Erol Sunat

Erol Sunat

IŞILTILI ŞEHRİN, KÖR IŞIKLI CADDESİ!

IŞILTILI ŞEHRİN, KÖR IŞIKLI CADDESİ!

Bir başkent daima başkenttir” sözünün en fazla yakıştığı şehirlerden biri olan Konya'nın, sokakları ve caddeleri de, başkent olduğu günlerin izlerini taşımaya devam ediyor.

Bir devrin cumbalı evleri, dar sokakları, konu-komşu sıcaklığını yansıtan o güzel atmosfer, birçok insanı alır götürür maziye.

Mazi, acı-tatlı hatıraların, hikayelerin, şehrin en güzel köşelerinde yaşanan dramların, kederlerin, sevinçlerin şahididir.

Bundan 60-70 yıl önce Konya’nın en hoş, en dillere destan, en çok merak edilen, fırsat bulunduğunda gezilen, dolaşılan ve insanların huzur bulduğu caddesi neresiydi?

Diye sorsanız, alacağınız tek bir cevap var!

İstasyon Caddesi…

Konya İstasyonu, yani Tren Garı 29 Temmuz 1896 tarihli. 123 yıllık bir geçmişe sahip. Dönemin Konya Belediyesi ilk kez bu caddeye parke taştan yol yapmış ve caddenin iki tarafına da, çınar ağaçları dikmiş.

Bu cadde ulaşımı kolaylaştırırken, aynı zamanda gezinti ve yürüyüş için vazgeçilmez bir cadde olmuş.

Konya’nın kalbinin attığı, misafirlerini karşıladığı, uğurladığı bu güzel cadde, şehre, sevenlerine, hikayelerine Allahaısmarladık demek üzere!

 

İSTASYON CADDESİNİN VE KONYA’NIN YÜZAKIYDI FAYTONLAR!

Bir zamanlar, Adana'dan posta treni geldiğinde, istasyonda bir kaç saat kalırdı. Bu kalış Konya için harika bir değişiklikti.

O yıllarda, iki tarafı da yemyeşil ağaçlık olan istasyon yolundan posta trenini görmeye gidilirdi.

O yılların gençlerine göre, şehirde istasyondan ve İstasyon Caddesinden daha cazip gezilecek, görülecek, gidilecek yer yoktu.

Konya’nın en gözde, en ilgi çeken, en çok beğenilen İstasyon Caddesinden şehrin merkezine Türbe önüne doğru Konya’ya trenle gelen misafirleri, ziyaretçileri taşırdı faytonlar.

Konya'da faytona "Körük" denirdi. Her 50 metreye bir fayton dururdu. Şimdi ise eski günlerin hatırına birkaç tane var.

İstasyon caddesinin ve Konya'nın yüz akı ulaşım vasıtaları onlardı.

Misafirler İstasyon Caddesinden başlayarak, faytonla şehri gezer!

Acil hastalar faytonla hastanelere götürülürdü.

Taksilerin pek de tercih edilmediği, revaçta olmadığı zamanların tartışmasız vazgeçilmezleriydi faytonlar.

Faytonlar İstasyonla Hükümet Meydanı arasında çalışırdı. Ücretleri kaç liraydı diyecekseniz…

Konya istasyonundan, Hükümet meydanına kadar faytonla 2.5 liraya gelebilirdiniz.

 

BİR DÖNEM İHYA EDİLMİŞTİ BU CADDE!

Konya İstasyon Caddesi Millî Mücadele döneminde, bulunduğu alanın Askeri bölge konumunda olmasından dolayı, fazla bir gelişme gösterememişti.

Konya, 1946’lı yılların bugünkü tabiriyle kentsel dönüşümüne yani mekânsal gelişimine tabi tutuldu. İstasyon ve İstasyon Caddesi 1946 yılı imar planı düzenlemesinde, odak noktası olarak belirlenmişti.

Yine de, cadde şehrin gelişiminde yeterince etkili olamadı.

Elbette, bu İstasyon Caddesinde hiçbir şey yapılmadı demek değildi.

Okul, otel, kamu binaları stadyum gibi yeni yapılar yapıldı.

Şehir merkezinde var olan yollardan farklı olarak, İstasyon caddesi gidiş-geliş istikametinde bir caddeydi.

Augustus Oteli ve yakınında Bağdat Oteli gibi o dönemin güzel otelleri de o yıllarda inşa edilmişlerdi. Atatürk Heykelinin yer aldığı anıt meydanıyla, şehir merkezine bağlantı sağlanmış olması İstasyon Caddesinin değerini arttırmıştı.

1940’lı yıllarda Atatürk Stadyumu’nun, İstasyon Caddesi, üzerinde inşa edilmiş olması, caddeye ayrı bir hareketlilik ve canlılık kazandırmıştı.

Konya Lisesi’nin bu cadde üzerinde yer alması, caddeye hem artı kazandırmış, hem de cadde anlam kazanmıştı

1940 yıllarda inşa edilen Devlet Su İşleri Binası (Şu andaki DSİ 4. Bölge Müdürlüğü) caddeye ayrı bir renk katmıştı, Devlet Mahsulleri Ofis Binası da aynı cadde üzerinde açılmasıyla, caddenin yoğunluğunu tahminlerin çok ötesinde arttırmıştı.

Bu saydıklarımız, bugün yalan oldu, bazıları ise tarih.

 

ŞEHRİN HAFIZASI OLAN, BİR CADDE DÜŞÜNÜN!

Caddeler ve sokaklar bir şehrin kimliğidir. Bir şehrin insan hafızasına kazınmış halidir. O caddede doğan büyüyen, evlenen, o caddede iş kuran, sevdiklerini öteki aleme o caddedeki dostlarıyla uğurlayan o kadar anı biriktirmiştir ki insanlar, bir sorun bakalım neler dinleyeceksiniz?

Konya İstasyonu, yaşayan tarihtir aslında.

Bu caddede şehrin hafızası var, kültürü var, tarihi var, mazisi var.

Elinde nesi var, nesi yok alınan, kolu kanadı kırılan, budanan İstasyon Caddesi var!

Konya, böyle bir caddenin hüznünü yaşıyor.

Kentsel dönüşümler, şehir içinde yapılan imar değişiklikleri, caddeleri bir anda körelmeye götürüyor.

İstasyon Caddesi de, bu yalnızlığa itilen caddelerden biri.

Şehrin en önemli hatıralarını içinde barındıran, şehre bir asırdan fazla cazibe merkezliği yapan, çekim alanı oluşturan ve şimdi kör ışıklı bir cadde olarak, eski günlerini yad etmek adına, kaderine terk edilmiş bir cadde düşünün.

Mustafa Kemal’i, eşi Latife Hanım’ı o istasyonda karşılamış ve o istasyondan uğurlamıştı defalarca Konyalılar.

Sonrasında, bir çok devlet erkanı, tanınmış siyasetçiler, istasyonda karşılanmış, her karşılama ayrı bir olay olmuştu.

Konya İstasyonu’ndan asker uğurlanmış, teskeresini alıp gelen gençler o istasyonda karşılanmıştı.

İstasyon olurda, tren olurda, insanların unutamadıkları anılar, hikayeler olmaz mı?

 

ÜÇ GÜN SONRA ESKİ İSTASYON CADDESİ Mİ DİYECEĞİZ?

Tarihimize ve kültürümüze sadık yaklaşımlara sahip olabilseydik, ne bu asırlık tren istasyonuna, ne de istasyon caddesine dokunulur, şehre olan vefamızı göstermek adına, bu yadigarları ayakta tutabilmenin yollarını arar bulurduk!

Anadolu’da trenin geçtiği, trenin hayat verdiği, trenle birlikte, şehrin ekonomik ve kültürel canlanmasına katkı sağlayan bütün caddelere İstasyon Caddesi denmişti. Marşandizden, Ekspreslere oradan Yüksek Hızlı Trenlere geçilen süreci dolu dolu yaşadı, istasyonlarımız ve onları şehrin merkezine bağlayan İstasyon caddelerimiz.

Keşke, hiç dokunulmasaydı. Keşke olduğu gibi bırakılsaydı.

Bu caddeden stadyum gitti…

Bu caddeden Meram Belediyesi gitti…

Ve bu caddeden, İstasyon Caddesi adını verdiğimiz, o cadde sıfatı da, Yeni Gar’la birlikte kısa bir süre sonra gitmiş olacak!

Adı “Eski İstasyon Caddesi” olarak bir süre daha anılıp, belki de daha sonraları unutulup gidecek.

Caddenin son günlerdeki kör ışıklı gece manzarası, gözlerini eski ışıltılı günlerine kapadı kapayacak bir caddenin son günlerini hatırlatıyor!

Ve bizleri duygulandırıp, ağlatıyor!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Erol Sunat Arşivi

Sazan

17 Nisan 2024 Çarşamba 00:02
SON YAZILAR