Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

TORKU BİR DÜNYA MARKASIDIR, ANCAK!

TORKU BİR DÜNYA MARKASIDIR, ANCAK!

Evet, bu doğrudur. Bu başlıkla neyi ifade ettiğimin arkasında da dururum. Bu konuyu epeydir yazmak istedim ancak araya güncel konular girdi. Son zamanlarda milli ve yerli değerlerimiz, MARKA olmuş şirketler üzerinde düşüntülü yayınlar yapılıyor, yani, bu markalar yok edilmeye çalışılıyor.

Bu yayınlar öylece de ustalıkla yapılıyor ki, insanımızı hem gıda, hem de yerli markalardan uzak tutma eylemleri hedefleniyor. Efendim neymiş, TORKU marka sütler patlıyormuş, görüntülerle bunu ispat etmeye çalışıyorlar. Yine diğer önemli markalar üzerinde de aynı kumpaslar. Sütaş yoğurt ve sütleri söyle veya böyle imiş gibi. Devamında yok fabrika üretimi yoğurt yemeyin, süt içmeyin. İnsanın temel gıdaları üzerine yapılan ahlaksızlıklar, özellikle de yerel markalar üzerinden devam ediliyor.

Bu propagandaların merkezinde bilim adamı denen kimselerin de olması yerli ahmaklarla, dış kaynaklı işbirlikçilerinin veya kendini bir şekilde ilmi kullanarak pazarlamaya çalışanların olduğu görülüyor. Efendiler, gıda üretimi, kaynağı ve tüketimi üzerinde yapılan tartışmalar hiçte söylendiği gibi değil. Ne ekmekte, ne sütte, ette, yağda, şekerde, ne de çoğu diğer gıdalarda değil. Dikkat ederseniz medyaya çıkarılan soytarılar da hep aynı tipler. Bazı Medya grupları da bilmeden bu tezviratçıların oyununa destek veriyor. Herkes kendi işine ve bilim dalına baksın. Bunlara karşı tüm insanımıza düşen kasıtlı saldırılar karşısında, daha çok yerli marka üretimi gıdaları kullanarak onlara “kara propagandalarının” tutmadığını göstermek olmalıdır. Firmalarımızın üzerine düşen de kaliteden taviz vermemeleridir.

Gelelim tekrar Torku ’ya. TORKU Konya’nın, Konya çiftçisinin eseridir. Bu marka üzerinde yapılan her türlü kara propaganda aynı zamanda Konya’ya yapılmış demektir. Buna gönlümüz razı olmaz, buna yeltenenler de toplumun baskısı ile durdurulmalıdır, ancak Torku çok mu iyi yönetiliyor, bunu da soralım. Bir şekilde marka olmuş ve alın terinin eseri üreticinin sahibi olduğu işletmelerin değerinin düşürülmesinde firmayı yöneticilerin hiç mi suçu yok. Yıllardır diğer fabrikaların (özellikle Konya Şeker’in) kaynaklarını kullanarak bir kısım yanlış yatırımların yapılması hangi vicdana sığar. Bu yatırımlar elbette Torku’yu yok etmek için yapılmamakta ancak doğru hedeflere de yapılmamakta. 

Yanlış yatırımların Konya çiftçisinin emeğini yok etme ile sonuçlanabilir, bilinmelidir ve de üreticiler tarafından sorulmalıdır. Ülkemde kooperatifçiliğin en güzel modeli olan Torku, kişisel tatmin ve havai heveslere kurban edilmemelidir. Her yerde olduğu gibi Torku ’da da yönetimin etrafının bir kısım yağcı, yeteneksiz, gününü kurtaran çoğu amatör ruhlu insanlarla dolu olduğu söyleniyor. Bu uyarmalar ağır bir itham olarak görülebilir ancak gerçek bu. Bunu bazı örneklerle açıklamaya çalışalım. Bunu ifade etmek elbette kolay değil ama bilinen gerçekleri söylemek, yönetimi uyarmak teknik ve bilimsel bir görevdir.

Makale başlığının “Torku bir dünya markasıdır” cümlesini inanarak yazıyorum. Ancak Torku’nun marka oluşundaki gerçekleri de bilmek gerekir. Konya Şekeri ilk özelleşme yıllarından, yani 1991 den beri yakından bilen birisiyim. Torku’nun marka oluşunun arkasında, Anasol-M hükümetin aldığı özelleşme kararlarının büyük payı olduğunu söyleyebilirim. Bu zamanda şekere yapılan yüksek zamlar birdenbire tüm şeker fabrikaları büyük oranda kâra geçti. Konuk Başkan teslim aldığında Konya Şeker o dönemin en modern ve karlı fabrikası idi.  Şu da doğru ki, konektörün ve Recep Başkan’ın da ilk dönemde samimi çalışmaları ile Torku bir marka oldu.

Torku herkes tarafından korunmalıdır. İlk defa tarıma dayalı entegre bir işletme ciddi bir marka olmuş ve de marka olduğu sektöre dayalı büyümeye devam etmesi gerekmekte iken maalesef ana sektörün dışına çıkılmıştır. Ne işi var çiftçinin enerji, taşıma veya perakende zinciri yatırımlarla. Yeni öğrendim, et-döner zinciri tüketim noktaları kuruluyormuş. Bunu da anlamış değilim. Mademki Torku ciddi bir marka, öyle ise perakende tüketimler yerine, toptancılığa devam edilmeli, bu manada da kaynakları zorlanmalıdır. Allah korusun son satış noktalarında yapılan yanlışlar tüm markayı etkileyebilir. 

Bizden söylemesi. Saygı ve muhabbetle.

  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
28 Yorum
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR