Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

TÜSİAD, TARIM VE GIDA RAPORUNDA NE DİYOR

TÜSİAD, TARIM VE GIDA RAPORUNDA NE DİYOR

TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği), sürdürülebilir büyüme bağlamında Tarım sektörünü analizi etmek amacıyla “Tarım ve Gıda-2020 Raporu” hazırlatmış. Raporu hazırlayanların ifadesiyle tarım ve gıda sektöründe ekonomik, kurumsal, hukuki, çevresel ve kültürel çözüm niteliğinde ve değer zincirinin üreticiden tüketiciye kadar tüm paydaşlara yönelik, entegre, kapsayıcı ve kalıcı politikaları gerçekleştirmek amacıyla öneriler sunuyor ve Rapor beş ayrı bölümden oluşuyor. Rapor:  

  • Piyasa yapısı, aracılık faaliyetleri ve örgütlenme
  • Katma değerin artırılması, inovasyon ve dijital tarım
  • İklim değişikliği etkisi altında tarımsal arzın sürdürülebilirliği
  • Tarım ve gıda lojistiğinde iyileştirmeler ve
  • Tarımsal destek ve teşvikler, olarak bölümlendirilmiş.

Bu başlıkları doğrudur ve ısrarlar, tarım bir ana sektördür diyor. Tarımın canlı kalmaya; yurt tutma, devletler ve medeniyetler kurma ve kalma; sağlıklı, güvenli ve özgür yaşamaya temel sebeptir, bu nedenle de diğer tüm sektörlerin üzerinde bir anlama vardır. Raporda tarım ve gıda sektörünün “küresel gelişmelere bağlı olarak alışageldiğimiz geleneksel rollerine ilave çok farklı yeni rolleri ve sorumlulukları da taşımaya başlamış” ile vurgulanmakta, “çok farklı ve yeni roller” ile de bir üst paragrafta ifade ettiğim üst kimliğe eşdeğer bir yer verilmiş olması ile doğrulanmaktadır.

Devamında “kapsayıcı bir kavram olan biyoekonomi, bitkilere, hayvanlara ve diğer canlılara yönelik üretimi ve tüketimi, biyolojik atıkları ve bunların işlevlerine ve ilkelerine dayanan tüm sektörleri ve sistemleri içermektedir. Bu sektör ve sistemler kara ve deniz ekosistemlerini ve sağladıkları hizmetleri; biyolojik kaynakları kullanan ve üreten tüm temel üretim sektörlerini; gıdayı; yemi; biyo-temelli ürünleri; enerji ve hizmet üretmek için biyolojik kaynakları ve süreçleri kullanan tüm ekonomik ve endüstriye sektörleri kapsamaktadır” deniyor. Burada hammaddeden-gıda ve tüketime giden sektörün tüm halkaları bağlandığı gibi, “kara ve deniz ekosistemleri ve enerji üretmek” ile de enerji ve çevreye de atıfta bulunularak gıda dışı alanlar için de sektör yaygınlaştırılıyor denebilir.

 Raporun bir bölümünde tarımın etki alanları yukarıda ki ifadeler daha da vurgulanarak bilinen sadece “gıda kaynağı” olması fikrinin ne kadar genişletildiği belirginleşmiştir. “dolayısıyla, tarım ve gıda dendiğinde artık sağlık, gıda güvenliği, gıda güvencesi, çevre, doğal kaynaklar, enerji, lojistik, finansman, yoksulluk ve kırsal kalkınma gibi farklı açılardan toplumu etkileyen kavramlardan bahsetmek durumundayız” ile yeniden vurgulanıyor. “Tarımın ekonomi geneline etkileri ve katkıları düşünüldüğünde, ekonomik kalkınma, yoksulluğun azaltılması, gıda güvenliği, gıda güvencesi ve çevresel sürdürülebilirlik akla gelmektedir” ile de sektörün ciddiyeti iyice tescilliyor.

Son cümle her ne kadar tarımın temel bir özeti olsa da, cümlenin “Tarımın ekonomi geneline etkileri ve katkıları” ile başlaması sektöre ekonomi ağırlıklı anlamlar yükleme pek doğru değildir.  Zira tarım ekonomi öncelikli sektörden ziyade mutlak ihtiyaç duyulan bir alandır. Bu anlayış iş adamları için geçerli olmayabilir ancak işe sadece ekonomi ve ardından gelen kârlılık, sektörü üretici alanında bazında ciddiyetini bozabilir. Buradan bir şey ekonomik değilse üretilmemelidir anlamı da çıkabilir. Tarımı ve çıktısı olan gıdayı diğer sektörlerden ayıran en önemli fark ta budur. Tarım, gıda kaynağı olarak canlılığın, kaliteli beslenme ile sağlığın, yenilenebilir enerjiye hammadde vermesi ile enerjinin teminatı olmaktadır. Tarım dışı diğer sektörlerde bu gerçeklere ulaşma imkânı yoktur.

Yine raporda, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2023 hedefine yönelik ortaya koyduğu “150 milyar dolarlık üretim ve 40 milyar dolarlık ihracata erişebilmede temel hedef, ülke politikalarında stratejik olarak konumlandırılmış ve önceliklendirilmiş bir tarım ve gıda sektörü olmalıdır” vurgu yapılıyor da bunun nasıl olacağı ortaya konmuyor. Bunun nasıl olacağı için yapılacak tek şey “işletme yapısında bozuklukların düzeltilmesidir”.  TUSİAD’ a bu rapor için teşekkür ederken, tüm özel sektörlerin de tarım ve gıdaya destek çıkmaları gerçeğini de vurgulamak gerektiği kanaatindeyim. 

Güçlü Devlet ve sağlık için tarıma doğru anlayışı ile kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR