Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Tarımımız Nasıl Kurtulur

Tarımımız Nasıl Kurtulur

Zor bir soru. Cevabı da kolay değil. Öyle de olsa tarım bir ülkenin vazgeçilmezidir. Öncelikle tarımda ana meselelerimizi önümüze objektif olarak koymamız gerekir. Bunun için de siyasi görüş ve dünyevi farklılıklarımızı bir tarafa bırakmamız gerekir.

Daha da doğrusu tarımda muhalefet olmaz, tartışma olur, bu da en doğruyu bulmak için yapılır. Sırf muhalefet olsun diye yapılan engellemelerin ceremesini tüm halkımız ve de muhalefet iktidar olduğu zaman da yeni iktidar çeker. Bu yüzden de TARIM SEKTÖRÜNDE RADİKAL KARARLARA ve UYGULAMALARA ihtiyaç vardır. Aksi “benim oğlum bina okur, döner döner yine okur” olur.

Tarımda meselelerimiz hemen her platformda (akademik, bürokratik, sivil toplum, vatandaş) ortaya konmuş, bunların başında da “işletme yapımızda ki düzensizlikler” olduğu belirlenmiştir.

Buradan da işletme yapımızda ki bozuklukları düzeltmeden, diğer politikaların uygulanması mümkün olamayacağı çıkmıştır. Şu iyi bilinmelidir ki, TARIM HİÇ BİR GÜÇ VE OTORİTENİN KİŞİSEL VE KİŞİSEL TERCİHİ VE UYGULAMARINA BIRAKILMAMALIDIR. Bu yüzden de hem evrensel ve hem de ülkesel çıkarlar TERCİH YANLIŞLIKLARINA mani olmaktadır.

Tarımda herhangi bir iktidar veya otorite tarafından alınacak politikalar kanaatimce bir şekilde UYGULAMACILAR-ÜRETİCİLER ikna edilmesi durumunda ve de tüm toplumun ortak kararıyla alınmalıdır. Alınan bu kararlar sürdürülebilir ve uygulanabilir durumda olmalıdır.   

Söylenmek istenen TARIM, evrensel boyutta VARLIĞIN, SAĞLIKLI KALMANIN VE ÖZGÜR OLMANIN TEMİNATIDIR. Bunun yanında elbette diğer değerlerin (yurt tutmak, vatan olmak, devlet olmak, üretmek, enerji, teşebbüs, yatırım) de teminatı olmaktadır.

Buradan ne demek istediğimizi basit bir misalle ortaya koyalım.

Türkiye GSMH da, tarımın aldığı değer 48 milyar USD kadardır. Bunu basit bir düzenleme ile 60 milyara çıkarmak mümkündür. Bunun nasıl olacağı ile ilgili çeşitli görüşler vardır. Bu görüşlerin en başında ÜRETİMİN TOPLULAŞTIRILMASI gelmektedir. Üretimin toplulaştırılması uygulanacak yeni ve cesaretli politikaların bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.

Üretimin toplulaştırılması her şeyden evvel girdi maliyetlerini de düşürerek üretici başına bir gelir artışı sağladığı gibi, ikinci olarak üretimim de artırarak ayrı bir gelir artışına fırsat vermektedir. Bu yaklaşım ilmi, tecrübei, akılcı ve uygulanabilir bir durumdur. Tarım arazisi olup yapılmayan 2.6 milyon ha arazi nasıl değerlendirilir, meseleyi açıklamada bir ipucu vermektedir.  

Bu tespitlerden sonra üretimin toplulaştırılması fikrinin nasıl uygulanacağı (modellemeler) tartışma konusu olmalıdır. Bu modellemeler yöresel (bölge, geniş havza, dar havza, köy bazlı) olabilir.

Varılmak istenen nokta kadim geçmişimizden, geleneklerimizden ve dünyada ki eski-yeni modern uygulamalardan da esinlenerek, tarımsal üretimde yukarıda belirlenen gerçekler doğrultusunda yeni modellemelere geçilmenin zarureti ve nasıl olacağı tartışma dışı olduğudur. Zira çoğunluğu kuraklık tehdidi altında olan bir Ülke, azalan yeraltı ve yer üstü su kaynakları, kirlenen topraklar, bunları atlayıp, yapılacak (veya yapılmayacak) tarımsal üretim ve getireceği telafisi oldukça zor riskler.

Ana hatlarıyla ortaya konan bu gerçekler, tarımımızı ve geleceğimizi tehdit etmektedir. Kimse tarımı ideolojik, siyasi ve tek boyutta çıkarlı ve taraflı görüşlerine alet etmemeli, üretim kaynaklarında can çekişen ve temel kaynakları tükenmeye yüz tutmuş bir ülkede, gıda kaynaklarını akıl dışı ve korkak uygulamalara fırsat verici şekilde savunmamalı ve muhalefet de bundan çıkar sağlama yoluna gitmemelidir. Bu meyanda tarım birçok konuda değerler üstü politikaların eseri olmalıdır. Burada sınırları belirlenen fikirlerin elbette açılımı vardır ve de tartışma konusu olmalıdır. 

Ramazan Bayramınızı tebrik eder, sağlıklı, huzurlu ve Devletli nice bayramlara ulaşmanızı dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR