Yusuf Alpaslan Özdemir

Yusuf Alpaslan Özdemir

Aklın uçurumunda

Aklın uçurumunda

Edebiyatçıların, bilim ve sanat insanlarının hayatlarındaki ilginç, olumlu yahut olumsuz olaylar her daim alâka uyandıran konulardır. Bu çerçevede meselâ meslektaşım, iyi bir araştırmacı da olan Erdal Altun’un Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatından Renkli Psikoportreler, Tanzimat, Servet-i Fünun ve Fecr-i Ait Dönemlerinden Özgün Psikoportreler, Son Dönem Türk Edebiyatından Psikoportreler gibi kitaplarını anabilirim.

Bu alanda son olarak hikâye, dergi ve köşe yazarı Melih Yıldız’ın Remzi Kitabevi’nden yeni bir kitabı yayınlandı; Aklın Uçurumunda. Daha doğrusu birkaç yıl önce ilk baskısı başka yayınevinden çıkmış kitabın gözden geçirilmiş yeni bir baskısı.

Bilimde, sanatta, edebiyatta aykırı kişilikler ve hikâyeleri bulunuyor 126 sayfalık ‘Aklın Uçurumunda’da; “Ahmet Haşim’in Lacan’la tanıştığını, Yahya Kemal’in Jean Jaures’nin toplantılarına gittiğini, Zeki Velidi Togan’la Freud’un komşu olduklarını ve Freud’un psikanaliz kuramını tartıştıklarını ve bunun gibi pek çok ilginç bilgiyi öğreniyoruz yaşamöykülerinden. (…) Mazhar Osman’dan Neyzen Tevfik’e, Sabahattin Ali’den Peyami Safa’ya pek çok ünlünün trajiğini Yıldız’ın ‘haldenanlayan’ kaleminden okumak, öykülerini okuduğumuz kişilerle empati kurmamızı da kolaylaştırıyor.” (H. Ergülen, Kitap-Sanat, 19.08.2022)

GÖZDEN KAÇMASIN

Köşe yazarlarımızın konu bulmakta sıkıntı yaşamadığı yoğun gündeme sahip bir ülkedir Türkiyemiz. Bu yoğunluk gündem arasında önemli bazı detaylar üzerinde daha dikkatli düşünmek gerekiyor, yani ıskalamak olmaz. Herkes Disney’in Atatürk’le alâkalı dizisine yoğunlaşmışken Gerçek Hayat dergisi önemli bir haberi sayfalarına taşımış.

TV5’teki “Tarihten Yansıyanlar” programı yapımcı ve sunucusu, Gerçek Hayat Dergisi editörlerinden Tolga Saçıkara ‘Koç Finansörlüğünde İstanbul’u Ele Geçirme Faaliyetleri’ başlıklı yazısında fethi hâlâ hazmedemeyen Batılı düşünür ve akademisyenlerin emellerini, kin ve nefretlerini ortaya koyan güzel bir metne imza atmış. Bu yıl 6.sı düzenlenen Uluslararası Sevgi Gönül Bizans Araştırmaları Sempozyumu’nda toplanan Bizantinistlerin hezeyanları, kabul etmekte zorlandıkları yaklaşımları arka plânlarıyla tane tane anlatmış. Okuyun derim bu yazıyı da.

Saçıkara; daha önce de 2021’de Mimarlık Vakfı'nın düzenlediği "İstanbul'da Bizans'ı aramak" isimli programı yazmış, içimizdeki Bizanslıların(!) ipliklerini pazara çıkarmıştı. Bu yazının linkini vereyim: https://www.gzt.com/gercek-hayat/gercek-hayat-bizans-hayali-kuranlari-urkuttu-3592248

Hatta bu yazıdan birkaç bilgi paylaşayım; “Bugün bazı işadamları ile bazı sözde akademisyenler Bizans'ı diriltme projeleri ile aslında Paganizm'i ihya edip Osmanlı ve İslâm medeniyetini yıkmaya çalışıyorlar. Bunun son örneği Mimarlık Vakfı'nın organize ettiği "İstanbul'da Bizans'ı aramak" programında yaşandı. (…) Prof Nevra Necipoğlu, restorasyonların şeffaf yapılmağı için restorelere müdahale edemediklerini ileri sürüyor. Prof Engin Akyürek ise İmrahor Cami'ne cami statüsü verilmesine tepki gösteriyor. Akyürek, İlk dönem kiliselerinin tek örneği olan eserin cami olarak kullanılmasının, sanat tarihi açısından tehlikeli olduğunu iddia ediyor. İslam eserlerini yıkma konusundaki hukûkî dayanakları olan Venedik Tüzüğü'nün daha gelişmiş hali Selanik Tüzüğü'nü de heyecanla tanıtıyorlar.

21 ülkenin Bizans komitesi tarafından hazırlanan Selanik Tüzüğü'ne göre Bizans eserlerinin çevresinde herhangi bir inşaya izin verilmeyecek. Diğer bir gündemleri ise Bizans Müzesi. Nevra Necipoğlu ve Zeynep Ahunbay İstanbul'da bir Bizans müzesi açmayı planladıklarını söylüyorlar. Bununla da yetinmeyip Milli Eğitim'in ilkokullarda Bizans tarihi dersleri vermesini talep ediyorlar.”

gozden-kacmasin.jpeg

PUTLAR SEMİRMİŞ

D. Mehmet Doğan hocamız bir süre önce hac farizasını yerine getirdi ve çok şükür ülkemize sağ salim döndü biliyorsunuz. Hocamız hacla ilgili izlenimleri Gerçek Hayat’ın son sayısındaki ‘Hacca niyet, Nev York’a yahut Londra’ya azimet!’ başlıklı yazısında aktardı. Doğan’ın ‘Peygamberimizin Mekke’nin fethiyle temizlettiği, şimdilerdeyse semirmiş halleriyle Kâbe çevresini kuşattığı putların da olduğu gözlem ve değerlendirmelerini ibretle ve hüzünle okuyacaksınız. Dergiyi al(a)mayanlar TYB’nin sitesinden de okuyabilecek yazıyı.

futlar-semirmis.jpeg

KARŞILIKSIZ AŞK

Mahmut Bıyıklı; TYB İstanbul Şube Başkanı, kültür sanatla iç içe bir sima. Bıyıklı’nın yazıları haber7.com adresinde okurla buluşuyor. Yeni yazısında dergilerimizin ne şartlarda çıktıklarını, serencamını ortaya koydu.

