Türkiye Kuru Tarım Sistemine Hazırlanmalı Mı?
Pandemiye rağmen son birkaç günde Ülkemin doğusunda ve ortasında birkaç ili dolaştım.
Neredeyse Kasım Ayı sonu yani Aralık ayı başına geldik.
Bu gezilerim sırasında tarım il ve de yöre çiftçileri ile bir araya geldik.
Her tarafta konuşulan bu seneye ait yetersiz yağış ve sonrası.
Birçok çiftçi kışlık tohumunu ya ekememiş, ya da kuruya ekmiş.
Kuruya ekenlerin birçoğunu da sulu alanlarda sularken gördüm.
Ya su olmayan yerler, ne yaptı dersiniz.
Halen yağmuru bekleyen var, tarlasını dahi süremeyenler.
Kuruda sürenlerin tarlasında kalıp kalıp kesekler görülüyor.
Kuruya ekenlerin bazıları toprak altına gübre de vermiş.
“Ya gübre tohumu yakarsa” diyor.
Bazıları da kuruya ekmektense, kışın ortasında ya da erken ilkbaharda tavlı toprağa ekerim, bu daha garanti diyor.
Öte yandan yer üstü sularında inanılmaz düşüş var.
Dicle ve Kızılırmak üzerinden geçtim, bu zamanda dolu akan nehir yatakları “eh işte” misalinden.
Yer altı sular da “ha keza”
Zaten can çekişiyordu,
Bazı çiftçilerin “kuyuları kurumuş”
Birisi de yamaçta bir yeri göstererek “ömrümde kesildiğini görmedim, bu sene tıs yok” dedi.
Rabbim bilir ama “işin şakası yok” gibi.
Son 30 yıldır inanılmazı başardık, aşırı sulamayla rezervi tükettik, sularımızı kuruttuk.
Hani “herşeyi üretiriz, tarımımızı zirve yaptırırız” diyenler var ya, “hadi buyurun”.
Bunu diyen “ya zeka özürlü, ya da tarımı bilmiyor”
Derler ya “hele bir derinden düşünelim”.
Bu sene ve önümüzde ki birkaç sene kuraklık bu düzeyde oldu. “ne yapalım mı, yoksa çare mi bulalım” diyelim.
Elbette “çare ve çıkış yolları” arayacağız.
Kurak tarım sistemine alışmamız ve üretim sistemimizi ona göre programlamaya çalışmalıyız.
Gelecek günlerde ne olur bilemeyiz ama “biz görüleni” aktarıyoruz. Yağarsa da “aliyy-ul a’la”.
Üstelik de Pandemi var, başka ülkelerin tercihine işi bırakmayalım, “ya vermezlerse.”
Kuru tarımın da kendine göre bir sistemi var. Haydi hayırlısı.
Pandemi bize neler öğretti, bunun da aşarız, İnşa Allah.
Rabbim beterinden korusun, bundan da ders çıkaralım.
Sağlık, huzur ve mutlulukla.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yerli,
Yanıtla (0) (0)Geç gördüm, senin teknik bilgilerine pek aklım ermiyor.
Olur gibi geliyor, geliyor da topluma nasıl kabul ettireceksin
Saygı ile
Hocam bana cevap vermemişsiniz
Yanıtla (0) (0)Hocam sentetik et yapsak nasıl olur mesela soyaya et aroma verici,kıvam maddesi,gıda boyası koyarız böylece ineklere ihtiyaç kalmaz hocam
Yanıtla (0) (0)Hocam cevap vermediniz yorumuma
Yanıtla (0) (0)yanar Bey,
Yanıtla (0) (0)Görülen duruma göre birilerine mesaj verdik, ortaya bir fikir ve proje koyduk. Ancak bu ülke tarım konusunda dalga geçilecek bir ülke değil. Türk çiftçisi en zor şartlarda dahi üretiyor. Normalde üretim ya sulu tarımdır ya da yeterli yağış altında yapılan tarımdır. Ülke kaynaklarını yani su ve toprak potansiyelini bilemez ve iyi okuyamaz iseniz, dalga geçersiniz. Birileri aklını başına alsın, tarımı ve tarımcıları karalamaktan vazgeçsin.
Tarım herkesin meselesidir, su biterse ne olur bilmediklerimizi söylesinler.
Saygı ile
Yerli Dost,
Yanıtla (0) (0)Bir şey yap da ne istersen yap, sana kota yok.
Saygı ile