Erol Sunat

Erol Sunat

Bir Vefa Kitabı; Ebu’l Vefa İhsan Kayseri!

Bir Vefa Kitabı; Ebu’l Vefa İhsan Kayseri!

Dostumuz kardeşimiz, arkadaşımız Mustafa Güden, satır satır vefayı anlatmış “Ebü’l Vefa İhsan Kayseri” kitabında.

Baştanbaşa vefa kesilmiş rahmetli İhsan Ağabey, ancak vefa ile anlatılabilirdi.

Mustafa Güden kardeşimizde, vefalı bir insana, vefasını ömrü boyunca gösteren bir insana kendisinde var olan o güzel vefayı göstermiş.

Vefanın babasını, vefa babayı anlatmış!

Vefa, bir oya gibi göz nuruyla ilmek ilmek işlenmiş.

Vefa, halı gibi, kilim gibi sevgi ile dokunmuş…

“Bana Konya’yı anlat” diyen hatırat dizisine bir inci tanesi daha eklenmiş.

Vefa olmasa, Konya’nın vefalı evlatları olmasa, vefaya saygı duyulmasa, şehirler vefalı evlatlarını vefa ile buluşturmasalar kim anlatacaktı vefayı?

Rahmetli İhsan Ağabey, vefa adamıydı, gönül adamıydı. Vefa yolunun erlerinden biriydi.

Vefaya duyduğu aşk, vefaya duyduğu sevda ona vefa yolunu açtı.

O vefa yolundan kardeşimiz Mustafa Güden’de yürüyenlerden…

Çünkü, vefa yolundan yürümek herkese nasip olmaz.

Rahmetli İhsan Ağabey, şehrin vefasını, şehre gönül veren, şehre hizmet eden insanlara gösteren ve onların kabirleri başında onların anılmasına, unutulmamasına vesile olan ender insanlardan biriydi.

Bugün anılanlardan, unutulmayanlardan biri olarak, o andıklarının, o anılmasına vesile olduklarının yanına gitti.

“O güzel insanlar, o güzel atlara binip gittiler” sözü varsın söylenmeye devam etsin….

O güzel insanlardan biri olan İhsan Ağabey, düne kadar aramızdaydı.

Demek ki, o güzel insanlar hep var olacaklar…Hep aramızda olacaklar!

Lakin; biz kıymetlerini, değerlerini bildiğimiz sürece…

Değilse, gidenin bir daha geri dönmediği, geri gelmediği bu fani dünyada, vefalı insanları, değil kandille, projektörle arasak bulamayacağız!

 

****

Bana Konya’yı anlat diyor ya hatırat dizisi…

Konya’yı anlatanlar, Konya’dan anlatanlar, Konya’ya sevdası düşenleri anlatanlar olmazsa, yarınlarda kimden dinleyeceksiniz Konya’yı?

Eninde-sonunda ölüm herkesi buluyor.

Eskiler az yaşa, çok yaşa akıbet gelir başa diyerek anlatmışlar ölümü…

Büyükşehir Belediyemizin bu teşebbüsü oldukça yerinde, keşke, bu teşebbüs uzun yıllar önce hayata geçebilseydi, keşke bugün aramızda olmayanlar ağabeylerimiz ve büyüklerimizde dinlenebilseydi, onlardan bir şeyler yazılabilseydi.

Keşke, ne gidenleri geri getiriyor, ne de yazılamayanlar konusunda ki çırpınışlara bir çare olabiliyor.

Bu açıdan bakıldığında, Mustafa Güden kardeşimizin bu çalışması hem takdire şayan, hem de her türlü övgüye layık bir çalışma!

Vefa yaşamalı!

Vefa yaşatılmalı!

Vefayı yaşatmak için uğraşan insanların önü açılmalı…

Ellerinden tutulmalı…

Onlara imkan ve fırsat tanınmalı!

“Zararın neresinden dönersen kârdır” sözü vefa noktasında geçerli değil. Tutarlı değil. Zevahiri kurtarma diye yola çıksanız dahi, zevahir kavramı ezilir kalır, vefanın gözyaşları arasında…

 

*****

Bana Konya’yı anlat hatırat dizisi, bir teselli… Şunları şunları kurtaramadık amma, en azından kalanları, var olanları toplamaya, kurtarmaya çalışıyoruz anlamında bir çalışma…

Önemli olan bundan sonrası…

Hiç değilse düşünülmüş olması…Devamının gelmesi, getirilmesi…

Mustafa Güden gibi kardeşlerimizin elinden tutulması…

Vefayı yazanların, vefalı insanları yazanların unutulmaması…

Çünkü bu unutulmamada vefa dairesinin içindedir.

