Prof. Dr. Recep Dikici

Prof. Dr. Recep Dikici

İstanbul'un fethi için ilk teşebbüsler

İstanbul'un fethi için ilk teşebbüsler

İstanbul'un fethi için asırlar boyunca çaba sarfedilmiştir. İstanbul'un fethi, İslâmiyetle birlikte ortaya çıkan mukaddes bir idealdir.

İstanbul, 1453 tarihine kadar birçok defalar çeşitli millet, devlet ve topluluklar tarafından kuşatılıp, işgal edildi. Müslümanlar "Feth-i Mübîn"i gerçekleştirmek için pekçok teşebbüste bulundular.

İslâm âleminde Dört halife (632-661), Emevîler (662-750), Abbâsîler (750-1517) ve Osmanlılar devrinde en büyük ideal hâline gelen İstanbul'un fethine ilk teşebbüs; Üçüncü halîfe Hazret-i Osman devrinde 655 tarihinde yapıldı. Hazret-i Muâviye (662-680)devrinde ise, oğlu Yezîd kumandasında İslâm ordusu, 668 tarihinde İstanbul surları önüne gelerek şehri kuşattı. Bu kuşatmada büyük sahâbelerden hazret-i Ebû Eyyûb-i Ensârî de bulunuyordu. İstanbul 669 baharında iyice kuşatılmasına rağmen fethedilemedi. Hazret-i Ebû Eyyûb-i Ensârî, bu kuşatmada dizanteriden vefat edip, İstanbul surlarının yakınına defnedildi. Yaz mevsimlerinde mütemâdiyen İstanbul'a taarruz eden Emevî donanması, Bizanslıların Rum ateşi kullanmasından dolayı muvaffak olamadı. 714'te büyük bir ordu ile İstanbul üzerine yürüyen Abdülmelik oğlu Mesleme ve Mervan oğlu Ömer bin Abdülazîz, 716'da şehri kuşatmalarına rağmen kötü hava şartları ve Bizans entrikaları neticesinde fetih gerçekleşemedi.

781'de Abbâsî halîfelerinden El-Mehdî (775-785) devrinde oğlu Hârûn Reşîd kumandasındaki İslâm ordusu, Bizans imparatorluk ordusunu İzmit yakınlarında yenerek Boğaziçi sâhillerine kadar geldi. Bizanslılar haraca bağlanıp, geri dönüldü. İstanbul'un fethi için Osmanlılara kadar muvaffak olunamayan daha başka teşebbüsler devam etmiştir.

Osman Gâzi (1281-1326) tarafından kurulan Osmanlı Devleti hükümdâr ve askerleri, hadîs-i şerîflerle müjdelenen ulvî gayeyi gerçekleştirmek şerefine mazhar olmak arzusuyla faaliyetlerde bulundular. Osman Gâzi'nin ölüm döşeğinde oğlu Orhan Gazi'ye; "İstanbul ak gülzâr et." diyerek vasiyette bulunması, İstanbul'un gönlünde nasıl yer ettiğini göstermesi bakımından pek mânidârdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Recep Dikici Arşivi
SON YAZILAR