Kargo ücretleri, kâğıda ve başka malzemelere art arda gelen zamlar, okur ilgisizliği vd. gibi meseleler odaklı yazı, sorunların sacayaklarına dair tespitlerde bulunduktan sonra onca emek karşısında dergi sahiplerinin karşılaştıkları saygısızlıklara, Anadolu dergiciliğine yöneliyor. Söyledikleri oldukça mühim, oldukça tesirli.

Maalesef dergilerin derdini yukarılara taşıyacak merkezler yok. Yıllar önce iyi niyetle oluşturduğumuz platformları da birileri şahsi emelleri için kullanmaya başlayınca oralardan da bir sonuç çıkmadı. Dergiler sahipsiz. Herhangi bir sermaye grubuna veya bir cemaate sırtını yaslamayan dergilerin ayakta kalma şansı şu an için mümkün görünmüyor.” şeklindeki tespitlerle başlayan yazıda altını çizdiğim bazı cümleleri de paylaşmak istiyorum; “Devletimizin de süreli yayınların ayakta kalması noktasında yakın vadede bir stratejisi yok. Oysa ki Kültür Bakanlığımızın herhangi bir festivalde herhangi bir sanatçıya harcadığı kalem bütün dergilerimize can suyu olur.

Ülkemizde ne yazık ki kalıcı olana dair bir yatırım düşüncesi yok. Daha çok görünür olmak için sarf ediliyor.

Şov dünyasının aktörleri altın çağını yaşıyor. Vur patlasın çal oynasın anlayışı hız kesmeden devam ediyor.

Dilimizi katleden örfümüze öfke duyan dinimize dahleden kişilere verilen değer maalesef dergilerimize verilmiyor.

Dergilerin hem fikir dünyamızın yeşermesinde hem de geleceği inşa edecek sanatçıların yetişmesinde bereketli bir ocak olduklarını ve mutlaka yaşatılması gerektiklerini ilgililer ne acıdır ki kavrayamıyor.

Bağımsız ve bağlantısız dergileri yaşatmak için devletimizin mutlaka kaynak aktarması gerekir. Devlet bu alanda değer üreten kültür insanlarının yükünü hafifletmeli onları yüreklendirmelidir.”

Bıyıklı, Anadolu’da çıkan dergileri de hatırlıyor yazısında; “Merkezdeki dergilerin dertleriyle dertlenirken taşrayı da unutmamak gerekiyor. Anadolu’da ayakta kalma mücadelesi veren dergilerin de nefesleri daralmış durumda.

Anadolu’da kültür adamı olmak da zordur dergi çıkarmak da. Sesinizi en yakınızdakiler bile duymaz sözünüz kendi sokağınızdakilere tesir etmez.

Yokluk ve yoksulluk içinde hiç bitmeyen bir inanç ve heyecanla dergi çıkaran bu kahramanları o şehrin valisi bir kere arayıp siz ne güzel işler yapıyorsunuz şehrimize değer katıyorsunuz diye taltif etmez.

Meşguliyetiyle meşhur belediye başkanlarımız dergi bürolarını ziyaret edip arkadaşlar varlığınız bize güç katıyor kalemleriniz kalbimize dokunuyor sizin için yapabileceğimiz bir şey var mı diye sormaz.

Bu ülkenin en garip en yetim kesimlerinden biridir dergiciler. Belediyeden zoraki olarak randevu alınsa özel kalem müdürünün iki dakika sonra başkanım gençlik kolları başkanımızın randevu saati geldi izinizle kendisini makama alıyorum diyerek hemen dergicileri kapı dışarı eder.

Zincirin son halkası okurlar dergiler mevzuunda. Tüm her şeyin merkezi okurdur ama onlar da dergileri yalnız bırakırlar; “Maalesef ülkemizde dergi okuru yok. Dergicilerimiz zamlı kargo ücretlerini karşılayarak okunmaları umuduyla yurdun dört bir yanına adreslerini temin ettikleri kişilere dergilerini postalarlar.

Postaneden sonra şehrin en tepe yerindeki türbeye gidip dua ederler dergilerinin muhatabını yani okurunu bulması için. Sonra. Sonrası büyük bir sessizlik. Ne telefon gelir ne de tebrik.

Dergici arkadaşlar bütün bu sarsıcı sessizliğe bütün bu yakıcı kuraklığa rağmen kendilerini yine motive edecek şeyler bulur ve yeni sayının hazırlıklarına başlar.

Sanki milyonlarca okur ısrarla yeni sayıyı bekliyormuş gibi bitimsiz bir heyecanla sayfalara cümleleri kondururlar.

İşte dergicilerin en büyük sermayesi o heyecandır.”

karsiliksiz-ask-1.jpeg

karsiliksiz-ask-2.jpeg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yusuf Alpaslan Özdemir Arşivi
SON YAZILAR