Ziya Uysal

Ziya Uysal

EKONOMİ BAKANLIĞINA ( 1. Bölüm)

EKONOMİ BAKANLIĞINA ( 1. Bölüm)

İleri ülkelerde yatırım ve üretim için kredi almada sıkıntı yok, bizde var, hem de artık çok ileri seviyede var. Merkez Bankası faizlerinin ve enflasyonun %7-8 dolaylarında olduğu bir ülkede reel kredi maliyetinin % 25 seviyelerine kadar yükselmiş olması anlaşılır gibi değildir. 1994 ve 2001 de yaşadığımız büyük mali krizlerin de bankalardan çıktığı hiç unutulmamalıdır. Yeterli ve ucuz kredi olmadan nasıl yatırım yapılacaktır?

Gelişmiş ülkelerde kredi faizleri sıfır veya % 1 dolayındadır. Bizdeyse yüksek faiz oranlarına rağmen bu günlerde yeni kredi açtırmak, açılmış kredilerin limitini yükseltmek şöyle dursun,  bazı bankalarda açılmış kredileri kullanabilmek için dahi türlü zorluklar yaşanıyor. Gelişmiş ülkelerle nasıl rekabet edilecektir?  

Bilindiği gibi mevcut iflas erteleme yasası uygulanmaya başlayınca istismara açık maddeleri olduğu ortaya çıkmış ama bu maddeler hala düzeltilmemiştir. Bankaların bu olumsuz tutuma girmesindeki önemli sebeplerden birinin de bu olduğu konuşuluyor. Bakanlık bu konuları bankalarla konuşmuyor mu?

Gelişmiş ekonomiler bizimki kadar kırılgan değildir. İstikrar ve güven ortamı onlarda çok daha iyi ve süreklilik arz eder durumdadır. Bu, onların kendilerini süper ekonomiler olarak koruyabilmesindeki en önemli etkenlerden biridir. Bunun da asıl dayanağı güçlü iktidarların getirdiği siyasi istikrar ve siyasi güven ortamıdır. Yani güçlü ve becerikli hükümetlerin varlığıdır. Yüksek oranda oy alarak iktidara gelmiş mevcut Ak Parti iktidarının daha önceleri, ileri ülkelerde ekonomik kriz varken bile sağladığı güven ve istikrar ortamını şimdi sağlayamamasının geçerli bir mazereti yoktur. Hükümetin, “Bankacılık alt yapımız sağlamdır” sözü geçmişte mi kaldı?

Ülkemizin güçlü iktidarlara, süreklilik arz eden güven ve istikrar ortamına herkesten çok ihtiyacı vardır. Buna rağmen yasalarımız, bazı düşüncesiz muhalefet üyeleriyle medyanın iktidara kim gelirse gelsin, iktidarda bulunanları çok çabuk ve kolay yıpratmasına, itibarsız, güçsüz bırakmasına elverişli bir haldedir ki, bunları yapabiliyorlar. Ak Parti hükümeti halktan aldığı onca yetkiye rağmen bunları önleyemeyecek mi?

Düşünce ve basın özgürlüklerinin hakaret özgürlüğüne dönüştürülerek istismar edilmesini kesin olarak önleyecek yasal düzenlemelere ihtiyaç vardır. Değilse iktidara daha çok oy  almış partiler de gelse, hepsi çok çabuk ve kolay yıpratılır, bundan ülkemiz zarar görür. Bu gibi acil ve hayati sorunların telafisi sadece yeni anayasa şartına bağlanmamalıdır. Bunların çoğu yasayla önlenebilir ve bunu Ak Parti isterse yapabilir.

Güçlü bir siyasal iktidar, dış yatırımcı ve dışardan gelecek krediler için de çok önemlidir. Dışardan para akıyorken kredi bol, kredi almak kolay, faiz oranları da tek haneli sayılardaydı, ülke ilerliyordu. Bu ortamın kaybolması kiminin yatırımını yarıda bırakmış, kimini yatırım teşebbüsünden vaz geçirmiş, kiminin üretimini, kiminin satışını, kiminin ihracatını düşürmüştür.  Kiminin işini de maalesef iflasa veya iflas ertelemesine götürecek kadar kötü etkilemiştir.

Kredi vermek veya varsa mevcut kredilerini arttırmak için her gün bir veya birkaç bankanın ziyaret ettiği firmaların kapısını, son günlerde neredeyse hiçbir banka çalmaz olmuştur. Son zamanlarda iflas ertelemesi yaptıran büyük hacimli firma sayısının artmasının da bu konudaki önemli etkenlerden biri olduğu söyleniyor.

Kredilerin bir anda daralması, artık bizde de istikrar var diye güvenerek yatırıma veya piyasaya açılmış firmaların toparlanmasına fırsat bırakmamıştır.  Çoğu bu durumdan kaynaklanan iflas ertelemeleri de bankaların cesaretini kırmış, bankaları aşırıya kaçan önlemlere yöneltmiştir. Böylece bir kısır döngü gelişmiştir.

Bu durum acilen değiştirilemezse, 2023 te ilk on ekonomi arasına girmemiz hayal olur. Çünkü bizim milletimiz çalışkandır, mesai gözetmeden, zor şartlara katlanarak, özveriyle çalışabilir. Bu sayede daha az sermayeyle daha çok iş de yapabilir. Ancak sermaye açığını kapatmak için kredi kullanmaktan başka çaresi yoktur. “Para parayı kazanır, koç yiğit ne kazanır” demişler. Kaybolan para bolluğunun, kredi alma kolaylığının ve tek haneli faiz oranlarının tekrar sağlanmasına ülke ekonomisinin acilen ve şiddetle ihtiyacı vardır. Aksi zaman kaybı olur.

MALİYE BAKANLIĞINA: Yemden KDV’nin kaldırılması çok isabetli olmuştur. Ancak buna dair KDV iadesi tebliği hala yayınlanmamıştır. “Ağanın gönlü oluncaya kadar fakirin canı, dereye su gelinceye kadar da kurbağanın gözü çıkarmış.” Daha fazla gecikmese iyi olur. Bekleyen firmalar da hepimizindir. Allah’a emanet olunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Ziya Uysal Arşivi

SAPMA

16 Eylül 2019 Pazartesi 00:01
SON YAZILAR