Erol Sunat

Erol Sunat

Eksik gedik!

Eksik gedik!

Eksik gedik işlerimizin çoğaldığı tamamlanamadığı için her şeyin üst üste geldiği, sonunda da içinden çıkılamadığı günler yaşıyoruz. Eksik gedikte boğulmak gibi manasız, mantıksız, saç-baş yolduran durumlara düşmemiz de cabası!

Bu iş sizce de, denizleri geçip, derelerde çaylarda boğulmaya benzemedi mi?

Küçük görülen, basit görülen ne varsa başımıza dert oluyor!

Kaygı başka, saygı başka, mağduriyet daha başka! Felaketlerin yaşandığı durumlarda yegane kaygı insanların yaşadığı mağduriyetlerinin önlenmesi olmalı!

Kaygı denen mevzu başka mecralara, kayıp dozu da kaçırıldığında ortada sevgide saygıda kalmıyor.

Tabi anlayışta, hoşgörüde…En basit, en kolay yapılabilecek bir iş, verilecek bir destek, uzatılacak olan bir el, kaygılara kurban oluveriyor.

Bu kış mevsiminde yaşadığımız ve çektiğimiz sıkıntı bu.

Karmaşa, kargaşa, ithamlar!

Arada kalan kim? Yardım eli uzanmasını bekleyen insanlar!

Olan bu türden felaketlerde hep o insanlara oluyor!

Birkaç on yıldır böyle bir felaket olmamış. Lakin, Meteoroloji, olabilecek ne varsa her şeyi anlatmış. Demiş ki kar geliyor. Fena geliyor. Tedbirinizi alın.

Ülkemizde zincirleme kazalar. Açılamayan yollar. Yetki kargaşası yaşanan yollar. Saatlerce müdahale edilemeyen yollar.

Mağdur olan kim? İnsanlar!

Bu yaşanan mağduriyetleri unutmayacak olanlarda yine onlar!

İtham çoktu, sataşma çoktu, atışma çoktu, lakin mağduriyet yaşamayan insan, o mağduriyetlerin yaşanmadığı yol ve alan yoktu! Sonra sanayide elektrik ve doğalgaz kesintisi yaşandı!

Böyle olunca da herkes toptan sınıfta kaldı! Arada olan yine insanlara oldu. İnsanlar ziyan oldu. Maddi ve manevi zararın boyutu ise belli ki, iç açıcı değil!

*****

Bu sıkıntılar yalnızca bugünler için değil elbet, dünden bugüne taşıdığımız, hatta sürükleyerek getirdiğimiz birçok mesele de, bu eksik ve gedik kavramının içinde yer alıyor!

Eskiden ailenin büyükleri, yeni evlendirdikleri evlatları için, şehre vardık, çocukların eksik gediği ne varsa tamamladık. Onlar memnun, biz huzurlu öyle ayrıldık diye anlatırlardı.

Ufak-tefekte olsa destek destekti.

Önemli olan o eksiği görebilmek, onu tamamlamak, o işe gücü yetmeyenin sırtından ağır gelen yüklerin bir kısmını almak, gücünüz varsa, o insanları kuş gibi hafifletmekti.

Bugün beklenen o…Yolları gözlenen o…

Ara sokaklarımız hâlâ kar ve buzdan kurtarılmış değil!

İnsanlar sokağa çıkamıyor, bakkala, hemen iki adım ötedeki marketlerden birine gidemiyor.

Ekmek alacak, alamıyor!

Bu insanlar için eksik gedik, sokağın rahatça yürünür hale gelebilmesi…

Yani tuzlanması…Buzların erimesi…

Özellikle yaşlı insanlar evlerinde mahsur kaldılar!

İşleri ne otursunlar evlerinde…Yaşlı başlı insanlar, şimdi ayakları kayacak, bir yerleri kırılacak, uğraş dur demek işin kolay tarafı…

*****

Eksik gedik meselesi hayatımıza virüs ve varyantları girdiğinden bu yana, enflasyon her birimizi bir tarafa savurduğundan bu yana, yalnız bırakıldığımızı iliklerimize kadar hissettiğimizden bu yana içimize işleyen bir mevzu!

Mevzu bugün için kar…mevzu açılmayan-girilmeyen ara sokaklar!

Bu kadarcık bir güzelliği çok görülmemeli bu insanlara!

O insanların eksik gediği o girilmeyen, en son, girilen ara sokaklar!

Belediyelerimiz hayır dua alacak yerleri ara ara unutuyorlar galiba!

Sadece ihtiyarlarımız değil mesele…

Engelli kardeşlerimizde aynı dertten muzdarip!

Açın şu ara sokakları, erisin karlar, buzlar…

İnsanlar sokağa çıksın, sokağa atsın kendilerini.

Allah razı olsun hepinizden cümleleri dökülsün dudaklardan ve yüreklerden.

İstemez misiniz?

Geçmişte bu ara sokaklardan çok çekti insanlar!

Yaşlılar, engelliler sokağa çıkmasın, evinde otursun diye açıklamalar dahi yapılmıştı o yıllarda!

Ne mi demişti o insanlar?

Biz insan değil miyiz?

Bizim nefes almaya, hava almaya, sokağa çıkmaya hakkımız yok mu?

Bu kadar konuşacağınıza tuzlayın da açın ara sokakları, memlekette tuz mu kalmadı. Hani yeterince tuz stokladık, kış mevsimine hazırız diyordunuz ya diye yüksek sesle az mı konuştular!

*****

Hafakanlar basmak nedir bilir misiniz?

Bu şehirde ibreti alem için Hafakan Tekkesi var! Çünkü bu şehrin insanlarını hafakanlar çok basar! Hafakan basmasının anlaşılmaya ihtiyacı var!

İnsanları fena halde hafakanlar bastı…

Hayat pahalılığı bir yandan!

Enflasyon bir yandan!

Virüs ve varyantları bir yandan!

Elektrik ve doğalgaz faturaları bir yandan!

Kar yağışı, kar esareti, evde mahsur kalmak bir yandan!

Kurtarın artık şu ara sokakları kardan ve buzdan!

Zaten yandım Allah diyor insanlar!

Evde kal, dışarı çıkma, üşürsün, donarsın, hasta olursun dedikçe insanların sinir katsayıları fırlıyor!

Bu insanlarda ne kadar kronik rahatsızlık varsa tekmili birden var!

Kalp var, şeker var, tansiyon var! Var oğlu var!

Lakin bu insanlarında adım atmaya, soluk almaya, nefes almaya, nefeslenmeye ihtiyacı var!

*****

Bu insanlar sıkıldı, bunaldı, strese girdi. Stres yerine göre virüsten de beter!

Açın şu kıyıda kenarda, köşede-bucakta kalmış ara sokakları da,

Bir iki dostlarına, komşularına selam versinler, bir iki çift laf etsinler!

Rahatlasınlar, ferahlasınlar!

Böyle bir zamanın eksik gediği de bu!

Eksik gedikle anlatılmak istenen bu!

Tek bir kişinin üstesinden gelemeyeceği güçlüğü, zorluğu halletmek, tamamlamak!

Bu şehirde ne kadar engelli kardeşimiz varsa, ne kadar yaşı 65 ve üstü insan varsa her birini yaşama sevincine kavuşturacağınıza emin olun…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi

Sazan

17 Nisan 2024 Çarşamba 00:02
SON YAZILAR