Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Tarımın bahtsızlığı

Tarımın bahtsızlığı

Tüm insanlık şunu iyi bilsin ki “tarım olmadan hayat olmaz”. Tarım yapmak içi de bazı kaynaklar (su, toprak, hava gibi) ve bunların da temiz olması lazım. İşin bir tarafında bu varken diğer tarafında da hala tarımı iyi yorumlayamayanlar var ve maalesef ki toplum nezdinde bu şarlatanların sözü ve yazıları geçerli urumda.

Tarımla ilgili köşe yazarları, kendini tarımcı sayan gazeteciler, muhalefet şarlatanları, ziraatçiliği sadece diplomasından ibaret olanların yanında ne yazık ki ziraatçı akademisyen olan bazı kişiler de var. Tarımı tam anlamıyorlar, anlamadıkları için de (kötü niyetli olanlar için ) tam anlatamıyorlar.

Bu haliyle, ezelde ve ebette, canlılığın devamı ve medeniyetin başladığı ciddi bir sektör olan tarım bahtsız, yalnız ve de anlaşılamaz kalıyor. Hayatta küçük olayları ve değerleri büyütenler var, ne hikmetse hak ettiği büyüklüğü almadığı gibi, büyükleri küçültenler var. Tarım için de bu durum aynı.

Temiz toprak, hava ve su, enerji, teknoloji ve de emek tarımın ana elemanları olurken tarımın çıktıları olan gıda güvenliği ve güvencesi, gıda arzı, israf ve tasarruf ifadeleri bunların esas kaynağı daha öne çıkıyor. Elbette bunlar önemli ama kaynağın kurumaması daha da önemli. Yani gıdanın ana kaynağı iyi anlaşılmaz ve korunmaz ise ne güvenlikten ne de güvenceden bahsedemeyiz.

Kaynağı kuruyan bir pınardan su içilemez ise susuzluk nasıl giderilir. Bu pınarı güzel taşlarla ve sözlerle süslemenin ne anlamı var. Dünyanın her yerinde tarihe mal olmuş güzel çeşmeler var ancak suyu akmıyor ya da Yunus’un dediği gibi “su içecek tası yok”.

Tarım halen ideolojik bakan bir zihniyet var. İdeolojileri doğru ve geçerli değerlere dayansa bari o da yok. Dünyada bunca yeni modellemeler, Ülkemde bunca gelişmelere rağmen halen 100 yılın, 50 yılın hatta son 20 yıl öncesine kadar fakirliğin diz boyu olduğu, merhametin olmadığı, köylüyü yok sayan, onları şehirlere dahi sokmayan bir zihniyeti özlemini duyan bir şaşkınlar gündemi işgal edebiliyorlar.

30 milyonu doyuramayan, teknoloji ve tohumun Cumhuriyetten 30 yıl sonra tanıyan dönemleri ilericilik olarak gören, felsefesi doğru olsa da esas işi köylü çocuklarını devrimci-komünist, Türkün kültürü yerine batıcı-materyalist bir zihniyet yetiştirmek isteyen Köy Enstitüsü misyonunu yeniden kurtuluş reçetesi olarak sunan bir zihniyet bugünü beğenmez. Hâlbuki Ülkemde köy enstitüleri hedef ve projelerini onlarca defa aşan kurumlar ve hizmetler vardır.

Köy Enstitüsü modeli o zaman için geçerli olsa da, “yeniden açılmalıdır” talebi Ülkemi kalkındırma değil, maalesef bir zihniyeti yeniden hortlatma hedefine matuftur, diyebiliriz. Halen de üreticiyi cahil-eğitimsiz, aptal gören bu zihniyet, vatandaşı aşağılama fikrini bırakıp, nasıl olur da tarımı yeniden şahlandırmaya geçer, cevabını veren varsa bilelim ve tartışalım.

Köy Enstitüleri uygulamasını bir zamanlar ideolojik olarak ısrarla savunanlar buğun ne yazık ki, sağcı olarak bilinen bazı arkadaşlarımız tarafından da dillendirmeye çalışılıyor. Buna eskilerin Marksist, yenilerin laik ve ulusalcıları bıyık altından gülüyor. Kendinden olmayanları “cahil” diyenler gözlerini öyle karartmışlar ki halen de kırsaldakileri de cahil diyebiliyorlar. Aslında cahil diyemeyiz ancak zavallı olan bu güruh, Ülkemin kırsalının koyun sağmak için 20 yıl evvel eşek ve at kullandıklarını unuttukları gibi, bugün at ve ATV’lerle sağıma gittiklerini de bilmiyorlar.

Elbette tarımımız bahtsız değil ancak artık ideoloji ve maksatlı zihniyetin bakışı ile böyle görülebilir. Unvanı, makamı, konumu ve maddi durumu ne olursa olsun tarım sektörünü doğru değerlerle ve geldiği yer itibariyle tarihi sürece de dayalı olarak okuyarak, yaşayarak ve gezerek görmeleri ve savunmaları gerekir. Son yıllarda tarımcı olduğumu bilenler beni tanısın, tanımasın, yurtiçi-dışı olsun, her türlü soruları karşısında cevap vermekle büyük zamanım geçiyor.

Sonuçta da “hayret, biz bunları bilmiyorduk, neden diğer tarımcılar sizin gibi söylemiyor” diyerek de sitem ettiklerini çok duydum.

Ana konusu tarım ve üretim olanlara selam olsun. Sağlıkla ve huzurla kalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR