Hasan Durucan

Hasan Durucan

ATEŞBAZ-I VELİ

ATEŞBAZ-I VELİ

Hayâtı hakkında yeterli bilgi olmayan Ateşbâz Velî’nin doğum yeri ve yılı da bilinmemektedir. Fakat 1285 yılında Konya'da vefât etmiştir. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin meşhûr talebelerindendir. Farsça’da Âteş-bâz; ateşle oynayan kişi anlamındadır. Bu kelimenin “Âş-pez” (Aşçı), “Aş-pez Başı” (Aşçıbaşı) kelimesinden geldiğini öne sürenler olmuşsa da türbesindeki kitabelerde “Ateş­baz” şeklinde zikredilmektedir. Kendisinin asıl adı Yûsuf, babasının adı ise İzzeddîn'dir. Mevlânâ hazretlerinin babası Behâeddîn Veled ile Horasan'dan geldiği veya kâfileye Karaman'da katıldığı rivâyet edilmektedir. Ancak Horasan'dan geldiği görüşü daha kuvvetlidir. İzzettin oğlu Yusuf’a bu unvanın verilmesi şöyle bir menkıbeye dayanır: O bir gün, mutfakta odun kalmadığını arz etmek üzere Mevlana’nın huzuruna girer. Mevlâna’nın lâtife olarak “Kazanın altına ayaklarını sokarak kazanı kaynat” demesi üzerine öyle yapar. Ayak parmaklarından çıkan alevlerle aşı pişirir. Kerametin açıklanmasından yana olmayan Mevlâna bunu görünce biraz da lâtife ile “Hay Ateş-baz Hay” der. Böylece Yusuf Bin İzzettin bu ünvanla anılmaya başlanılmıştır. O günden sonra Mevlâna Celâleddin onu mutfağın genel ve özel işleri için görevlendirir. Gülbank yani kimi dergâhlarda hep bir ağızdan ve makamla yapılan dua, söylenen ilahi ya da içilen ant okumaya da mezun kılınır. Ser-Tabbah (Aşçıbaşı) olarak atandığı mutfakta mideler için lâzım olan aşı hazırlamanın yanı sıra  bundan çok daha önemli olanı ruhlar için gerekli olan aşkı da hazırlayacaktır. Mevlevilikte mutfak,  Matbah-ı Şerif’tir; çok yönlü manalara gelen muayyen mekândır. Burası ilk nazarda bir Aş-hane olmakla beraber daha önemlisi Aşk-hâne’dir. Mevlevîliğe intisap niyazında bulunan kişilerin, liyakat denetimlerinin ve temel eğitimlerinin yapıldığı mümtaz mahaldir. Matbah yani pişirilecek yerdir. Burada aş da insan da pişer. Aş da aşk da kaynar. Binaenaleyh dergâhlarda mutfak mekânı bir eğitim öğretim mekânı; bir terbiye okulunun hazırlık sınıfıdır. Buradaki süreyi ve sınavları başaranlar okula asıl öğrenci olarak kabul edilirlerdi. Ateşbâz Velî Ocağı Mevlevihanelerdeki özel ocağın adıdır. Önemli günlerde aş burada pişirilirdi. Ayrı bir yerde ve büyük bir itina ile muhafaza edilen gümüş renkli Ateşbâz Veli Kazanı kullanılıp işi bittikten sonra güzelce yıkanarak yerine kaldırılırdı. Ateş, ocak ve kazanının Türk Kültür ve Tefekkür tarihinde her zaman ayrı bir yeri olmuştur. Ateşbâz-ı Velî, Mevlânâ Celaleddin-i Rum’i vefâtından sonra ömrünün yettiği oniki yıl dâimî olarak onun sözlerini söyleyerek kalbinin ve rûhunun sükûn ve huzûr bulmasını sağlardı. Ömrünü bu ulvî görevde geçiren Yusuf’un yani Ateşbaz Veli’nin Türbesi Havzan Mahallesi yakınlarında Yeni Meram Caddesi’ndedir. Yeşillikler arasında son derecede asûde, huzurlu bir köşedir. Manaya aşina, huzur ve huşua müptela olanların sığındığı nezih bir ziyaret yeridir. Selçuklu türbe mimarisinin tipik özelliklerini taşıyan türbesi, genel olarak sade bir yapıdır. Çeşitli onarımlar görmüştür. Mahzen kısmına, kuzeydeki basık kemerli kapısından girilir. Bu kısım kare planlıdır. Duvarları moloz taşlarla örülmüştür. Zemini toprak olup ortada tuğladan yapılmış sandukası mevcuttur. Mahzen, sivri kemerli tonozla örtülüdür. Mübarek cansız bedeni buradaki sandukanın altındadır. Muntazam kesme taşlarla inşa edilmiş gövde kısmı içeriden kare, dışarıdan ise sekizgen plânlıdır. Üzeri içten daire planlı, tuğla kubbe ile dışarıdan ise yine tuğla örgülü ehrami külah ile örtülmüştür. Niyaz Penceresi güneydedir ve bu pencere üzerinde “Bu kabir, kutlu şehit rahmetli İzzeddin oğlu, milletin ve dinin güneşi Yusuf Ateşbaz’in kabridir. 684 yılı Recep ayının ortasında Allah’ın rahmetine kavuştu. Allah yarlığasın (bağışlasın).” yazmaktadır. Ünlü şair ve hattat Sıdki Dedenin yazdığı Türkçe kitabe cümle kapısının üzerinde bulunmaktadır. Bu türbenin dünyadaki tek aşçı türbesi veya anıt mezarı olduğu tahmin ediliyor. Allah rahmet eylesin. Vesselam

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Durucan Arşivi
SON YAZILAR