Rasim Atalay

Rasim Atalay

Yanlış anlamayın ha!

Yanlış anlamayın ha!

Gelmesi iple çekilen, büyük beklentilerin olduğu, ‘Bir an önce gelse de ne olacağını bilsek’ denilen, gündemde uzun süre adı zikredilen, bu kadar gündem olduğu için dile gelse kendisi bile şaşıracak olan Temmuz ayı geldi çattı…

Temmuz’u bu kadar önemli kılan tek şey asgari ücretin açıklanacak olması ve yeni asgari ücret tarifesinin de Temmuz ayı itibariyle geçerli olmasıydı.

Asgari ücrete yapılan ara zammı Cuma akşamı dar vakitte açıkladı Cumhurbaşkanı Erdoğan… Halihazırda 4250 lira olan asgari ücret, vatandaşı enflasyona ezdirmemek adına yapılan ara düzenleme ile 5500 liraya çıkarıldı.

1250 lira gibi bir iyileştirme yapıldı asgari ücrete…

Bu iyileştirme, başta gıda ve barınma olmak üzere insan hayatının idamesi için gerekli olan tüm temel ihtiyaçlarda artan enflasyona karşılık vatandaşa bir nebze can suyu vermek içindi. Şöyle ki, cebimizdeki paranın değerini yitirmesine karşılık olarak hükümet, vatandaşın cebine bir miktar daha fazla para girmesine öncülük etmiş oldu.

Yapılan bu düzenleme ile rutin bozuldu ve yılda bir defa zam yapılırken bir zaruretin tezahürü olarak ara zam modeli getirilmiş oldu. Kimse yanlış anlamasın, bu bir ara zamdı. Aralık ayında asgari ücrete asıl zam yapılmış olacak…

Kimse yanlış anlamasın demişken;

Sayın zincir marketlerin yöneticileri, yapılan bu zam neydi biliyor musunuz? Sizin daha fazla para kazanma hırsınızın bir neticesi olarak vatandaşın ezilmesini önlemeye dönük bir düzenlemeydi. Yani siz, bizim cebimizdekine göz koydunuz, soydunuz, soğana çevirdiniz, sonra soğanı da yediniz, bize bir şey kalmadı. Devlet sizin hakkınızı avcunuza verirdi de bu kez dış etkenleri, enerji ve petrol giderlerini bahane gösterdiniz. Buna karşılık devlet, “Siz vatandaşın cebindekini alırsanız, ben de vatandaşın cebine daha fazlasını koyarım” dedi. ‘Hadi bunu da alın’ demedi, dikkatinizi çekerim. Rest çekmedi. Çünkü aç gözlülüğünüzle bırakın cebimizdekini sırtımızdaki fanilaya varıncaya kadar alsanız dahi doymayacağınızı çok iyi biliyor.

O nedenledir ki, sakın ha sakın yanlış anlamayın. Asgari ücrete 1250 liralık iyileştirme yapılıyor olması demek;

Sizin raflarınızdaki süt ve bilumum süt ürünleriyle, sıvı ve katı yağ türlerine bu iyileştirmeyi zam olarak yansıtma hakkınızın doğduğu anlamına gelmiyor. Bu iyileştirme, bugünün rakamları ile vatandaşın evine bir kilo fazladan peynir, 2 litre fazladan ayçiçek yağı alabilmesi, kısacası asgari ihtiyaçlarını karşılayabilmesi adına yapılmış bir düzenlemedir.

Barınma ve giyinme de en az gıda kadar önemli ve hayati bir husustur. Buna bağlı olarak sizlere de söyleyecek bir çift sözüm var ey ev sahipleri, ayakkabı satıcıları, giyim sektörünün temsilcileri…

Muhasebecilerinize daha az vergi, daha çok kazanç için ne gerekiyorsa yapılmasını söylerken, birazcık da kendi vicdan muhasebenizi tutun lütfen. Demeyin ki, asgari ücrete düzenleme gelmiş, vatandaşın cebine ekstra 1250 lira daha girecekmiş, hedefinize onu da alın…

Asgari ücretlinin varlığı, sizin varlığınıza armağan değildir, bilesiniz!

Gönlü zengin, kalbi güzel, paylaşmasını bilen, paylaşmanın bereketinden istifade etmek için azami gayret gösteren, daha asgari ücrete yapılan yeni düzenleme açıklanmadan ve hatta bu konu konuşulmadan, aylar öncesinde kendi inisiyatifi ile çalışanının çıkar ve menfaatlerini korumak için maaşlarını düzenleyen güzel insanları bu sözlerimden hariç tutuyorum.

Yine aynı gönül güzelliğini, iyimserliği, raflarında da gözeten, temel gıda, giyim, ayakkabı ve benzeri tüm temel ihtiyaçları temin eden sektör temsilcileri ile aynı gönül güzelliğiyle kiracısına para değil insan gözüyle bakan azınlığı da ayırıyorum.

Çünkü sizler biliyorsunuz ki, ‘Zama da zam yapalım’ mantığı ne size kazandıracak, ne de sokaktaki vatandaşa…

Şu da bir gerçek ki, 5500 lira bugünün asgari ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek bir bedel değil. Asgari ücret demek, ölmeyecek kadarıyla yetinmek demektir bir manada. Asgari ücret, bir çalışanın alabileceği en az ücret anlamına geliyor.

Sakın ha sakın yanlış anlamayın. Asgari ücret, çalışanınıza vereceğiniz net ve kesin rakam diye bir şey yok. Kimse size asgarinin üzerinde ücret ödediğiniz zaman, ‘Niye fazlasını veriyorsunuz’ demeyecektir. Diyenin de kendi ayıbıdır o.

Bu nedenle bugün itibariyle ne kendinize zam yapmayı haklı çıkaracak gerekçeler arayın, ne de bunları söylüyorum diye lüzumsuz alınganlıklar yapın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Rasim Atalay Arşivi
SON YAZILAR