Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Herkesin meselesi: Tarım-Gıda insanlığın ortak malıdır

Herkesin meselesi: Tarım-Gıda insanlığın ortak malıdır

Herkesin meselesi: Tarım-Gıda insanlığın ortak malıdır.

Zaman akıp gidiyor. Yeni bir yıla daha girdik. Duamız, bu sene ve gelecek senelerin bereketli ve verimli olması, sağlıkla ve yeterli beslenmemizdir. Burada bazı senaryolar yazalım.

İnsanlık veya kurumsal yapılar (devletler, şirketler, sivil toplumlar) çok şeye (eşya) muhtaç olabilir. Bunun karşılığı çok mesele değil. Ancak gıdaya muhtaç olmanın karşılığı başka şeylere benzemez.

İki komşudan biri o gün fazlaca gelecek olan misafiri için diğerinden birkaç bardak veya tabak ödünç alabilir. Bir çiftçi diğer çiftçiden, kısa süre sonra düşecek yağmur öncesi bir an önce ekimini yapması için mibzerini ödünç isteyebilir. Bunların çok bir mahsuru yok.

Bir komşu aç durumda, uzun süredir kıt-kanaat geçiniyor, ancak hayatta kalabilmeye yetecek kadar gıda bulabiliyor. Öyle bir durum da vardır ki, kuraklık ortalığı kasıp-kavuruyor. Yazı veya önündeki seneyi, en azından ölmeyecek kadar geçirebilmesi için, yeterli ürün alamamama gibi bir sebeple, kendi tarlasından elde edeceği ham veya işlenmiş gıda (un bulgur, mercimek, nohut, pekmez, turşu, yağ, peynir vs.) depolama şansı da yoktur.

İhtiyaçların çapını biraz daha genişletelim. Dünyanın belirli bölgelerinde bulunan enerji kaynaklarının sahipleri bu kaynakları dışarıya satmıyorlar. Enerji için hammadde (fosil yakıtlardan, kömür, petrol, doğalgaz) üreten ülkeler bu enerji kaynaklarının tükenme riski sebebiyle kendi ihtiyaçlarının en azından birkaç senelik bölümünü garantiye almak için dışarıya hammadde vermiyorlar (bugünlerde Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle olduğu gibi).

Yine dünyada kuraklık veya değişik pandemiler (hastalık, yangınlar, kuraklık, sel ve fırtınalar gibi) sebeplerle küresel gıda arzında ciddi daralmalar söz konusu olabilir. Bu pandemilerin de birkaç sene süreceği hesap ediliyor. Gıda üreten ülkeler dışarıya hiçbir şekilde gıda ihracat yapmıyor.

Örnekleri çoğaltalım. Konu fert bazından aile, mahalle, bölge, ülke ve tüm dünya bazına kadar gidiyor. Ne yaparsınız? Oturup diz vurur ağlar, ölümü mü beklersiniz. Yok, komşunuzun veya ülkenizin politik-doğrularını yanlışlarını mı tartışır, bunlar yapamıyor, şu politikacılar yapar; iklimi değiştirir, yağmur yağdırır, kısa sürede küresel ısınmayı durdurur, ülkenin her tarafını lafla yağışa boğar mı dersiniz. Ya da komşudan, mahalleden bana ne, ben kendimi düşünür, en az 2 senelik gıda stoğu yaparım, sonra keyfime bakarım mı dersiniz.

En azından bu son anlayışa cevap verelim derseniz; yahu enerji de yok, yani buzdolabı çalışmıyor, et, peynir, yağı yumurtayı uzun süre saklayamazsınız. Unu bozar, ekmeği küflendirir; nohut-mercimeği böceklendirirsiniz. Bunlar senaryonun birinci bölümü.

Senaryonun ikinci bölümünde, tüm bunları yapabilme gücünüz olsa, kendi 2 senelik ihtiyacınızı depo etseniz de, aç olan komşun, mahallelin, şehirlin, diğer devletler ve küresel dünya sizi rahat bırakır mı? Bu stoğu yapan ihtiyaçlarını depolardan sessiz-sedasız, problemsiz karşılayabilir mi? Elbette hayır. Anlatılmak istenen üretimi siz yapsanız da, zor durumlarda bu stokları rahatça tüketemezsiniz. Zira toprak, su ve gıda insanlığın ortak malıdır. İşin nereye varacağını şöyle bir tasavvur edelim.

Bir atasözü: taş yumurtanın üzerine düşse, yumurta taşın üzerine düşse kırılan yumurta olur” diyor. Tarımın muhalifleri uygulanan politikalara karşı olabilseler de, tarıma olamazlar. Anlasa da, anlamasa da, muhalif birinin tarımın aleyhine konuştuğu, yazdığı, koklayarak uydurduğu her söz bir gün gelip kendi aleyhine dönecektir. Her durumda da kırılan yumurta; tarım sektörü, tarımcı ve gıdadır. Bu zamanda da bizim söyleyecek daha çok sözümüz olacaktır, ancak bir anlamı olmayacaktır. Bu kadar yalan, mesnetsiz tarım haberleri insanı yoruyor. Tarım konusu insanlığın ortak malıdır.

İşin üretim yanı ile ilgili olanı da “suyu ve gıdayı israf etmeyelim, havayı ve toprağı kirletmeyelim”. Öncelik tüm insanlığa düşen israfın önlenmesi, suyun, toprağın yani vatanın korunmasıdır. Muhalif kardeş biraz da bunları ve doğruları yazalım, ne dersiniz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR