Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

NASIL “EV ERKEĞİ” OLUNUR?..

NASIL “EV ERKEĞİ” OLUNUR?..

TARİHE YOLCULUK (235)

MUSTAFA KABAKCI: “Ben eğer milli eğitim bakanı olursam bir okulda “ev erkeği” bölümü açacağım.  O okulda erkeklere bulaşık yıkamasını, çamaşır yıkamasını, ütü yapmasını, yemek yapmasını, masa hazırlamasını, evde çocuğa bakmasını, yaşlıya hizmet etmesini öğreteceğim…”

Geçtiğimiz günlerde Milletvekili Mustafa Kabakcı ile Balıkesir Müftüsü hemşehrimiz İbrahim Öcüt ile bir kahvaltıda buluşarak epey sohbet ettik.

Bizi bir masa etrafında buluşturan Konya Alperen Ocakları Başkanı Musa Karaçor, her zamanki o güzel sukûtu haliyle yine büyük takdir topladı. Sayın Cumhurbaşkanının ifade buyurduğu İslâm’ın bazı hususlarının içtihat yoluyla güncellenmesi ve yeniden yorumlanması meselesinden tutun kadın-erkek ilişkilerine ve memleket meselelerine varıncaya kadar pek çok konu o masa etrafında dile geldi. Mehmet Âkif Ersoy’u çok seven kıymetli müftümüzün sohbetinden kendi adıma pek çok bilgi edindim. Balıkesir’e, Konya’dan çok kıymetli ve din konusunda mütehassıs bir âlim insanın tayin edilmesine doğrusu çok sevindim. Değerli ve bilgili müftümüz, benim hadis olarak bildiğim pek çok peygamber Efendimiz’e nisbet edilen hadislerin, hadis olmayıp kibâr-ı kelâm’dan olduklarını da söyledi. Meselâ bunlar arasında “Temizlik imandandır” sözünün bulunduğunu da belirtti.

Sohbette kendi düşüncelerimi de ifade etmeye çalıştım. Dedim ki, İslâm’ın güncellenmeye ihtiyacı yok dedim. Ülkeyi yönetenler başta olmak üzere bütün müftülerin, akademisyenlerin, gazeteci yazarlar ile bu ülkenin aydınlarının güncellenmeye, ve hatta bazılarını resetlenmeye ihtiyaçları olduğunu söyledim. Ve sonra Mehmet Âkif’in “Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâm’ı” dizelerini paylaştım.

Sayın vekilimizin elindeki kitaba gözüm takıldı. Kitabın adı; “Edebiyatımızda Kars” idi. M. Fahreddin Kırzıoğlu tarafından kaleme alınan bu kitabın “Kırkyıllık-karagünler”den (1878-1918) Kurtuluşunun 40. Yıldönümü dolayısıyla 1958’de basılmış kıymetli bir eser olduğunu söylemeliyim. Sonra araştırdığımda 1953’te basılmış olan “Kars Tarihi”nin birinci eseri olduğunu öğrendim. Mustafa Bey, eserden hoşuna giden bir şiiri okudu. Şiirin son kıtası ise Abdülhamid’e Kars’ın kurtarılması için bir emanla bitiyordu. Bir dörtlük beyit paylaşalım:

“Şu Kars’ın Alp-Kal’ası/ Kartal, doğan yuvası/ Türk-Eli doğusunda/ Her zaman alp kalası.”

yay-42.jpg

Nasıl “Ev Erkeği “olunur?

Gelelim asıl konumuza.

Batı’nın gün, ay ve yıl tanımlamalarına göre bir dünya oluşturma çaba ve gayretlerini 5. Kol Faaliyetleri olarak değerlendirirsek, Avrupa’da neşet eden feminizm hareketinin bizim başörtülü muhafazakâr kızlarımızı da çepeçevre kuşatma emareleri baş göstermeye başlayınca; insan ister istemez bu ayrışmanın ileride istenmeyen sonuçlar doğurabileceğine hükmediyor.

Sayın Vekilimiz, o sohbette Bacıyanlara seslenirken de, “Ben eğer milli eğitim bakanı olursam bir okulda “ev erkeği” bölümü açacağım” dedi. O okulda erkeklere bulaşık yıkamasını, çamaşır yıkamasını, ütü yapmasını, yemek yapmasını, masa hazırlamasını, evde çocuğa bakmasını, yaşlıya hizmet etmesini öğreteceğim. Bir çocuk o okula girerken yazacak; “Ben ev erkeği olmak istiyorum” diye. Sonra konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Değerli milletvekillerimizin kıymetli eşleri kapıyı çaldı. Enişte bey de ev erkekliği bölümünden mezun ya. Kapıyı açtı. Yüzünde güller açtı ve “Hanımefendi hoş geldiniz” dedi. Hanımefendi akşama kadar siyaset yapmış. Buyurun efendim dedi. Ayağına terlik, pijama oturttu. Yemek masası ise çiçek gibi hazırlanmış ve masanın ortasında da çiçekler var. Hanımın ayağına hemen tuzlu su. Sırtına hemen eliyle aman efendim rahatlayın şöyle. Arkasından hemen karnını dizlerinin üstüne alıyor ve divândan bir şiir okuyor. Arkasından bir taksim geçiyor ve şarkıyla birlikte akşam yemeği başlıyor. (Tabii bu arada Mevlevî Sofrasının salonu alkıştan yıkılıyor). Pekâla diyeceksiniz ki bizim enişte parayı nerden kazanıyor?  Efendim kolay… Ona çocuk bakımını da öğrettik ya, beş çocuğa kadar evde anaokulu açabilecek. Oradan da maaş alacak. İkincisi, oda olmazsa ihtiyarlara bakım kursu aldı ya, mahalledeki bakıma muhtaç birine hizmet verecek ve sosyal güvenlik kurumu ona maaş bağlayacak. Böylece hanımlarımız serbest.. Bütün alışveriş merkezleri sizi bekliyor… gelin, gezin lütfen çıkın AVM’lere diyorum… (bu arada gülüşmeler ve alkış sesleri)…

dsc_6418.jpg

Mustafa Kabakcı Bey, yarının anası olacak olan Bacıyanlara yönelik son uyarıcı sözleri şöyle oldu: “Sonra kendi kendime diyorum ki… Ciddi manada eğer böyle giderse…

Hayatı kendinize zindan etmeyin. Hayatla barışın. Başkasının tanımlamalarına kendinizi esir etmeyin. Kendi inanç dünyamızın tanımları sizin tanımlarınız olsun. Geleceğiniz güzel olsun. Ama önce gerçekten mutlu olmak istiyorsanız, önce mutlu olan dünyanızı zihninizde kurun ve o dünyaya devam edin.”

Bu gidişle “ev erkeği” olmamak için siz, siz olun evdeki kıymetli eşinize her gün “seni çok seviyorum” demeyi sakın ihmal etmeyin ve haftada bir kere de olsa; bir gül çiçeğiyle de olsa gönlünü fethetmeye gayret edin.

 

YARIN: Zihinlerden silinen Konya Mahalle tarihi…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Mustafa Balkan (Tarih Yazıları) Arşivi
SON YAZILAR