Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

SULTAN 2. ABDÜLHAMİD HAN’A DARBE-2

SULTAN 2. ABDÜLHAMİD HAN’A DARBE-2

Avrupa’daki İttihatçılar arasında çekişmeler yaşanırken, ülke içerisinde başta askerî okullar olmak üzere Sultan’a karşı mücadele sürüyordu. Bir süre sonra askerî öğrencilerden bir grup tutuklanarak Taşkışla’ya hapsedilirken, aynı anda Harbiye’den iki sınıf tümüyle okuldan ihraç ediliyordu. Dağınık halde içeriye ve dışarıya yayılmış olan muhalefeti bir araya getirmek gerekiyordu. Bu amaçla, Prens Sabahattin öncülüğünde 4-9 Şubat 1902’de, Paris’te Türkler, Araplar, Yunanlılar, Çerkezler, Yahudiler, Kürtler, Ermeniler ve Arnavutları temsilen, 47 delegenin katılımıyla 1. Jöntürk Kongresi toplanacaktı.

Kongreye katılanların ortak noktası, Abdülhamid yönetiminden duydukları rahatsızlıktı.

Aslında, İttihatçıların Osmanlı sınırları içerisindeki faaliyetleri 1897’de çökertilmişti. Tutuklananların mahkemeleri ve yeni tutuklamalar ile 1897-1908 yılları arasında İstanbul’da yeniden örgütlenme için İttihatçıların pek fazla fırsatı olmadı. Bu yüzden, Sultan’a karşı devrimi gerçekleştirecek komitelerin oluşturulmasına yönelik girişimler İstanbul dışında, özellikle Selanik ve çevresinde gerçekleşmeye çalışıyorlardı. Selanik kozmopolit yapısıyla bir Osmanlıdan ziyade bir Avrupa şehri durumundaydı.

Eylül 1906’da Selanik’te, kurucuları arasında Mithat Şükrü, İsmail Canpolat gibi isimlerin olduğu Osmanlı Hürriyet Cemiyeti kuruldu. Hücre biçiminde örgütlenen cemiyet, mektepli subaylar arasında hızla yayılma gösterdi. Cemiyet, Ahmet Rıza’nın görüşlerinin Cemiyetin fikrîne uygun olduğu kanaati ile onunla ilişkiye geçti, ardından İttihat ve Terakki Cemiyeti ile birleşme kararı alındı.

Ahmet Rıza kaba kuvvet kullanılmasına karşı olsa da birleşmenin getireceği ortak menfaatler uğrunda bu düşünceden vazgeçti. Böylece Selanik ve Makedonya çevresinde beliren çeşitli örgütler, 1907’de yurtdışındaki İttihatçılarla irtibat kurarak Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti adıyla ittifak etmişlerdi.

Bu gelişmelerden sonra Abdülhamid karşıtlığında birleşen grupları bir araya getirebilmek için 27-29 Aralık 1907 de Ahmet Rıza’nın İttihat ve Terakkisi, Prens Sabahattin’in Teşebbüs-ü Şahsi ve Âdem-i Merkeziyet Cemiyeti, Maloumian’ın sosyalist Ermeni Taşnaksütyun Cemiyeti ve Mısır’daki Ahdı Osmani Cemiyeti’nin katılımlarıyla Paris’te 2. Jön Türk Kongresi toplandı. Kongrede yapılması düşünülen devrimin nasıl olacağı tartışıldı ve böylece 1908 Devrimine giden yol açıldı.

İttihat ve Terakki, teşkilat yapısı ve faaliyetleri için Masonluğun yapısı ve usullerinden faydalandı ve en başından itibaren Masonlarla yakın ilişki içinde idi. Cemiyet, Emanuel Karasso’nun üstadı azamı olduğu “Dirilen Makedonya” locasında kuruldu. Talat Bey, Cemal Bey ve Mithat Şükrü’nün başını çektiği kurucu kadronun tamamı bu locanın üyesiydi. Başta İngilizler olmak üzere çeşitli locaların birleştikleri tek ortak nokta, Abdülhamid’i devirmek” için İttihatçı Hareketi desteklemekti.

Abdülhamid Hân, hatıratında İttihatçılar ile Masonlar arasındaki karanlık ilişkilerin içyüzü ve hareketin önde gelenlerinin gizli kapaklı işleriyle ilgili şu çarpıcı bilgilere yer vermiştir:

Ahmet Celalettin Paşanın Mısır’da Ali Kemal Beyden aldığı mektupta, Dr. Abdullah Cevdet, Dr. Sukuti, Dr. Bahattin Şakir, Dr. Nazım, Dr. İbrahim Temo’nun Fransız ve İtalyan localarına bağlı oldukları ve bu locaların yardımıyla yaşadıklarını, hatta ailelerine dahi bu localar eliyle para gönderdiklerini yazıyor ve bunların vesikalarını gönderiyordu. Mason Locaları bütün takiplerimize rağmen “İttihat ve Terakki”ye bağlı subayları harekete geçirdi. Böylece kendince avare bu insanlar birer önder adam hâline geldiler. İşte Jön Türkler ve İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin hikâyesi de budur.

Bu ikinci bölümde dikkat edilmesi gereken husus, Sultan’a karşı ayaklanmaya hazırlanan İttihat ve Terakkinin kimler tarafından kurulduğu, mason cemiyetleriyle bağlantıları ve hangi etnik gruplarla işbirliği yaptıkları görülmektedir. Cemiyet isimlerinin başında Osmanlı kelimesinin de kullanılması da önemlidir ve günümüzde de bu tür gizlenmelere rastlanmaktadır.

AMAN HA! 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR