Cumartesi günü Konya trafiği yine her zaman ki gibi hatta daha da perişan durumdaydı. Bu şehirde yaşayanlar sosyal medyada “Aman trafiğe çıkmayın” filan diye de paylaşımlar yapıyorlar birbirlerini uyarıyorlardı.

Sabah saatlerinde olmasa da öğleden sonra hele hele ikindinden sonra gerçekten tek kelime ile şehir trafiği kilitlenmişti. Artık nereye nasıl kaçarsanız kaçın kurtuluşu yoktu.

Hani havalar çok soğuk Konyalı hem ısınmak hem de ailesi ile sosyal faaliyet için AVM’lere aktı desek öyle bir hava yoktu.

Mevlana Haftası nedeni ile şehre giriş yapan tur otobüsleri filan desek o da yoktu.

Allah var polis gereken tedbiri almadı desek yine öyle bir şey yoktu.

Hatta bir yerde kendimde bire bir şahit oldum, nedenini bilmiyorum ama polisin yolu kesmesi ile durum daha da vahimleşmişti.

Cumartesi saat 18 suları. Meram Yeni Yol’da bildik o hafta sonu trafiği. Meram’a giderken de dönerken de alıştığımız durum var. Ama dönüş istikametinde yani şehri gelirken Meram Yeni Yol konuklarının bulunduğu yere yaklaşırken ışıklar işlemiyor. Kimi sağa dönüyor. Kimi sola. Hatta burada U dönüşü yasak olduğu halde polisin yolu kestiği yerde polislerin gözünün içine baka baka birileri de U dönüşü yapıyor. İleride ne vardı bilemeyiz. Mutlaka sıkıntılı bir şey vardı ki polis ekibi ileriye gitmeye izin vermiyordu. Durum böyle olunca da sağ yanda Havzan tarafı sol yanda Yaka trafiğinin, yoğunluğuna yeni bir yük daha binmiş oluyordu.

Tek kelime ile şehir yani bizim gördüklerimiz Anıt’ı, Beşyol’u, Tarım İl Müdürlüğü bölgesi, Yüksek Hızlı Tren kavşağı, Zafer’i Nalçacı, iş merkezlerinin bölgesi ve İhsaniye kilitlenmişti. Sinirler gergindi. Dahası kırmızı ışığı görmeyenler, kural dinlemeyenler sözüm ona “uyanık sürücüler” olup yollarına devam ediyorlardı. Bizler yani ışık ve kurallara uyanlar ise kendimizi direksiyon başında enayi gibi hissediyorduk.

Ve derken vatandaşların sosyal medyada yazıp çizdikleri, bizzat kendimizin yaşadıklarımızın üzerinden bir iki saat geçmişti ki kanlı kaza fotoğrafları gelmeye başladı.

Saat 20 suları idi.

Bu köşemizde defalarca kaza ve yaralamalı fotoğraf kareleri paylaştığımız burada yaşayan insanların “ölüm yolu” adını verdikleri Kozağaç, Beybes, Hatıp, Akören yolundan 6 ağır yaralı haberi geliyordu. Bu bölgede yaşayan ve şehrimizde pek çok STK’da görevli hatta Başkanlık yapan bir abimiz kaza sonrası şöyle bir yorum yapıyordu;

“Uğur abi gerekirse benim de ismimi vererek yaz. Biliyorum defalarca yazdın ama çözüm yok. Karayollarına gidiyoruz Büyükşehir’in diyor. Büyükşehir’e gidiyoruz Karayollarının diyor.  Ne olur yardım et. Bak abi gerekirse biz vatandaşlar olarak bu yolu trafiğe kapatacağız…”   

………………..

Abimizi sakinleştirdik ama biraz sakin düşündüğümüz zaman bizim şahsi olarak hiç yol güzergâhımız olmayan bu yoldaki kazaların haberleri düşündüğümüz zaman kahrolmamak elde değildi. Hatta yine biliyoruz ki polis bu yolda sık sık radar kontrolü de yapıyordu.

…………

Gerekçesi ne olursa olsun bu şehrin şehir içi trafiği gerçekten ama gerçekten içler acısı bir durum aldı. Şehir merkezinde Büyükşehir çalışanları yollara akışı sağlamak adına küçük dokunuşlar yapıyorlar. Yani Hacı Kaymak Selçuk Ecza deposu kavşağındaki döner kavşağı kaldırmak gibi, Hal’den çıkış kavşağında sola ışığı görmeden dönüş gibi, Selçuklu Kongre Merkezi önünde yine ışıklara gelmeden sola dönüş, Ganioğlu ya da Karayolları Kavşağında yine ışıksız dönüşler gibi gerçekten pratik işler yapılıyor.

Ama ister ışık koyup isterseniz ışıkları kaldırın, ister göbek yapın isterseniz göbekleri kaldırın “bu at bu arabayı çekmiyor”…

Sonuçta trafik akmıyor.

Yeni üst geçitler mi yapılacak, yeni alternatif yollar mı açılacak bilemem. Ama tek bildiğimiz ve gördüğümüz ki bunları başkanlar ve siyasiler de biliyor ve bu güzel şehrin bu güzel insanlarına çok yazık oluyor çok. 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Hiç bir öldürme yöntemi yoktur ki, bir insan o yöntemle birini öldürmemiş olsun…

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Sorunları seyretmek yerine bir çözüm ürettiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.