Ne diyordu Hz. Mevlana, “Dostlarını daima vefa ile hatırla can! Arayan sen ol, bulan sen. Tanıyan sen ol, kucaklayan sen. Kula vefası olmayanın Hakka vefası olmaz.”

İnancım odur ki, Diyarı Mevlana’da, biiznillah ne vefa kaybolur, nede vefalı insanlar.

Ancak, vefalı insanlara, vefa gösterenlere, vefadan söz edenlere, vefayı yazanlara, vefayı anlatanlara sahip çıkmak çok daha önemli…

Başkanlarımızdan, büyüklerimizden, siyasilerimizden, kültürle ilgilenen sivil toplum kuruluşlarımızdan ve Kültürle ilgili daireler ve müdürlüklerden ricamız, istirhamımız vefaya sahip çıkmalarıdır.

 

*****

Vefaya sahip çıkmak keşke, “-ecek” ve “-acak” diye biten cümlelerle olabilseydi! Olmadığını ve olamayacağını defalarca görmedik mi?

Vefaya sahip çıkmak, rahmetli İhsan Ağabey’in vefaya böyle sahip çıkılır, böyle sahip çıkılmalıdır diye ömrünü verdiği duruşla, samimiyetle, aşkla ve içtenlikle oluyor!

Şehir ara ara soruyor! Ne yaptınız vefa için diye…

Duyuyor musunuz?

Vefa’nın içinde kültür var, vefanın içinde kültür adamları var, vefanın içinde bu şehir için ömrünü verenler var. Vefanın içinde vefalı ne kadar davranış varsa hepsi var.

Bu şehre vefası olanları derlemenin, toparlamanın, dinlemenin onlara kol-kanat germenin zamanı daha gelmedi mi?

Vefa daha kendini nasıl hatırlatsın ki…

Bu vefa şehrinden son dönemlerde;

Kimler gelip geçmedi ki…

Her biriyle dostluklarımız, yakınlıklarımız, hoş ve güzel hatıralarımız vardı.

Gelin, şehir bize vefa için ne yaptınız diye sormadan, bizler bir şeyler yapalım vefa için.

Hem vefayı unutmayalım, hem o vefalı dostları…Küstürmeyelim vefa şehrini!

 

*****

Vefa her dönemde şehre hizmet edenleri öne çıkarır. Görmek istemeyene gördürür. Bilmek istemeyene bildirir. Bulmak istemeyene buldurur.

Bağrından İhsan Kayseri gibi bir vefa adamını yetiştirir, vefa neymiş, neye derler, neye yarar, vefalı nasıl olunur, gösterir geçer-gider.

Hatta bazılarının gözünün ta…içine içine! Vefasızlar unutulurda, vefalılar unutulmaz!

İhsan Kayseri Ağabey, iki yıl önce kendisiyle ilgili bir makalemde ifade etmeye çalıştığım gibi, Vefa Babaydı… Vefa ile geldi, vefa ile yaşadı, vefa ile uğurlandı.

“İhsan Kayseri; Vefa Baba”  başlıklı makaleme kitabında yer veren Mustafa Güden kardeşime kalbi teşekkürlerimi sunmayı bir borç biliyorum.

Konya gibi adı vefa ile anılan bir şehir kendine vefa göstereni başının tacı eder. Vefa göstereni de, vefa göstereni yazanı da, o yazmayı kolaylaştıran ve imkan sağlayanları da…

Çünkü vefa şehri olan Konya, böyle anlatılacak, böyle anılacak, böyle yazılacak, böyle araştırılacak!

Eline, kalemine ve yüreğine sağlık Mustafa Güden kardeşim. Ruhun şad, mekanın cennet olsun İhsan Ağabey.  Vefa şehrinin vefalı dostlarına, vefa sahiplerine, kalbi vefa diye çarpanlara selam olsun. Her birine sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi

Sazan

17 Nisan 2024 Çarşamba 00:02
SON YAZILAR