Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Şeker Pancarı Tarımı, Fiyatlandırılması ve Geleceği

Şeker Pancarı Tarımı, Fiyatlandırılması ve Geleceği

Tarım, toplumumuz tarafından futboldan sonra konuşulan ikinci konu imiş. Çeşitli sebeplerle de olsa bundan sonra zannederim konuşulan birinci konu tarım olacak.

Şeker pancar hakkında çok yazılar yazdım, zira şeker pancarı benim ana çalışma konumdur. Temel gıdalardan biri olan şeker ve de hammaddesi olan pancar hakkında oldukça yanlış ve mesnetsiz iddialarla şeker fabrikaları ve özelleştirme politikaları da konuşuluyor. Bu ve hammadde üretim sezon sonu ve şeker üretiminin başlangıcı olduğu için şeker fiyatı ve politikaları üzerinde duracağım.

Geçenlerde bir pancar kooperatifi başkanı şeker pancarı fiyatı belirlenmesi konusu ele alarak net bir rakam koyamadı, ancak tatmin edici bir rakam verilmesini bekliyoruz dedi. Gelinen duruma göre bu sene tüm tarımımızda olan sıkıntıların bir kısmı şeker pancarı ve fabrikaları için de görülecek. Keza Konya gibi sulama suyu sıkıntısının had safhada ve üretim için iklimin en uygun olduğu Orta Anadolu da pancar üretiminin (mısır ile birlikte) yasaklansın istenmekte. Bence bu yasaklanma isteği bu sezon ve gelecekte de pancar fiyatının belirlenmesinden daha önemli olacak gibi görülmelidir.

Şu an marketlerde kristal şeker kg fiyatı 27-30 TL aralığında ve geçen sene üretim sezonundan kalan şeker tüketilmekte. Pancara verilen fiyat kristal şekerin fiyatını da belirler. Zira şeker girdisinin % 50 den fazlası pancardır. Pancarda % 16 polar şeker için beklenen kg fiyatı 2.5-3.0 TL (2500-3000 TL/Ton) aralığında. Bu durumda 1 kg şekerde hammadde maliyeti 15-20TL aralığında olarak, buna işletme ve karlılık payı da eklenirse bu üretim sezonunda şekerin kg’ını 40 TL veya üzerinde tüketebileceğiz.

Bu değerde şekeri kişi başına 30 kg tüketim üzerinden 1 kişi senelik 30X40TL= 1200 (ayda 100 TL) TL bedelle tüketmiş olur. Diğer bir ifadeyle 2 paket sigara fiyatına aylık şeker ihtiyacı karşılanmış olur. Diğer taraftan Orta Anadolu da şeker pancarı ve mısır gibi fazlaca su tüketen bitkilerin üretiminin yasaklanması talebi var. Bu gidişle bu bitkileri devlet yasaklamasa da üretici bu bitkileri üretemeyecek gibi duruyor. Su sıkıntısında ana konu sulama suyunun aşırı kullanılması yanında son yıllarda ki kuraklık ve sıcaklık ile yağışların yerinde ve mevsiminde düşmemesidir. Sulu üretimde ihtiyaçtan fazla su kullanılmakta ise de son birkaç yılda yağışların yetersiz ve düzensiz oluşu, mevsimlerin kayması, aşırı sıcaklıklar ve kuraklıkların uzun sürmesi de problemlerin kaynaklarından sayılır.

Bu iklim düzensizliklerine göre, üretim yapımızda ciddi değişiklere giderek bitkisel ve hayvansal üretimde yeni açılımları ve üretim çeşitlendirmelerini çalışmak mecburiyeti var. Küresel ısınmaya bağlı olsun olmasın, su arzına bağlı olarak üretimde yeni modellemeler ortaya konmalıdır. Ya da sulama suyu kontrol altına alınmalı veya yeni su kaynaklarına ulaşmanın yolları aranmalıdır.

İster şeker, ister yağ ve diğer tarımsal sanayi için ve nerede olursa olsun, ihtiyaç duyulan hammaddeyi üretmek için üretim merkezlerinde taviz verilmeden kaçak kuyular kapatılmalı veya ruhsatlandırılarak denetime açık olmalıdır. İhtiyaçtan fazla sulama suyu kullanma (sadece verime dayalı üretim anlayışı ile ki bu durum şeker pancarında daha da geçerli) anlayışı son bulmalıdır. Konya Karaman’da mısır ve şeker pancarı alanlarında suyun tükenmesi ile 1-2 aydır sulanamamış bitkiler çöküntü durumundadır.

Birçok ana üründe olduğu gibi şeker pancarı üretiminin ülke ihtiyacını karşılamada yeterli olmaması şeker sanayi ile birlikte (yem, melas, gübre, biyoetanol) diğer yan sanayinin çökmesi demektir. Yıllar önce Alpullu, Susurluk, Kars ve Ağrı şeker fabrikalarında üretime ara verilmesi veya kısa kampanya ile üretim yapmasının asıl sebebi, fabrikaları ekonomik değerde çalıştıracak yeterli bitki bulamamadır. Bu risk diğer bölgelerde yer alan tüm özel, kooperatif ve devlet fabrikaları için de bir tehdittir. Birkaç senedir bazı fabrikalar kendi bölgelerinde yeterli hammadde bulamadıkları ihtiyaç için saha dışına çıkmakta ve buralarda üretim yapmanın kavgalarını vermektedirler.

Kısaca tarım için ana konu sulama suyu olup mevcut suyun korunması ve eksik kalanın teminidir. İklim düzensizlikleri de problemin artısıdır. Ele ele, gönül gönüle akıl ve ilimle üretime devam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR