Mustafa Balkan

Mustafa Balkan

DAR GELEN GÖMLEK VE DEĞİŞİM

DAR GELEN GÖMLEK VE DEĞİŞİM

İki bin on yılında “Konya Üniversitesi” olarak kurulan ve daha sonra Bakanlar Kurulu kararıyla adı “Necmettin Erbakan Üniversitesi” olarak değiştirilen ve elektronik ortamda ilk adıyla akademik yoluna devam eden NEÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker, geçenlerde Novotel’de düzenlenen Geleneksel Değerlendirme ve Bilgilendirme Toplantısı’nda, üniversitenin altı senede geldiği yapılaşma başta olmak üzere gelişmeleri rakamlarla özetledi.

Devletten aldığı bütçelerin büyük bir bölümünü bina ile insana yatıran üniversite; 2011-2015 yılları itibariyle 246 milyon 326 bin lira bütçe ödeneği almış.  Her sene büyüyen ve gelişen bir üniversite olarak diğer üniversitelerden ayrı olarak bu gelişmenin planlı bir şekilde devam etmesi ve kalitesi ile niteliğini artırması yönünde Sayın Rektör Muzaffer Şeker’e iki soru yönelttim.

“Dünya üniversiteleri arasında Türkiye’den ilk 100 üniversite arasına giren bir üniversite bulunmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Üniversitelerimizin kalitesinin artırılması yönünde neler yapılabilir?” diye ilk sorumu sordum.

İlk 500’de üniversitelerimizin olmasının da “güzel bir şey” olduğunu ifade ettikten sonra bazı kriterleri hatırlatan Sayın Şeker, “Türkiye istesin 100-150 üniversite arasına bir üniversitesini çok rahatlıkla sokar. Kümelenme gerekiyor, özel destekleme gerekiyor. Bu konuda bir dağınıklığımız söz konusu. Biz biraz sayısal artışa önem verdik” dedi.  

Nitelikle ilgili YÖK’ün bir “Kalite Kontrol Değerlendirme Kurulu” oluşturduğunu belirten Muzaffer Hoca, daha sonra şu açıklamaları yaptı: “Bu kurul bundan sonra üniversiteleri nitelik açısından zorlayacak. Ve kademeli olarak da üniversiteler kendi içerisinde sınıflandırılacak. Devletten de teşviki ona göre olacak. Bu konuda bazı çalışmaların olması sevindirici. Bu da hem öğretim üyelerini hem üniversiteleri ciddi bir rekabete zorlamış olacak. Yine benzer şekilde geçen sene konmuş olan Akademik Teşvik, hocalarımızı ekonomik olarak ilgilendirdiği için önemli bir motivasyon kaynağı oldu. 2016’da daha fazlasını almayı düşünüyoruz. 100 puanı oluşturmuş olan akademisyene verilecek olan her pay artı maaş desteği yaklaşık 800 liraya yakın bir rakam. Bu önemli bir motivasyon kaynağı oldu. Bu puanın Türkiye ortalaması 40,5 falan. Necmettin Erbakan Üniversitesi’nin dışarıya pek yansımayan puanı 42,5 gibi.. Konya olunca 42’de kaldık. İnşallah daha da yükseliriz.”

 

“GÖMLEK ARTIK DAR GELİYOR”

 “Gelenek ile Modernite arasında sıkışan bir ilmi yapımız var. Bu ilmi yapıyla ilgili olarak bizim bir bilimsel bir geleneğimiz oluşacak mı? Olması gerekiyor mu?..” şeklindeki sualimi Muzaffer Hoca, şu cevabı verdi:

“Mutlaka olması gerekiyor. Ama önce bizim 2547’yi bir revize etmemiz gerekiyor. Artık bu gömlek bize dar geliyor. Yıllardan beri. Aziz Hoca’yla konuştuğumuzda bize dedi ki, “Ben 30 seneden beri Türkiye’ye her gelişimde bu YÖK’ten herkes şikâyet ediyor. Ama bir türlü YÖK gitmiyor. YÖK’ün yetkileri çoğalıyor” diyor.

Yükseköğretim Kurumu’nun daha denetlemeci, kaliteye odaklı ve planlama anlamında yetkin olması, üniversitelerimizi biraz daha özerk kendi bütçe ve kontenjanları, hoca tercihlerinde biraz daha rahat hareket edebileceği bir yapılaşmaya mevzuat gereği ihtiyaç var. Haklısınız.

Kendimize ait bir üniversite geleneği oluşturmak o ayrı bir özellik. Bu sosyal bilimlerde çok daha rahat olabilir. Ama sağlık ve teknik bilimlerde uluslararası alanlara sizi zorlayıcı standartlar ve kurallar var. Bunları takip etmek zorundasınız. Elbette bunlara rağmen kendimize özgü bir alan çıkarabilir miyiz? Evet, çıkarabiliriz. Bazı üniversitelerin bu görevle görevlendirilmiş olması gerekir. Bu şekilde yürütülebilir.”

 

AZİZİM DİYOR Kİ

12 Eylül tarafından biçilerek üniversiteler üzerine bilimsel olmayan yöntemlerle giydirilen YÖK gömleği, evet dar gelmesine dar geliyor da, şimdiye kadar bu gömleğe tekrar biçim vermek adına usta bir terzi de ortaya çıkmadı.

Türkiye’de, Müslüman Türk Milletine dar gelmeye başlayan bir sistem sancısı yaşanmakta. Bu sancı 2023’e kadar artarak devam edecek.

Ne zaman üniversitelerimiz bilimsel bir geleneğe sahip olur, işte o zaman ilim üreten bu üniversiteler sayesinde Türkiye o vakit muasır medeniyetler seviyesine çıkar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan Arşivi
SON YAZILAR