BİR SİHİRLİ EL BEKLENİYOR
Şükürler olsun yine sağlıklı huzurlu ve özgür olarak bir güne başladık. Ve hemen gündemimizdeki yerel konulara başlıyoruz.
ÖNCE MEMLEKET GAZETESİNDEKİ
ESKİ DOSTLARIMDAN ÖZÜR DİLERİM
Önceki gün son baskısını yapan MEMLEKET Gazetesi ile bir kaç satır yazayım dedim. Ama inanın çok duygusaldım. İnanın duygularımı anlatamam. O yüzden de bazı arkadaşlarımı ismen yazmıştım çok önemli gönül dostlarımı, benim kahrımı çeken kardeşlerimi unutmuşum. Huzurlarınızda onlardan çok çok özür dilerim. Bir dost bu kardeşlerimi bana şöyle hatırlatıyordu;
“Memleket gazetesinde sizinle çalışmaktan gurur duyan insanlarda vardı kahrınızı çekmekle beraber Uğur Bey onları atlamışsınız Emel Kılıç, Özge Demirtaş, Ayşenur Baş, Mehmet Emin Yumuşak, Canan hanım, İbrahim Acun ve bizim de unutmuş olduğumuz daha niceleri...”
………….
Evet, evet yüzde yüz haklı bir mesajdı. Huzurlarınızda Emel Kılıç, Özge Demirtaş, Ayşenur Baş, Mehmet Emin Yumuşak, Canan Hanım, İbrahim Acun’dan çok özür dilerim. Ne olursunuz hakkınızı helal edin. Yine unuttuğum, dahası benim gibi bir adama katlanarak MEMLEKET’i o günlerde kısa zamanda bayrak yapan, lider yapan diğer mesai arkadaşlarıma sonsuz şükranlarımı saygılarımı seviyorum. Sizler isimsiz kahramanlar iyi ki vardınız.
…….
Memleket ve ekip demişken; o gün için ne olduğumuzu bile anlamadan, kargo gibi devir teslim edilmiş vaziyetteyken Pusula Gazetesinin kapılarını bana ve ekibime açan, 6 yıla yakın kader birliği yaptığımız patronum; ama abi kardeş gibi birlikte olduğumuz HARUN AKGÜL’e de teşekkürü bir borç bilirim.
…….
Bu arada MERİÇ rumuzlu okurumuz da TELGRAF ve RASYONEL gazetelerinin ardından MEMLEKET Gazetesinin de yayın hayatına son vermesinin ardından, yine yerel basın konusunda, yani bizler hakkında görüşlerini şöyle paylaşıyordu;
“Şehirde 20’ye yakın yerel gazete var, hepsi tek elden çıkmış gibi manşet atıyor, farklı fikirler, yeni cümleler, muhalif düşünceler neredeyse yok. Ballı paraları da devletten tabi. Gazeteciler hep devlet protokollerinde, gezilerde beleş yemeklerde ağırlanınca sonuç aynı manşet olarak çıkıyor. Kendilerine para verenlere GEBE kalıyorlar yani.
Üretim de olmayınca hazıra Hasandağı dayanmıyor...
Şok olmadık...
Beklenen bir sondu...
Bu arada, gazete sahibinin iddiasına göre yerel gazetecilikte kriz varmış, mecralar değişmişmiş, basılı gazetecilikte reklam pastası küçülmüşmüş vs… çok inandırıcı gelmiyor bana.
Görünen o ki, sektörde kriz miriz yok, iyi yönetilememe var!
Devlet size yıllarca bakmış ki ayaklarınız üzerinde durmayı öğrenin, kendiniz ayakta durun diye, siz paraları nerede yediyseniz artık, bugün suçu dış etmenlere yükleyip bahane buluyorsunuz!
Acaba sektör kendisini bu yönden eleştirebiliyor mu?
Biz nerede yanlış yaptık?
Yanında dalkavuk taşıma yerine kendine hatasını söyleyip ikaz edenleri taşıyanlar DAİMA kazanır!” demiş.
……………
MERİÇ rumuzlu okurumuzun bazı iddialarına tam olarak katılmasam da şu tarihi ders niteliğindeki cümlelerine yüzde yüz katılarak
“Üretim de olmayınca hazıra Hasandağı dayanmıyor...
Şok olmadık...
Beklenen bir sondu...
Yerel gazetecilikte kriz varmış, mecralar değişmişmiş, basılı gazetecilikte reklam pastası küçülmüşmüş vs… çok inandırıcı gelmiyor bana.
Görünen o ki, sektörde kriz mriz yok, iyi yönetilememe var!
Devlet size yıllarca bakmış ki ayaklarınız üzerinde durmayı öğrenin, kendiniz ayakta durun diye, siz paraları nerede yediyseniz artık, bugün suçu dış etmenlere yükleyip bahane buluyorsunuz!
Acaba sektör kendisini bu yönden eleştirebiliyor mu?
Biz nerede yanlış yaptık?”
………….
Teşekkürler değerli okurumuz. Eğer bu şehir gazete okumuyorsa, bunun tek ve tek sorumlusu biz çalışan gazetecileriz.
Bu şehri yönetenler, en başta siyasiler bize inanarak saygı duymayıp duyuyormuş gibi yapıyorlarsa bize göstermelik merhaba diyorlarsa iş dünyası bize “bir etliekmeklik” gözü ile bakıyorlarsa bunun tek sorumlusu biziz.
İğneyi kendimize batırmamız lazım.
Ben yerel anlamda kriz olduğuna asla inanmıyorum.
Bu şehirde para çok ama parası olan parasını salmıyor tutuyor.
Önümüzdeki günler çok iyi olacak.
Ama önce biz gazetecilerin dik durması ve ADAM gibi olması gerektiğine ve kızdığımız insanlara da örnek hareketler yapmamız gerektiğine inanıyorum. Sizin dediklerinizden de kendim adıma dersimi aldım.
Teşekkürler.
ŞAFAK CADDESİNDEKİ SIKINTI
Bir okurumuz, bir Konya sevdalısı abimiz baktın üşenmemiş fotoğraflamış ve şöyle diyordu
“Kiralık yazan binada TÜRGEV Mümine Hatun kız öğrenci yurdu vardı.
Şafak caddesi burası saçma sapan yan yollar var bu mevkide.
Geçen sene Senegalli bir öğrenci öldü geçenlerde de bahsettiğim yaralamalı kaza oldu.
Kamera olmadığı için çocuğa vuran motorcuyu patronları elini kolunu sallaya sallaya kaçırdılar.
En üstteki resimde Hekimoğlu Lisesi’nin yanında Şafak Caddesine çıkan yol lambada yok adam saçma yan yoldan girip vuruyor
Sağa dönüşte lamba yok.”
………………
Bir başka dost ise sabah saatlerinde şunu gönderiyordu;
Saat 11.58 suları
“Üstadım şimdi şuanda Konya Lisesi önünde yine bir otobüs arızalı bekliyor. Bakımları düzgün değil. Veya ömürleri dolmuş. Yenilenme zamanları geldi. Sevgi ve saygılarımla…”
………….
İşte biz başlığımızı bunun için bugün böyle yazdık.
Konya Uğur Başkan’ın o elini bekliyor diye düşünüyorum.
Katılır mısınız?
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
İnsan zamanla değişmez, zaman sadece onun gerçekte kim olduğunu gösterir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Yağışlı havalarda su birikintileri ile küçük gölcükler oluşturan pis sulardan insanlarımızı koruyabildiğimiz zaman daha iyi Adam oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Sen öyle diyon da abi Uğur Başkan tamirci mi de hemen koşup gelecek.demir yığını alet bozulabilir binen de kendisini şanssız hissetsin.araba da bozulabiliyor araba bozulunca uğur başgan nerede araba bozuldu mu diyoruz abi.niye yükleniyorsun ki abi başkana,otobosu o mu yaptı da
Yanıtla (3) (3)aynı araç ya da farklı araçlar sürekli arıza yapıyorsa? bu geçiştirilemez. Ya imalat hatası, ya kullanıcıhatası ya da bakımlar düzensizdir.?NOKTA
Yanıtla (2) (1)ugur bey kardesim. malumun. 31 mart.tan önce konya.daki 14 yerel gazete. sizin pusula gazeteside dahil. hepsi ayni baslikla cikti. hepsi ayni kisinin. kontrölünden yayinlandi. tüm türkiyede yanki buldu, ben sahsen bir konyali olarak bundan utandim. peki pusula gazetesi utandimi asla, memleket gazeteside ayni baslikla cikmisti bunlar utandimi yokkk. o halde insallah memleket gazetesinin basina gelen pusula gazetesininde basina gelsin, gerci sizler yandassiniz sizlere bir sey olmazda olsun
Yanıtla (3) (0)Uğur bey kardeşim dostça bir tavsiyem olacak yazının sonunda günün sözü yada ne zaman adam oluruz da günlük hadis paylaşsan bizlerde faydalansak ne dersin Selam ve dualarimla
Yanıtla (1) (3)Satılan arsa, arazi parası yeterse, bir de liyakatli kişiler görevlere getirilirse, otobüs meselesi mesele olmaktan çıkar. Umudumuz var mı ? Allah’tan ümit kesilmez.
Yanıtla (2) (0)sen daha o güzel eli çoookkk beklersin abim.Beklenen el gelmez sen kalkıp aramaz isen.Önüne koyanı yiyen yemeği kötüleyemez.Zira o gelene razı olmuştur.Kendi rızkını arayan önüne konanı yemez.Toplum ne aradığını bilmez ise bulduğunu aradığı sanır.İnsanlar önce eşit yaratıldıklarını hak önünde eşit olduklarını başlarına gelenleri kendi elleriyle getirdiklerini öğrenmelidir.Başa gelen çekilir değil başımıza gelen çektirmesin demeyi öğrenecekler.
Yanıtla (0) (0)