Erol Sunat

Erol Sunat

Zammın yeni varyantı!

Zammın yeni varyantı!

Virüs mutasyon geçire geçire bir hal oldu olalı, arada bir başka mutasyona uğrayan yeni yeni varyantlarla karşımıza dikilen zammı görmezden geliyoruz.

Zammın yeni varyantının adı güncelleme!

Eskiden varyant falan bilinmezken, fiyat ayarlaması denirdi. Şimdi çok daha iyi bir argüman buldular, adını güncelleme koydular!

Zam faslından baktığımızda nur topu gibi bir varyantımız oldu!

Varyant her daim virüsle alakalı olacak değil ya…

Bugün Omicron neyse, güncelleme de öyle bir şey!

İsterseniz biraz edebiyat üzerinden yürüyelim!

Güncelleme; yapılan zamların insanlar üzerindeki etkilerini hafifletmeye yarayan bir teknik terim. Bir edebi ifade. Bizim yaptığımız zam falan değil! Ne zammı? Sadece fiyatları güncelledik deyip geçilen yeni bir argüman!

Yeni bir söylem! Kürsülerin ve açıklamaların vazgeçilmezi, zammın günümüze uyarlanan en son , en yeni girizgahı! Sihirli bir değnek gibi. Değdiği, dokunduğu yerin havasını değiştiriyor!

Mesela, akaryakıtın fiyatı güncellendi deniyor ya!

Anlıyorsunuz ki, akaryakıta kuruş cinsinden yine zam gelmiş.

Kırk kuruş, elli kuruş yanında bilmem şu kadar küsur zamlanmış.

Akaryakıt tetikleyici gibi bir şey…

Her şeye dokunuyor. Her şeyi etkiliyor! Başta ulaşımı! Ulaşımda eski çamlar bardak oldu.

Bir yerden bir yere gitmek, taşınmak, bir malın ve ürünün bir şehirden diğer bir şehre nakliyesi ciddi oranlarda artmış durumda.

Birde bakıyorsunuz ulaşım güncellemesi yapılmış, şehrimizde olduğu gibi dolmuş fiyatları artmış, bir çok Büyükşehirde, biz hariç ulaşıma zam gelmiş.

*****

Etiketlere ufaktan-ufaktan dokunuşlar olmuş.

Ne mi olmuş? Akaryakıta zam gelmiş!

Sefa gelmiş hoş gelmiş de, akaryakıt arada bir bilmem kaç kuruş ucuzladığında yeni bir güncellemeyle indirime dönüşüyor mu?

Dönüşecek inşallah da!

Dönüşemiyor! Dönüştürülemiyor! Dönüşme yolunda sorunlar var!

Aşılamıyor, yanına yaklaşılamıyor! Elimiz varmıyor! Elimiz gitmiyor! İçimizden atmıyor!

Akaryakıt aynen dolar gibi, altın gibi…Bir kere çıktı, yükseldi mi, başı göğe eriyor!

Yükseldiği yerden inme gibi bir niyeti yok!

Dokunulmazlığı var sanki!

Kalkıp da iniyor musun, inmiyor musun diye soran yok! İnmedi mi aşağıya, yaka-paça öyle olmaz-böyle olur diye indiren yok!

Onları yukarılara çıkartanlara, sen indirmezsen ben indiririm, zararlı çıkan sen olursun diyende yok!

O yok, bu yok!

Kim tutar güncellemeyi!

*****

Güncelleme, etkisi altında bulundurduğu fiyat etiketlerini öyle derinden etkiliyor ki, indirim yönünde güncelleme yapmak gücüne gidiyor, fiyat artıranların!

Yukarı, daha yukarı diyorlar! Çıksın çıkabildiği kadar!

İnsanlarda yetmedi mi, yeter arık bu kadar! Buraya kadar demeye çoktan başladılar!

Düştüyse düştüğünü hissetmeyelim mi diyorlar?

Dolar 20 Aralık gecesi sonrasında halk tabiriyle gezelemeye başladı.

Lakin dolarda yaşanan düşme sonrasında güncelleme, size bir güzellik yapayım demiyor!

Hem demiyor, hem de fakat gibi, amma gibi, ancak gibi, lakin gibi girizgah yapmaya müsait kelimeleri kullanıyor.

Güncelleme yapılan ürünlerden en ilginci, dikkat çekeni hangisi biliyor musunuz?

Makarna!

Ucuz diye herkesin tercih ettiği bir üründü!

Sen misin ucuz diyen!

Makarnanın kuruşla satılan paketleri okkalı zamlar gördü. Hele marka olanların paketi yedi liraya dayandı! Pardon fiyatı güncellendi. Fiyatı güncellenenler kervanına öyle bir giriş yaptı ki, makarna böyle bir çıkış yakaladıktan sonra yağ da fırlar, et de diyenler çoğaldı!

*****

Atıştırmalık diye tabir edilenler, içlerinde diyetisten onaylı olanlara varıncaya kadar, her birine oldukça anlamlı, güncellemeler yapılmış durumda!

Benim vatandaşım bu fiyatların yanına yaklaşamaz diyecek yok mu diye yüksek sesle marketlerde, çarşılarda ve pazarlarda konuşanları keşke duyanlar olsaydı! Keşke, konuşulanları ve yaşananları bilmesi gerekenlere aktaranlar olsaydı!

Görünürde her şey var! Var amma o var olanlara ulaşabilme, alabilme imkanı yok!

Hani ucuzluk? Hani bir türlü gelmeyen, yapılamayan indirimler?

Şimdi diyeceksiniz ki, bu fiyatlara nasıl yetişilecek?

İki poşet bir şey alıyorsunuz, iki yüz liraya yaklaşıyor!

Elli lirayla markete giriyorsunuz, bu para neye yetecek diye güncellenmiş fiyatların arasında hafakanlar basıyor cümlemizi!

Sadece ekmek alıp çıkıyorsunuz! Bir an önce atıyorsunuz kendinizi dışarıya!

Burası neresi? Neden geldim, niçin geldim? Nereye geldim diyerekten!

*****

Bu güncelleme meselesi, bizi gücendirmeye başladı! Gücümüze gitmeye başladı!

Kar yağışının oldukça yoğun olduğu şehirlerin başında gelen İstanbul’da, geceliği en fazla 300 lira olan otellerin gecelikleri de bu güncellemeden nasibini almış, oda fiyatları bin lira oluvermiş.

Ne oldu?

Kar yağdı böyle oldu!

Güncelleme hadisesi fırsatçıların doymayan gözlerinin bir göstergesi…

Kısa günün kârı olarak yaklaşılan bir münasebetsizlik örneği!

Fırsat bu fırsat deyip güncellemeyi tepe-tepe kullanmak bu işin bir başka adı.

Sadece oteller değil, her alanda bu iş yaygınlaşmaya, can sıkmaya, mide bulandırmaya, nefret uyandırmaya başladı!

Gün gelir güncelleştirme denen kelimeyi de, kavramı da, bu kelimeyle kurulan cümleleri de hayatımızdan çıkarıp atar mıyız bilemiyorum?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi

Sazan

17 Nisan 2024 Çarşamba 00:02
SON YAZILAR