Uğur Özteke

Uğur Özteke

30 BÜYÜK ŞEHİRDE KONYA TEK (!) HANGİ ALANDA MI?

30 BÜYÜK ŞEHİRDE KONYA TEK (!) HANGİ ALANDA MI?

Vallahi ya ben çok gıcık bir adamım ya da tüm gıcıklıklar beni buluyor. Bu alanda kendimi mıknatıs gibi hissediyorum. Ya bir şeyler beni çekiyor ya da millette.

Bugün hiç anlamadığım bir konuya gireceğim. Niye mi? Çünkü bu konuda son 10 gündür elime inanılmaz bilgiler geliyor. Adeta belge yağıyor. Anlamam dediğime de bakmayın. Aslında hepimiz bu konuda bilgi sahibiyiz.

İsterseniz yazı konumuz ile ilgili önce beni dürtenler sonra da konu ile ilgili olarak bilgi aldıklarımdan topladıklarımla işe başlayalım. Sakın ola ilk satırlardan sıkılıp kaçmayın. Sonuna kadar okuyun. Okuyun ki başta bizim Konya Belediyeleri ile iş dünyası sizi kataloglar ile nasıl kandırıyormuş öğrenin. (Ben kendimi dahil etmiyorum, Çünkü ev, villa, iş yeri ofis almıyorum. Alacak paramda yok zaten)  

………..

PEYZAJ VE PEYZAJ MİMARİSİ (!)

“Peyzaj” kelimesi Türkçe’ye Fransızcadan geçmiş. Anlamı “manzara” demek imiş.”Peyzaj mimarlığı” da kent meydanları, yaya bölgeleri, rekreasyon alanları, dinlenme alanları, ticari merkezler ve kamu yapıları, mesken alanlar ile ilgili araziye uygun konumlandırma yapan, yerel ve gerekse bölgesel ölçekte alan kullanım kararları üreten bir meslek disiplini demekmiş. Diğer planlama ve tasarım meslek disiplinlerinden ayrılan en önemli özelliği ise “süs bitkileri ile mekân oluşturmakmış”.

Peyzaj mimarlarına neden ihtiyaç duyulmuş? Peyzaj mimarlarının şehre ve bize ne faydaları varmış?

Bu konuda kamuoyuna peyzaj mimarlığının kentlere neler kazandırdığı anlatılabilirse o zaman kültür yerleşir. İnsanlar peyzaj meselesinin ihtiyaç olduğunu o zaman anlarlar ve isterler. Değilse bu iş sadece konuşmada kitaplarda kalır.

Peyzaj mimarlığı, yerleşim alanlarının doğal ve kültürel dokusu ile oluşmuş kimliklerinin devamının sağlanması ile birlikte yapılaşma yoğunluklarından kaynaklı kent sağlığının bozulması, küresel ısınma ve iklim değişikliği sorunun ile teknik ve bilimsel anlamda mücadele eden önemli bir dal. Yani sadece görüntü vermiyor geleceğimizi koruduğu gibi sağlıklı bir zemin hazırlıyor.

Şehirler büyüyüp gelişirken işçiler çalışıp para kazanırken, işverenler büyürken farkında olmadan ya da bu meslek grubu gale alınmadığı zaman doğayı bozuyoruz. Hem de kendi ellerimizle. Ağaçlar kesiliyor, doğal alanlara müdahaleler başlıyor, tarım alanları betonlaştırmak zorunda kalıyoruz. Bunlarla birlikte büyük dev alışveriş merkezleri yapılıyor. Farkında olmadan bu AVM’nin içinde ikinci katta bir çocuk oyun parkına çocuğunuzu elektronik oyun aletleriyle oyun oynasın diye götürmeye başlıyoruz. Çünkü çocuğumuz mutlu oluyor o anda. İşte tam bu noktada görünen ve görünmeyen bütün bu tahribatlar olurken, peyzaj mimarlığı devreye giriyor.

Peyzaj mimarlığı kalan tüm açık ve yeşil alanlarda insanlar için manzara oluşturmaya, nefes alabilecekleri yeşil alanlar açmaya çalışıyor.

İşte bunların ilk baştan planlanıp tasarlanması kent içerisindeki yeşil alanların nitelik ve nicelik açısından mevcut durumundan kat kat daha iyi olmasını bu mimarlık alanı sağlayacaktır. Bunun dünya üzerinde birçok örneğini de aslında görüyoruz.

Gelişmiş ülkelere baktığımızda kişi başına düşen yeşil alan miktarı 40 m2’lere ulaşıyor. Tabi burada bahsi geçen “kişi başına düşen yeşil alan miktarı” kavramının nasıl hesaplandığını da sorgulamak gerekir. Çünkü bizim yöneticilerimiz (!)bu işte yine süper matematikçi olduklarını ispatlıyorlar ve kendilerine göre yeşil alan rakamlarını ortaya koyuyorlar.

O zamanda ülkemizde belediyelerin hizmet olarak ilan ettikleri “kişi başına düşen yeşil alan miktarları” hiç inandırıcı olmuyor. Nitelikli yeşil bir kenti halkla birlikte inşa etmek için, Ankara belediyeleri 35 yıldır peyzaj projelerinin zorunlu yaptırılması ve uygulanmasını sıkı bir şekilde yürütüyormuş. Sonuç olarak kişi başına düşen yeşil alan miktarını önemli ölçüde de artmış. Ülkemizde bu uygulamanın örnekleri artırmak mümkündür.

SADECE KONYA !...

30 büyük şehir belediyemizden sadece Konya Büyükşehir Belediyesi ve hiçbir ilçe belediyesi peyzaj projelerini istemiyormuş.

Duyunca vallahi ben de inanmadım. Böyle bir iddia olsa olsa Konya düşmanlığı filan demek istedim. Ve ardından da sorarak öğrenmeye çalıştım.

Bizim şehir insanının istediği artık sadece konut ya da süper konutlar yada süper lüks konutlar değil. Dışarı çıktığında nefes almak istiyor, iyi bir manzarası olsun istiyor, koşmak istiyor, çocukları bisiklete binsin, sosyalleşsin, gençler toplansın temiz havada spor yapsın, aileler yeşil alanlarda doğal ortamlarda birlikte olsunlar komşuluk bağları gelişsin istiyor. (Yöneticilerimiz de aslında sözde bunları istiyorlar. Sık sık da dile getiriyorlar)

Nitelikli yeşil kentler için Peyzaj Mimarlarının verdiği mücadelenin yasa ve yönetmelikler çerçevesinde olduğunu görüyoruz. Bu zaman kadar imar yasası ve yönetmeliği içerisinde peyzaj projelerinin yaptırılması ile ilgili bir zorunluluk bulunmamaktaymış. Ancak, 03.07.2017 tarihinde resmi gazetede yayımlanan ve 01.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren planlı alanlar imar yönetmeliğinde yer alan ifadeler ışığında yapı ruhsat aşamasında peyzaj projelerinin istenmesi hususunda Çevre Şehircilik Bakanlığı’nca düzenlemeler yapılmış.

Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nin 57. Maddesinin 2. fıkrası b) bendinde, “Ayrıca ilgili mühendis ve mimarlarca hazırlanan: asansör avan projesi, ısı ve su yalıtım projesi veya raporu, gürültüye karşı koruma proje veya raporu, yerleşme ve yapının özelliğine göre ilgili idarece istenecek peyzaj projesi de eklenir.” aynı maddenin 5. fıkrasında  “(5) Peyzaj Projesi: açık ve yeşil alanlar için ekolojik, doğal ve kültürel verilere dayalı olmak üzere, peyzaj mimarlarınca hazırlanıp imzalanan, yerleşme ve yapının özelliğine göre ilgili idarece istenecek projeyi ifade eder.”  şeklinde yapmış olduğu açıklamaya istinaden ruhsat vermeye yetkili idarelerde gerçekleşen yapı-bina çevrelerinin plan ve yapım denetim sorumluluğundaki uygulamalarda, yapı ruhsat aşamasında peyzaj projelerinin istenmesi konusunda, Çevre Şehircilik Bakanlığı’nca “yerleşme ve yapının özelliğine göre” ifadesi ile yapı alanının arsa alanından küçük olduğu parsellerde (bahçe kavramı oluşan parsellerde) peyzaj projelerinin istenilmesi konusunda idarelere yol göstermiştir.

Ayrıca 57 maddesi 15 fıkrasında ise “……….. Peyzaj projelerinin de ruhsat aşamasında ilgili idareye sunulma zorunluluğu yoktur. Ancak bu projenin ruhsat onayından sonra bir aylık süre içinde idareye sunulması ve idarece onaylanması zorunludur.” ifadesi ile peyzaj projelerinin ilgili idarece istenilme süresi ve onaylanma zorunluluğu açıkça ifade edilmiştir.

Bu anlattıklarım ve verdiğim bilgiler sizi aydınlatmak içindir. Bu maddeleri ilçe belediyelerimiz ve büyükşehir belediyemizin ilgili yetkilileri zaten ezbere bilmektedir.

girdi-(2).jpg

PEKİ PEYZAJ MİMARLARI NİYE VAR?

Bunu da hiç düşünmemiştim.

Toprağını, taşını, suyunu, her karışını geleceği hiç düşünmeden hızla betonlaştırdığımız, rant için katlettiğimiz şehirlerimizi yaşanabilir hale getirmek için bu meslek sahiplerine ihtiyacımız varmış. Yaşayan her canlının bu mesleğin uygulamalarına ihtiyacı varmış. Peyzaj Mimarı dokunduğunu güzelleştiriyormuş. Tahrip edilen kirletilen alanları yeniliyormuş.

Burada bir şeye dikkatinizi çekmek isterim.

Nitelikli peyzaj alanları yalnızca parkların yapılması ile bitmiyor ki. Belediyelerimizin her yıl yaptıkları veya yapacakları park alanları nefes almamıza yetmeyeceği gibi, su sorunumuzu da çözmüyor değil mi?

Şehrimize ve çocuklardan miras aldığımız geleceğimize sahip çıkmak zorundayız. Bunları fani dünyanın fani işleri olarak görürsek kendi ayağımıza ya da geleceğimize kurşun sıkmış oluruz. Şunu hiç unutmayalım bizler kıyamet kopsa dahi elinizdeki fidanı dikin diyen bir peygamberin ümmetiyiz. Bu sorumluluğun vebali de çok büyük.

Her yıl yağmur ve kar beklerken yağmur bulutlarının gökdelenlerin değil ağaçların yüksekliğine bakarak geleceğini aklımızdan çıkartmayalım.

…………….

Eğer buraya kadar yanlış bilgiler ile yanlış bir şeyler yazmadım ise vebal artık benim canım Belediye Başkanlarımda ve İmar birimlerinde.

Bu şehrin yaşayanlarının ağaç dikme zorunluluğunu önemsemelisiniz. İnşaatlarla uğraşırken yeşili ile Konya(!) mızı bitirmemeliyiz.

Ne olur Allah rızası için diğer Büyükşehirler gibi sizlerde acilen peyzaj projelerini isteyin. Peyzaj proje zorunluluğu ile “Yeşil İçinde Bir Konya” sloganınıza “Parkları olan bir şehri, park içerisinde bir şehre dönüştürme” hedefini de ekleyelim.

girdi-(1).jpg

KONYA İÇİN KADER HAFTASI

Bu kadar lafı niye ettim?

Konya Büyükşehir Belediyesi encümeni bugün toplanacakmış. Yarın yani salı günü İmar Üst Komisyonunda bu konu tekrar tartışılacakmış. Ve aldığım bilgiler doğru ise Cuma günü meclis kararını verecekmiş.

Peki biz ne yapacağız?

Bekleyip Konya’nın diğer Büyükşehirler sınıfına dahil olup olmayacağına bakacağız.

Hayırlısı Allah’tan…

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

İnsanlar, dağların zirvelerini, denizin dalgalarını, büyük nehirleri ve zengin okyanusu hayranlıkla temaşa ederler de, en büyük mucize olan kendilerini görmeden geçip giderler.

NE ZAMAN ADAM OLACAĞIZ?

Hepimizin birer fani olduğunu, yalan dünyanın kimseye kalmayacağını hiç aklımızdan çıkarmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Uğur Özteke Arşivi
SON YAZILAR