı olmasına bağlıdır. Özetle son 2 yılda ki küresel olaylar tüm üretim girdilerini artırdığı için tarımda esas olan çıktıların da maliyetini fiyat artışı yönünde etkilemiş durumdadır.

Bunların üzerinde epeyce duruluyor ve üretim girdilerinin üretimi ve çıktı maliyetlerinin etkileri istatistiki anlamda hesap edilebiliyor ve bu da biliniyor. Ben bunların üzerinde duracak değilim.

Gıda enflasyonunun bilinmeyen, bilinse de üzerinde durulmayan konularını ele alacağım. Aslında bu konu tüketici olan herkesin malumu ancak pek dile getirilmiyor, ya da görmemezlikten geliniyor.

Durum şu. Sebzelerin yoğun olarak tüketime sunulduğu satış noktalarını (marketler, manavlar) yanısıra haller AVM’ler bir bire gezilsin ve birkaç gün süreyle kontrol edilsin. Bu satış noktalarında ki bozulmuş veya bozulmaya yüz tutmuş tonlarca meyve ve sebzeler rahatlıkla görülebilir durumda.

Tüm dünyada olduğu gibi Ülkemde de önemli meselelerden biri, belki de en önemlisi israftır. İsrafın haram olduğunu tüm Müslümanlar bilir. Ne hikmetse bir türlü bu haramı üstlenmemek için israftan sakınmazlar. Oysa gıda israfı insanın tek başına etkileneceği, dolayısıyla üstleneceği bir kural değildir. Mesela su israfı komşularını ve tüm barındığınız beldeyi, toprak israfı tüm ülkeyi, zaman israfı şahsı ve iş birliği yapılan muhatab yanında ekonomi ve zamanında iş yapma olgusunu ekiler.

Bir örnekle durumu açıklayalım. 6 ay önce, mahallemizde yeni bir manav açıldı. Burada, çevreye göre fiyatlar daha uygun. Sebze ve meyveler daha taze, ancak her akşam önceden kalmış onlarca kilo meyve ve sebze çöpe gidiyor. Büyük marketler ve AVM deki satış yerlerini düşünürsek, milyonlarca ton gıda kaynağı mideye inmeden heba ediliyor, atılan gıdaların maddi yükü de fiyatlara bindiriliyor.

Bu durumda hiçbir gıda özellikle de yaş-sebze meyve bozulmaz diyemeyiz ancak, bozularak atılan sebze ve meyveler, bozulma noktasına gelmeden değerlendirmeye alınmalıdır. Nasıl ki diğer gıda ürünleri (et, süt, yoğurt ve diğerleri) kullanıl tarihi dolmadan birkaç gün evvel toplatılıyor ve başka şekilde değerlendiriliyor ise yaş sebze-meyve de bu şekilde değerlendirilmeye alınabilir. Bu arada, bozulmaya yüz tutan sebzelerin lokantalara ucuz fiyatlarla satıldığını öğrenmem şaşırtıcı oldu.

Değerlendirme ciddi bir organizasyon işidir. Bazıları hep şikâyet eder, evime hiç sebze-meyve girmiyor der, başkaları da bu siyaseten kullanır ya, bunların önüne geçmek ve de bunca emek verilerek üretilen gıda hammaddelerini değerlendirmek bir insanlık işidir.

Bu tür çabuk bozulan gıdaların bozulamadan önce tüketime ulaştırılması işini ancak belediyeler veya gönüllü teşkilatlar (vakıflar, dernekler veya diğer sivil toplum kuruluşları (üretici birlikleri, halciler) yapabilir. Üretici birlikleri sadece üreticiyi korumak görevini üstlenmemeli, aynı zamanda da üretimi koruma görevini üzerine almalıdır. Üreticinin kaybı elbette önemlidir ancak tüketime sunulan malın tüm Ülkeye ait olduğu düşünülmelidir. Bu konu tartışılmalı ve çözüm üretilmelidir.

Dünyanın ve ülkemin birçok yerinde açları doyuran, hastalara ilaç yardımı yapan, susuzlara kuyu açan sivil toplumu ve belediyeleri çöpe giden gıdaları da bir şekilde değerlendirmeye çağırıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR