Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

MOBBİNG FARKINDALILIĞI HAFTASI

MOBBİNG FARKINDALILIĞI HAFTASI

Ülkemizde 2010 dan beri Mobbingle Mücadele Derneği bulunmakta ve 4-10 Şubat tarihleri arasında Mobbing Farkındalık Haftası kutlanmakta. Bu dernek, siyasi, kültürel, ideolojik, bölgesel ya da mesleki bir amaç taşımadan, işyerinde uygulanan “zorbalık, duygusal taciz ya da yıldırma” olarak adlandırılan “mobbing” alanında sorun çözen, onurlu çalışma hakkının korunması, çalışma barışının sağlanması için çağdaş bilimsel hizmetlerin yapıldığı, ulusal ve uluslararası düzeyde rol modeli olmaktadır. Yine mobbing ve bullying (zorbalık) konusunda kamu ve özel işyeri, çalışan, işveren ve mağdurla işbirliği, koordinasyon ve iletişim içinde etkin bir mücadele yürütmekte ve bu amaçla 4-10 şubat tarihleri arasında “Mobbing Farkındalığı Haftası’nda” 14 İl temsilciliği ile çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.

Mobbing hemen herkesin konusudur. Az veya çok da olsa birçok insan işyerinde, okullarda, resmi dairelerinde, gençler arasında birçok insan çeşitli baskılara bağlı kalmaktadır. Ancak uygulanan her baskı mobbing değildir. Bu vesile ile bir kere daha mobbing nedir kısaca ele almak istedim.

Kelime anlamı olarak mobbing (yıldırma veya bezdirme) “bir grup insanın, bir kimseye veya başka bir gruba sosyal kabadayılık yapmasıdır. Latince kökenli olan sözcük; psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı vermek anlamlarına gelir”. En iyi ifade eden anlamıyla “yıldırma veya iş yerinde psikolojik şiddeti” ifade eder.

Bir eylemin Mobbing (işyerinde psikolojik taciz) sayılması için kasıtlı olarak belli bir amaca yönelik gerçekleştirilmiş olması gerekir. İşyerinde mobbing (işyerinde psikolojik taciz) öncelikle mağdurun işini kaybetmesini ya da istifasını sağlamaya yöneliktir; ancak mağduru aşağılama, küçük düşürme, dışlama, eziyet etme, baskı kurma, disiplin ve kontrol tesis etme gibi birçok amaçla da uygulanabilir. Bu açıdan bakıldığında Mobbing (işyerinde psikolojik taciz) eylemi bilerek ve isteyerek kasıtlı olarak gerçekleştirildiği için taksirle oluşmaz. Mobbing (işyerinde psikolojik taciz) icrai eylem şeklinde gerçekleşebileceği gibi ihmali eylem şeklinde de gerçekleşebilir.

Bu uygulama değişik gruplar arasında gerçekleşir. Mobbing, düşey (düşey mobbing) üstten alta doğru olduğu gibi, ters (reverse) (dikey mobbing) alttan üste doğru da görülebilir. Diğer bir mobbing şekli de eşitler arasında olandır.

Eşitler arası mobbing, yukarıdan aşağıya veya ast-üst ilişkisine dayanmayan ve eşit konumdakiler arasında gerçekleşen türüdür. Bir işyerine yeni alınan, görev yeri bir başka yere çıkarılan veya terfi ile gelen çalışan, grubun yeni bir elamanıdır ve kabul edilmiş iç dengeleri bozar. En basit nedenleriyle yatay mobbing; birbirini çekememezlik, kıskançlık, kişisel hoşlanmama, rekabet, farklı bir ülke veya kültürden gelme ve yukarıda da belirttiğimiz politik nedenler olarak sayılabilir.

Mobbing çok ülke çapında çok konuşulan ancak anlamı çok bilinmeyen bir konudur. İnsanımız işyeri veya ailede maruz kaldığı küçük tacizlere de mobbing demektedir. Bunun sebebi mobbing’ e maruz kalan kişilerin gördükleri zararın büyüklüğü ve etkisiyle, işlerini yapamaz duruma gelmelerindendir. Konu ile ilgili yapılan araştırmalar göstermiştir ki, bir eylemin mobbing olabilmesi için en kısa süresi 6 ay, genelde ortalama süre 15 ay, sürecin kalıcı ağır etkilerinin ortaya çıktığı dönem ise 29-46 aydır.

Mobbing’ in çeşitli etki alanları vardır ve ileri derecede intihara kadar götürür. Bu nedenle de özellikle gençler (yaşıtlar) arası mobbing, sonucu en korkunç olan mobbing türüdür. Gençler arasında en yaygın olan mobbing sanal yollarla yapılanıdır. Araştırmalar her 5 gençten birinin mobbing’ e maruz kaldığını göstermektedir. Bu ise gençliğin, dolayısıyla geleceğin problemli olması demektir.

Kısaca mobbing herkesin konusudur, bir insanlık suçudur ve sosyal patlamalara sebep olabilir. Bu tür eylemlerde “bana ne” demek doğru değildir, zira bir gün de gelir seni de bulur de diyebileceğimiz bir durumdur. Bu bakımdan mobbing’e sessiz kalmak insanlık suçuna ortak olmak demektir.

Baskıya ve zorbalığa hayır; sevgiye ve yardıma evet diyeceğimiz günlere ermek üzere, kalın sağlıcakla.   

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR