Bugün biraz sizden biraz bizden farklı konularla gündemimizdeki konuları sizlerle paylaşacağız.

Yalnız o konulara gelmeden dün sabah ki mutluluğu sizlere aktarmak istiyorum. Hep inandığım ve söylediğim bir şey vardır “Bu şehrin insanları hep güzeldir”… Allah’a şükür bunu bir kez daha yaşadım ya.

Dün sabah bizim PUSULA WEB TV’de UĞURLU GÜNDEM’in konuğu babadan kalma 56 yıldır otomobil sektöründe bulunan Musa Uyararslan Bey idi. Musa Bey ben beni bildim bileli otomobil satar. Bugün de büyük yabancı bir otomobil markasının şehrimizdeki güçlü ismidir. Canlı yayında konu otomobil olurda milli ve yerli otomobil olmazsa olur mu? Biz bu konuya değinirken Musa Bey öyle heyecanlandı öyle bir coştu ki şaşırdım. Musa Bey, “Milli ve yerli otomobil mutlaka üretilmeli. Hatta bir marka değil iki üç marka olmalı. Otomobilde dışa bağımlılık ve yabancı marka otomobillere ödenen para ülkenin kara deliklerinden birisidir” diyordu. 

Evet parasını yabancı marka bir otomobili satmakla kazanan Konyalı işadamı illa ki yerli ve milli otomobil diyordu. Bizim insanımız işte bunun için güzeldir. Musa Bey’e bir kez daha huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

BU REKLAMLAR HEM

KAFA KARIŞTIRMIŞ

HEM DE TEPKİ ÇEKMİŞ

Bir bürokrat abimiz önce telefon etti. Aşağıda sizlerle paylaşacağımız reklamlardan söz etti.

Bu başarılı bürokratımız bu sözlerin bizim topluma yakışmadığını ve anlaşılır olmadığını ifade ederken bizim de gazeteci olarak bu konudaki görüşlerimizi soruyordu.

Benim şahsi görüşüm tam bir fiyasko derim.

YÜKSEK HIZLI TRENDEKİ PİSLİK

Önce Konya-Ankara sonra Konya-Eskişehir ardından da Konya-İstanbul Yüksek Hızlı Treni bu şehre son yüzyılda yapılan hizmetlerin en büyüklerinden birisidir. Bu hızlı tren güzergahlarımız inşallah önümüzdeki yıllarda başka şehirler ile de bağlanacak hatta Konya Akdeniz’e inecek. Bunu yapanlardan emek verenlerden ve milletin hizmetine sunanlardan Allah bir değil bin kere razı olsun.

Ancak sonuçta insanımızda böyle yüksek seviyede hizmete alıştıktan sonra küçük çirkinlikler ya da pislikler mide bulandırıyor.

İşte 14 Kasım günü bu şehrin başarılı bir bürokratı şu aşağıdaki pislik görüntülerinden çektiği kareleri bize gönderiyor.

Ve ardından da şunları yazıyordu;

“Abicim İstanbul’dan dün sabah 7.30 treni ile ailecek Konya’ya geldik. Tren sabah ilk seferine çıkarken temiz ve hijyen olması gerekir değil mi? Çünkü adı üstünde ilk sefer. Ancak ekmek yiyebileceğimiz meyve koyacağımız ve kullanacağımız sehpa pislik yuvası halinde idi.

Kolumuzu ve elimizi koyduğumuz demir profilinde ise yanılmıyorsam bir sümük kurusu vardı.

Abi hızlı tren büyük nimet. Ama bu pis görüntüler içimizi dışımıza getirdi” diyordu.

HASAN ANGI’NIN İŞİ NİYE ZOR?

İster erken olsun isterse zamanında seçim ne zaman olursa olsun AK Parti seçim için startını sessiz sedasız vermiş durumda. Atanan Başkanlar ve yönetimler AK Parti’nin yeni hedefi için en büyük işaret. Biz işin Konya ayağına baktığımız zaman İl Başkanı Hasan Angı’da bunun ilk işareti. Siyasete atıldığı ilk günden bu yana benim “Başvekilim” olan Sayın Hasan Angı bu dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Konya için olabilecek en iyi seçimi idi. O günden bu güne Sayın Angı inanılmaz bir çalışma temposu içerisinde. Gösterişten, şovdan uzak adam gibi bir duruş sergileyen Sayın Angı için işi niye zor dedim biliyor musunuz?

Çünkü bırakın şehri daha partinin içinde yapılması gereken çok iş var da ondan.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Hepimiz birer yamayız. Öylesine biçimsiz ve karmaşığız ki hiçbir parçamız birbiriyle aynı değil.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ? 

Şehrin değerlerine bu şehirde yaşayan insanlar olarak gereken hassasiyeti gösterdiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.