Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

SU KAYNAKLARIMIZ VE POTANSİYELİ

SU KAYNAKLARIMIZ VE POTANSİYELİ

Şu kesinlikle iyi bilinmelidir ki, Ülkem su zengini bir ülke değildir. Konuyu daha iyi anlamak ve beklenen durumu ortaya koymak için bazı genel değerlerle açmak gerekir.

Karasal iklim karakteri gösteren Türkiye, uzun yıllara göre yıllık ortalama yağış 574.0 mm dir. Diğer bir ifadeyle 1 m2 ye 574 kg yağış değeri ile toplamda yıllık 450.0 milyar m3 yağış hacmine tekabül etmektedir. Bu miktarda bir suyun 172.0 milyar m3’ü yüzey akışı ile irili ufaklı akarsular vasıtasıyla denizlere ve havza göllerine boşalmaktadır. Yine Ülkemde hidrojeolojik etüt çalışmaları sonucu ile raporlanmış yeraltı suyu rezervi 23.0 milyar m3, yeraltı suyu emniyetle rezervi ise 18.0 milyar m3’tür.

Günümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde çeşitli maksatlara yönelik olarak tüketilebilecek yerüstü suyu miktarı yıllık 94.0 milyar m3, emniyetle çekilebilecek yeraltı suyu işletme rezervi yıllık 18.0 milyar m3 olmak üzere ülkemizin tüketilebilir yerüstü ve yeraltı su potansiyeli yıllık toplamı 112.0 milyar m3 tür. Bu suyun yıllık toplam 54 milyar m3’ü kullanılmaktadır. Sektörel olarak bakıldığında; sulamada 40 milyar m3 (% 74), içme-kullanmada 7 milyar m3 (% 13) ve sanayide 7 milyar m3 (% 13) kullanılmaktadır (DSİ, 2017).

İklim değişikliğinin etkisi ile mevcut su potansiyelimizin Ülke genelinde azalacağı öngörülmekte, bundan en fazla etkilenecek sektör de potansiyelimizin % 74’ünü kullandığımız tarım sektörüdür. Su potansiyelimizin gelecek yüzyıl içerisinde azalacağı öngörülmesinin yanı sıra bitki su ihtiyaçlarının da artacağı düşünülürse tarımsal sulama planlamasının önemi gün geçtikçe artmaktadır. Dolayısıyla, ürün desenlerimizin ülke genelinde belirlenmesiyle her bitkinin ihtiyaç duyduğu su en hassas yöntemlerle ortaya konulmalıdır. 2018 yılsonu itibariyle işletmedeki 653 adet hidroelektrik santralin toplam kurulu gücü 28.291 MW, 2018 yılında hidrolik elektrik üretimi 60 193 GWh ile toplam elektrik üretimin % 19.81 ine karşılıktır.

İklim Değişikliğinin Su Kaynaklarına Etkisi

Ülkemiz kapsamındaki iklim değişikliği projeksiyonları, Tarım ve Orman Bakanlığı, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü ile Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından 3 küresel iklim modeli ve bölgesel iklim modeli verileri iklim projeksiyonları geliştirilmiştir. Bahse konu her iki çalışmanın sonuçlarına göre Türkiye geneline ilişkin olarak iklim değişikliği ve iklim değişikliğinin su kaynakları üzerinde olması muhtemel etkileri şunlardır:

Beklenen yağış eksiklikleri ile beraber buharlaşma hızının artması su kaynaklarında ve tarım sektöründe stresi yükseltecektir.

2015-20 yılları arasında pozitif yağış artışının görüldüğü Karadeniz ve Marmara Bölgesi’nde aşırı yağış ihtimallerinin artması bu bölgelerde özellikle şehir merkezlerinde taşkınların (seller) oluşum sıklığını ve buna bağlı ekonomik kayıpları arttırabilir.

Havzalar özelinde tüm senaryolar ve projeksiyon dönemlerinde önemli oranda su açığı tahmini ile Fırat-Dicle Havzası öne çıkmaktadır. İklim değişikliğinin etkisi ile 2041-2070 döneminde havzanın brüt su potansiyelinde % 60’lara varan azalma olacağı öngörülmektedir. Öte yandan tüm dönemlerde olmasa dahi en kayda değer su açığının gözlendiği havzalar genel itibariyle Fırat-Dicle ve Konya Kapalı Havzalarıdır. Durum ortada, kimse akıl, bilim ve tecrübe dışına çıkmasın. Su zengini falan değiliz, susuzluğun altından kalkmak da kolay değildir.

İnsana, emeğe, üretime, gıdaya tedbirli yaklaşmak dileğiyle; saygı ve muhabbetle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR