Erol Sunat

Erol Sunat

Milat!

Milat!

Elimizde aspirin gibi bir kelime var, nasıl ki aspirin her derde deva bir ilaç olarak kabul görmüşse, aspirin içenin ta…eskiden beri ağrısı, sızısı kalmıyor deniyorsa, kelimelerinde bir aspirini mutlaka var.

O aspirin kelime çok uzağımızda değil!

Elimizin altında!

Her birimizin dağarcığında,

Tam anlamıyla can kurtaran,

Kapalı, sisli-puslu yolları açan,

İstenilen zamanı kazandıran,

En dar zamanda nefes aldıran,

Konuşanı ve dinleyeni heyecanlandıran bir kelime…

Ne mi o kelime?

Milat!

Bakmayın siz taktık yine milat kelimesine diyenlere…

Sanki böyle diyenlere lazım olmuyor mu?

Kim bilir kaç kez kullandılar milat denen o sihirli sözcüğü.

Adam, en basitinden bir dükkân açıyor, bu bir milattır demekten kendini alamıyor. Yeni bir göreve başlıyor, geçmişi unutun, bu bir milattır, bundan böyle şöyle olacak, böyle olacak diye başlıyor nutuk çekmeye…

Çünkü nutuk, milat olmadan, bu bir milattır denmeden çekilmez!

*****

Önemli olan, bu bir milattır diye söze başlamak denmiş!

Başladınız mı?

Korkmayın arkası gelir.

Hem de nasıl gelir, anlayamazsınız bile…

Birde bakmışsınız bir saat kadar konuşmuşsunuz, millet ağzı açık sizi dinliyor!

Hele birde tatlı bir anlatıma sahipseniz, vurun lafın gözüne, gözüne…

Bırakında, her milat deyişinizde, insanlar bu milat belli ki, başka bir milat desin dursun!

Ne demişler, milat dedikçe laf lafı açar, ilgi toplar, adamda pek bir tatlı konuşuyor denmeye sebep olur. Bu konuşma hiç bitmesin, adam sabaha kadar konuşsun dinleriz gibi anlatımlara yol açar.

Çünkü Milat, istisnasız her sahada, her alanda, her kurumda, özellikle siyasette mucize bir kelimenin bir diğer adıdır.

Hani ilaç gibi derler ya…

İster aspirin niyetine yutun!

İster bir bardak suda eritin için.

İster kulağınıza küpe yapın…

İster defterinizin bir köşesine, önemli başlığı altında not olarak düşün.

*****

Son yılların eskimeyen, eskitilemeyen kelamıdır milat!

Milat deyince akan suların durduğunu da unutmayın!

Yeter ki, biri çıkıp bu bir milattır diye konuşmaya başlasın!

Yine ne oluyor diye meraklanmayan kalmaz!

İşini gücünü bırakanlar!

Ne miladı?

Neyin miladı?

Bu milatta ne demek oluyor diye dikkat kesilir.

Nedir milat?

İsa Peygamberin doğum yılını başlangıç kabul eden bir tarih dizilimi...

Günümüzdeki karşılığı ise, yeni bir sayfa, yeni bir dönem, yeni bir açılım!

Geçmişe sünger çekmenin…

Geçmişin altını birkaç kez kalın çizgilerle çizmenin, olmadı üzerine çarpı atmanın…

Geçmiş geçmişte kaldı deyip yürüyüp gitmenin…

Yok öyle, bundan sonra böyle demenin….

Yeni başlangıçların müjdesinin verildiği oldukça değişik bir anlatım şekli…

*****

Ne diye giriyoruz lafa?

Bu bir milattır!

Hay maşallah!

Öncesi, sonrası!

Yok mu bu işin bir ortası?

Milat deyince, herkesin aklına eskinin yani geçmişin sıfırlanması, yeni bir başlangıç yapılması geliyor.

Eskiyi unutun, eski defterleri kapatın, bundan sonrasına bakın!

Dün milattan önceydi.

Dünü dünde bıraktık! Dünle bıraktık! Ne varsa dünde kaldı gitti!

Unutun dünü, yaşayın bugünü!

Yarın ise bambaşka olacak, çok güzel olacak!

Bugün milat, yarından itibaren milattan sonra…

Milat; unutmak istenilen, silmek istenilen, göz önünden kalkması, kaldırılması gereken ne varsa, hepsini adeta “Hokus-pokus” ve “abrakadabra” diyen bir sihirbazın el çabukluğuyla ortadan kaldıran bir illüzyon sergiliyor.

*****

Önce ve sonra kelimelerinin arasında pek bir şık duruyor milat! Kocaman kocaman laflar edilecekse, şaşalı açılışlar yapılacaksa, geçmiş geçmişte kaldı denecekse milat olmadan olmaz!

Milat mutlaka devreye girecek, cümleleri süsleyecek, dinleyenler miladı merak edecek!

Mesela, Enflasyon, virüs ve varyantlarından devraldığı öncelik hakkını bırakacak gibi görünmüyor.

Her gün adının önüne ve arkasına yeni yeni takılar alarak, gündem oluşturuyor.

Enflasyondan öncesi, sonrası meselesi ise yine geliyor milada dayanıyor.

Dolarda öyle, altında öyle…

Yeni yılda, bu bir milattır diye yeni bir sayfa açmak istemeyen mi var?

Madem öyle…

Aspirin misali her şeye birebir denen Milat; geçim sıkıntısına, parasızlığa, işsizliğe, emekliye, dar gelirliye, asgari ücretliye, maaşı ve ücreti eriyene, yetişmeyene, çiftçiye, köylüye, kentliye, her eve, her haneye teselli babından da olsa, lazım mı, değil mi, gelin ona da siz karar verin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi

Sazan

17 Nisan 2024 Çarşamba 00:02
SON YAZILAR