Erol Sunat

Erol Sunat

Selam olsun 30 Ağustos’a

Selam olsun 30 Ağustos’a

26 Ağustos gece sabaha karşı başlamıştı her şey. Şair Yusuf Ziya Ortaç, “26 Ağustos gece sabaha karşı, topların çelik ağzı çaldı bir hücum marşı” diye tasvir etmişti o günü.

Her gün istiklale giden, istiklale yürünen bir gündü artık.

Başkumandanlık Meydan Savaşı öyle bir savaştı ki, bu savaş sömürgecilerin ve işgalcilerin öne sürdüğü Yunanlıları, İzmir’e çıkardığı, Ege ve Güney Marmara’yı işgal ettirdiği, işgal altında tutturduğu bir manzaranın yerle bir edildiği günlerdi.

Mustafa Kemal Paşa’nın Kocatepe’de “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri” diye verdiği o emirden hemen sonra Türk Süvarileri İzmir’e doğru uçarak sürdüler atlarını…

Yunanlıların övünerek kurdukları ünlü Majino hattı paramparça olmuştu…

Yunan ordusu elindeki bütün tepeleri, mevzileri kaybetmeye başladı.

Moralleri sıfırdı…

İşgal ettikleri bölgeleri yakarak geri çekilmeye başladılar.

Ege ve Güney Marmara yangın yerine döndü…

Vahşet ve mezalim o denli büyüktü ki, Yunanlıların döktüğü kanı Avrupalı gözlemciler saklayamadılar, anlatmak zorunda kaldılar.

Ya Yunan kazansaydı ne olurdu bilir misiniz?

Bu sorunun cevabını kolay kolay kimse veremez.

Keşke demek hafif kalırdı olacaklara…

Mustafa Kemal’in süvarileri “Ya İstiklal ya ölüm” diye sürüyorlardı atlarını…

26 Ağustos 1922 ile 9 Eylül 1922 arasında sadece 14 gün vardı…

Bu 14 günün içinde bir de Yunan birliklerini darmadağın eden, perişan eden bir zafer…

Selam olsun büyük zafere…

Selam olsun Başkumandanlık Meydan Savaşına….

Selam olsun 30 Ağustos’a!

*****

Büyük zafer, İzmir’e doğru dalga dalga genişlerken, Cumhuriyetin kilometre taşlarını da döşüyordu. Yunanlılar 15 Mayıs 1919’da çıkmışlardı İzmir’e.

Oldum olası Avrupa’nın şımarık çocuğuydu Yunanlılar.

Kral Konstantin, Başbakan Venizelos bir Fatih edasıyla ayak basmışlardı İzmir’e…

Ege ışıltılı bir coğrafyaydı. İzmir’den başka Manisa vardı, Uşak vardı, Aydın vardı, Afyon vardı, Marmara’da Balıkesir vardı, Bursa vardı…

Yunan birlikleri Polatlı’ya kadar, “Ankara’ya, Ankara’ya” diye gelmişlerdi.

Şimdi Türk Birlikleri, “İzmir’e, İzmir’e” diye bağırarak yürüyorlardı.

Moralli Türk birlikleri, öyle cebri bir yürüyüşle yürüdüler ki, İzmir’e, Yunan askerlerinin cayır cayır yaktığı İzmir’e zamanında yetiştiler yangınlar söndürülmeye çalışıldı.

Sadece İzmir değildi kurtulan, işgal altındaki bütün vatan toprakları istiklaline kavuşmuştu.

Selam olsun zaferler ayı ağustos ayına! Selam olsun 26 Ağustoslara! Selam olsun 30 Ağustos’a!

*****

Türk Milletine dayalı milli bir devlet kurma fikrinin sahibi Mustafa Kemal Atatürk’tü. Anadolu’daki çöküşü, Anadolu işgalini ancak bu şekilde durdurabilirdi. O ruh, o rüzgâr bütün cephelerde istiklal rüzgârı olarak esti…

Türk Milletinin evlatları, Fransız’la, İngiliz’le, Ermeni’yle, Rus’la, İtalyan’la ve Yunanlıyla ölümüne bu rüzgârı arkasına alarak mücadele etti.

Şehirlerimiz destan yazdılar savunmalarıyla…

26 Ağustos gününe gelindiğinde, düşmana nihai darbenin vurulması gereken o saatin geldiği andı. Ve toplar Yunan mevzilerini hallaç pamuğu gibi atmaya başlamışlardı.

Bütün dünyanın ardında durduğu, her türlü desteği verdiği Yunan ordusu kaçmaya başladı.

Hem de ne kaçmak…

“Aydın eli dumanlı, dumanlı / Bak kaçıyor Yunanlı” diye türküler yakmıştı Aydınlılar….

*****

Türkiye Türklüğü Anadolu’nun olmazsa olmazıydı. Anadolu’nun her köşesine imzasını atmış, dağlarını, ovalarını, yaylalarını, şehirlerini, nehirlerini Türkleştirerek Türk Milletine mal etmişti.

İşgallere ve istila hareketlerine karşı da en amansız bir şekilde savunmuştu bu coğrafyayı.

Rahmetli şair Mithat Cemal Kuntay’ın “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır / Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” dizelerinde karşılığını bulan toprak parçasının adı oldu Anadolu.

Türkiye Türklüğü Anadolu coğrafyasında Kılıçaslanlar yetiştirdi. Sultan Mesudu yetiştirdi. Alaeddin Keykubad’ı yetiştirdi. Osman Gazi’yi, Orhan Gazi’yi, Muradı Hüdavendigar’ı, Yıldırım Beyazıt’ı, Fatih Sultan Mehmed’i, Yavuz Sultan Selim’i, Sultan Süleyman’ı, Mustafa Kemal Atatürk’ü yetiştirdi.

Anadolu Türklüğü bin yıla yakındır kendine vatan yaptığı Anadolu coğrafyasını savunuyor.

Savunmaktan yine de geri kalmaz, yine de geri durmaz.

Selam olsun 30 Ağustos’a! Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yılının simgesi olan 29 Ekim’e doğru adım adım ilerlerken, 30 Ağustos şanlı tarihimizin en müstesna kilometre taşlarından biri olarak bize gülümsüyor.

*****

Anadolu’da son bin yıla hâkim olan tarihi geçmiş içerisinde kurulan devletler Anadolu Türklüğü damgasını taşır. Bugün bizi bir araya getiren ruh. Bizi yarınlara taşıyacak olan ruh, yeni kızıl elmalara koşturacak olan ruh Türklük ruhudur.

Bu cevherin ruhunu ortaya çıkarmıştı Mustafa Kemal Paşa. 19 Mayıs 1919 ‘da Samsun’da yandı İstiklal meşaleleri. Gökyüzünde kara kara bulutlar diye tasvir edilen o kapkaranlık geceler gündüz gibi ışıdı.

Ve yürüdü gitti Türk Milleti Mustafa Kemal’in ardından.

Akdeniz’e yürüdü. İzmir’e yürüdü. Ve birer birer kurtarıldı işgal altındaki vatan toprakları….

Selam olsun 30 Ağustos’a! Selam olsun Şehitlerimize, selam olsun Gazilerimize ve isimsiz kahramanlarımıza, selam olsun Anadolu’mun taşına toprağına!

30 Ağustos öyle bir destan ki, bir asrı aşan zaman diliminde hâlâ diri, hâlâ canlı, hâlâ taptaze…

Türk Milletinin kahraman ordusuna ve bağrında Arslanlar ve Koçyiğitler yetiştiren Türk Milletine kutlu olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi

Sazan

17 Nisan 2024 Çarşamba 00:02
SON YAZILAR