Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

KIRLANGICIN HİKÂYESİ

KIRLANGICIN HİKÂYESİ

Dostuma mektup - KIRLANGICIN HİKÂYESİ

Sevgili dostum,

Çok zor günler geçirdim. Rabbim zorluklarımızda dahi kolaylıklar kılsın diye dua ederim. Bu dua kendim için değil, aynı zamanda sana, tüm dostlara ve tüm insanlığadır. Çünkü seni yüz gözünün gördüğüyle değil, gönül gözüyle gördüğümle sevdim. Duamı da paylaşmak istedim.  İnsanlığın barısı için herkes elinden geleni yapmalıdır, mutluluk şerbetini dostlara dağıtmalıdır.

İnsanı tanımak kolay değil, gerçek dost zor günlerde “ben varım” diyenmiş. Dostluk dikeni de olsa gül ile arkadaşlık yapmakmış. Böyle de oldu. Güle sarıldım dikeni battı, balı tattım arı soktu. Olsun, değer. Aslolan fidanı sevmekmiş. Gül’ü veren fidanı değil mi? Baharda gülünü, kışın da dal’ını sev. Gül koparsa fidanından, bulamazsın arıyı, deremezsin balı kuru dalından; dostum.

Ömrü de çok uzun zannetme, dostu ve dostluğu da terketme. Kırlangıcın hikâyesini bilir misin; bilsen de bilmesen de anlatacağım.

***

Günlerden bir gün bir kırlangıç bir adama âşık olmuş. Ve adamın penceresinin önüne konup söyle demiş;
Ey adam, ben seni çok seviyorum lütfen pencereyi açıp beni içeri alda, birlikte yaşayalım.
Adam:
Olmaz alamam. Sen bir kuşsun, hiç bir kuş adama âşık olur mu demiş.
Kırlangıç tekrar; lütfen pencereyi açıp beni içeri al birlikte yaşarız. Hem ben sana dost ve arkadaş olurum canında sıkılmaz birlikte yaşar gideriz demiş.
Adam yine; Olmaz alamam, git başımdan, diye cevap vermiş.

Üçüncü ve son defa kuş adamın penceresinin önüne konup adama tekrar şöyle demiş;
Lütfen beni içeri al. Artık soğuklarda başladı, dışarıda kalamam, biliyorsun ben sadece sıcak havalarda yasayabilirim. Beni içeri almassan başka sıcak ülkelere gitmek zorunda kalırım. Lütfen beni içeri al da burada kalayım. Birlikte yemek yer omuzuna konar seni neşelendirir sana yarenlik ederim. Hem sende benim gibi yalnızsın, der. 

Adam; Git başımdan, ben yalnız kalırım demiş ve kuşu kovmuş. Kırlangıçta bu cevap üzerine üzüntülü bir şekilde uçmuş ve uzaklara gitmiş. Adam, kırlangıç uzaklara gittikten sonra düşünmüş ve kendi kendine.

Ben ne aptal, ne kadar akılsız bir adamım, niye kırlangıçla birlikte kalmayı kabul etmedim? Ne güzel birlikte kalırdık demiş ve çok pişman olmuş. Pişman olmuş olmasına ama iş işten geçmiş. Kendi kendine nasıl olsa sıcaklar başlayınca kırlangıcım yine gelir bende onu içeri alır birlikte mutlu yaşarız, demiş.

Adam penceresini sonuna kadar açıp beklemeye başlamış. Yazın gelmesiyle kırlangıçlarda akın etmiş ama onun kırlangıcı gelmemiş. Yaz sonuna kadar penceresini kapatmadan beklemiş, ama boşuna, kırlangıç yokmuş. Gelen kırlangıçlara sormuş ama onun kırlangıcını gören olmamış. Sonunda bir bilge kişiye halini danışmak ve ondan bilgi almak için gitmiş. Bilge kişiye olayı anlattıktan sonra bilge kişi ona söyle demiş;

Kırlangıçların ömrü altı aydır. Hayatta bazı fırsatlar vardır, ömründe bir defa insanın eline geçer ve değerlendiremezsen uçup gider, evlat. İşte böyle, sen de birşeyler duy ve söyle, dostum.

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR