Rasim Atalay

Rasim Atalay

TOKİ konutlarından hayırlı haber var

TOKİ konutlarından hayırlı haber var

Dün gazetemizin manşetinde yer alan, internet haber sitemizde de paylaştığımız Ardıçlı TOKİ Konutları’nın teslimat sürecine ilişkin son duruma ilişkin haber büyük bir etkileşim oluşturdu.


Gazetemizi arayıp soranlar mı dersiniz, sosyal medya hesaplarımızdan yorumlar yazanları mı dersiniz… Tabi beklenti çok yüksek olunca habere ilgi de aynı oranda yüksek oldu.


Konutların teslimatıyla ilgili beklenti özellikle son zamanda tavan yaptı. Kaldı ki konutların Mart ayı içerisinde teslim edilmesi de yapılan açıklamalar doğrultusunda beklenen bir durumdu.


Depremin ardından Konya’da zaten var olan konut açığının açıktan kendini hissettirdi. Ardıçlı Mahallesi’ndeki TOKİ’de tamamlanmış olan 3 bine yakın konutun hak sahiplerine teslim edilmesi şehirdeki konut açığına büyük bir ket vuracaktır. Az kaldı, sabredin, bekleyin… Nisan ayı içerisinde konutlar hak sahiplerine teslim edilecek.


Yaşadığımız son depremde TOKİ marifetiyle yapılan konutların büyük bir hasar görmemesi, hatta bir çok yerde hiç hasar görmemesi, daha öncesinde şaşı bakılan, ‘Gidip dağ başında oturulur mu?’ denilen TOKİ’lerle ilgili bakış açısını bir anda değiştirdi. Kime gitsem, ‘Ev alacaksan TOKİ’den’ diyor…


HEVES ETMEYİN, BUGÜN


KONUŞUR YARIN UNUTURUZ


Deprem kuşağı üzerinde bulunan ve özellikle son yıllarda sık sık meydana gelen depremlerle acılarını tazeleyen ülkemizde her depremin ardından belli başlı konular sıklıkla konuşulur, tartışılır, enine boyuna irdelenir, sonra unutulur…


Mesela!


1999 yılında Marmara Bölgesi’nde etkili olan 7,4 şiddetindeki depremin ardından milyarlarca liralık yatırım bedelleriyle ortaya çıkan binlerce sanayi tesisi için taşınma konusu gündeme gelmişti. Taşınma sürecinde en güvenilir liman olarak İç Anadolu, İç Anadolu’da da Konya ve Karaman bölgesi görülmüş ve sanayi üretiminin merkezinin artık burası olması gerektiği fikri üzerinde durulmuştu.


Belki birkaç numune oldu. Yani küçük ve orta ölçekli sanayi işletmelerinden Konya ve Karaman bölgesinde yatırım yapanlar, yönetim yeri her ne kadar İstanbul olsa da en azından üretimini Konya ve Karaman bölgesine kaydıranlar vardı.


Sonrasında ise daha büyük yatırımların hemen hepsi, sanayi arsası üretme konusunda dahi büyük sıkıntıları bulunan Marmara Bölgesi’nde sıralandı. Yani heves etmeyin, bugün konuşuruz yarın unuturuz.


Sadece sanayi açısından yahut iş hayatından bakmayalım olaya. Neticede insan nüfusunun en yoğun olduğu şehir İstanbul, bölge Marmara Bölgesi… O dönemde nüfusun küçük bir bölümü Konya’ya ve benzeri Anadolu şehirlerine taşınmış. Ama sonrası, Marmara Depremi’nden önce de yükselme eğiliminde olan bölge nüfusu bugün de yükselmeye devam ediyor. Yani insanoğlu riski göze almaya cesaret ediyor, bulunduğu şehri değiştirmeye cesaret edemiyor.


Güneydoğu Anadolu’daki 11 ilimizde yıkıma neden olan büyük depremlerin ardından da yine büyük nüfus hareketlilikleri oldu. Evlerini, barklarını kaybeden canlarını kurtaran insanlar yolunu buldukları an hemen terk ettiler memleketlerini. Bugün sorduğumuzda birçoğu geri dönmeyi düşünmediklerini beyan ediyor. Sonrasında oradaki meşgaleleri, iş yerleri, tarım arazileri, üretim planlamaları hatıra geliyor. Ve yine gidecekleri yerin tilki misali kürkçü dükkanı olduğunu söylüyorlar.


Tabiatın özünde aslına dönmek var. Bunu insana uyarladığımız zaman, insan için de aynı şeyi düşünebilir ve söyleyebiliriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Rasim Atalay Arşivi
SON YAZILAR