Erol Sunat

Erol Sunat

Bir Of Çeksem!

Bir Of Çeksem!

Of ne mi? Alfabemizin on sekizinci harfiyle, yedinci harfinin bir araya gelmesiyle oluşan, Anadolu tabiriyle sündürüldükçe sünen bir kelime…

Nihayetinde hepsi, hepsi iki harf!

Anlamı ve manası derin!

Biraz içli…

Biraz isyankar!

Biraz derdim var dağlar gibi deyip haykıran!

Netice itibarıyla bir bunalım ünlemi!

Bir of çeksem diye başladınız mı, arkası gelir de gelir!

Sonra bir bakmışsınız k, of çeken, çekene…

Hele ki şu içinde bulunduğumuz Pandemi döneminde…

Of çekmeyen kaldı mı?

Of deme, of isyan sözü, tahammülsüzlük göstergesi, sabırsızlık işareti diyenler de haklılar!

Haklılar amma , bir yere kadar!

Adam dibe vurmuş! Of çekmiş, derinden-derinden…

Adam anasını-babasını arka araya kaybetmiş, hem ağlamış, hem de kendi kendine öyle bir of çekmiş ki, mahalleli eyvah demişler, komşu kim bilir kimileri kaybetti. Yine de çalan olmamış kapısını!

Biz millet olarak hemen her şeye isyan etmeyiz, ayağa kalkmayız, yollara ve sokaklara dökülmeyiz!

Bütün bunları yapamadığımız, yapmak istemediğimiz içindir ki,

Of çekmek bir anlamda tesellimizdir!

Of bir isyan sözü, isyan ifadesi sayılabilir, algısı öyle olabilir, kavrama kendince yakıştırma yapanlar of çekti diyebilirler!

O insan onca sıkıntı içerisinde of çekmesinde de ne yapsındı diyenleri de bazıları duymazdan gelebilir!

Of çekene ve çekenlere aldırmadığımız bir dönemden geçiyoruz!

 

*****

Birde her şeyi kendine dert edinenler vardır. “Dertleri zevk edindim kendime, bende neşe ne arar!” şarkısı tam da onlar için biçilmiş kaftandır.

Aslında biz takıntılı olduğu kadar, esprili ve pratik zekalı bir milletiz.

Of deyince, off olunur diyenlerde bizim içimizden!

İngilizce off demek kapalı demek ya… Bizde ki of’tan farkı iki “f” harfiyle ifade edilmesi.

Bu kapanma, o of çekildikten sonra, içine kapanma halidir.

Kendini kapatma halidir.

Derdini bir başına yaşama halidir.

Bir of çekseniz karşıki dağlar yıkılır mı?

Of bu abi, şöyle derinden, içten, ciğerden bir “Ooooooof!“diye başlarsa o efkar sahibi, ses de davudi bir sesse, ne yapsın dağ?

Yıkılmasın da ne yapsın?

Of dememek için;

Ofv diyen var…

Aof diyenler var…

Ov diyenler var!

Hatta ben of demem, oh…derim diyenler var!

Bir of çek, rahatla abi, diyene de gönül koyarlar!

 

*****

Of konusunda, ister kabul edin, ister etmeyin değişik bir hassasiyetimiz var!

Hatta tabularımız!

Kendimizce koyduğumuz yasaklar cabası!

Biri derinden bir of mu çekti!

Yeminle yandı, Marmara çırası gibi!

Hemen o of çekmeyi duyanlar başlarlar konuşmaya;

Bu neyin of’u?

İsyanın kime?

Tavrın kime? Bana mı?

Böyle of çekmek olmaz olsun!

Şuna bak arkadaş, of çekiyor, sen benim yanımda of çekemezsin!

Ne yaptı garip?

Efkar bastı, hüzünlendi, işin içinden çıkamadığı bir meseleyi kafaya taktı, vurmadı, kırmadı, dökmedi, kimseye sövmedi!

Sadece bir of çekti!

Bırak da, çeksin!
Madem ki, o insanı dinlemiyorsun, madem ki derdin ne diye sormuyorsun! Hatta hiç niyetin yok!

Of çekene de, of çekmesine de katlanıver!

 

*****

Of, yalnızca Türk Milletine ait, Türk usulü bir iç çekme sözüdür!

İnsan neden of çeker?

Neden of çekme ihtiyacı hisseder, diye sorulmaz bizim ülkemizde!

Soranlara bal yapmaz arı der milletimiz, hem yardımcı olmaz, hem söylenir!

Şarkılarımız ve türkülerimiz bile of kelimeleriyle başlar,

Nakaratları içinde of geçmeden olmaz!

Of o şarkılara ve nakaratlara anlam kazandırır.

Karadeniz kıyısında ki Of ilçemiz, Oflu Hoca fıkraları ve filmleriyle de ünlüdür. 

Trabzon’a bağlı, şirin ve güzel bu ilçemiz, Trabzon’a 52 kilometre uzaklıktadır.

Her of dendiğinde yüzlere yayılan tebessümlerden anlaşılır ki,

fıkra anlatanların dağarcıklarında mutlaka birkaç tane Oflu Hoca fıkrası bulunur.

Of bizim aslında farklı bir zenginliğimizdir.

Bakmayın siz isyan sayanlara…Of kavramını isyan sayanların işine öyle geliyor diyenleri de dinlemek lazım!

 

*****

Of çeken neşesinden çekmez elbette…

Her of çekene, her efkar basana, her of ki of diyene, soranda olur, sormayanda, kulaklarını tıkayanda, bırak çektiği kadar of çeksin diyende…

Kimimize göre, of, bezginliktir.

Kimimize göre of, bıkkınlıktır!

Kimimize göre of, sıkıntıdır!

Of, yerine göre acıdır!

Of, yerine göre hasrettir!

Of, yerine göre gurbete tepkidir.

Of çeken, bir of çeksem diye başlamış sözüne amma, kendi yıkıldığını anlatmaya çalışmış, o of çekmenin içinde….

Arif olan anlasın demiş lakin, gerçek anlamdaki ariflere değil, adı Arif olanlara denk gelmiş sözleri.

Adı Arif olanlarda of çekmeyi isyandan saymakla başlamışlar, işin içinden suya sabuna dokunmadan sıyrılma sebebi saymışlar!

Pandemi döneminde çok of çekenimiz oldu! işsiz of çekti, işini kaybeden of çekti, atanamayan of çekti, esnaf her Allah’ın günü of çekti, emekli kapanıp kaldığı evlerden of çekti.

Vatandaş, çarşıya of çekti, pazara of çekti, cebindeki paraya ve faturalara of çekti! Market fiyatlarının her kalemine, ayrı-ayrı of çekti! Enflasyona of çekti, ekonomiye of çekti!

Pandemi döneminde, öyle oflar, öyle ahlar çekti ki, ulaşacağı yere ulaşmıştır inşallah diyerekten!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi

Sazan

17 Nisan 2024 Çarşamba 00:02
SON YAZILAR