Ziya Uysal

Ziya Uysal

YENİ DÜNYA DÜZENİ VE TİCARET SAVAŞLARI

YENİ DÜNYA DÜZENİ VE TİCARET SAVAŞLARI

Gelişmiş ülkelerin insanı bir işe başlarken, bütün dünya ülkelerini pazar olarak görüyor. Çünkü çok ender olarak bazı ülke yönetimlerinin resmi boykotu dışında buna bir engel de yok. İleri ülkelerdeki firmaların hemen hepsi de en baştan itibaren bir dünya markası olmayı planlayarak işe başlıyor.

Çünkü günümüzde ülkeleri veya dünyayı fethetmek için, eskiden olduğu gibi kanlı savaşlar yapmaya artık gerek görülmüyor. Ona ancak yeni dünya düzenini kavrayamamış, saldırgan ülke yönetimlerinin veya terör örgütlerinin silahlı saldırısından korunmak için, yani savunma için gerek duyuluyor.

Günümüzde insanlar ve ülkeler savaşma isteğini (Yarışma, yenme, üstünlük kurma, yani rekabet etme içgüdüsünü) ticaret, spor, sanat, bilim, teknik gibi sivil ve barışçıl alanlarda kıyasıya yarışarak tatmin ediyor. Kazandıklarının meyvesini de ihracatla topluyor. Eskiden olduğu gibi sık sık silahlı çatışmalara başvurulmuyor artık. Bu yeni düzende insanların içindeki rekabet, mülkiyet, üstünlük gibi içgüdüsel duygular barışçıl yollarla, kansız tatmin edilebiliyor.

Batılılar dünyaya açılmada bize göre çok daha iyi durumdalar. Belki de batılıların bu konuda ileri olmaları, onların toplum olarak sömürgeci bir geleneğe ve kafa yapısına sahip olmalarından ileri geliyor. Bir de teknoloji devrimini herkesten önce yapmış olmalarının getirdiği avantaj var. Bizim sömürgecilik gibi bir geçmişimiz yok. Ama bu dış ticaret konusunda batılılar gibi bizim de dünyayı avucumuzun içine almanın bir yolunu bulmamız gerekiyor. Yoksa hep böyle onlardan geride kalmaya devam edeceğiz. Onlardan geri kaldığımız dönem böyle uzun sürünce, insanımızın birçoğu maalesef onların daima bizden ilerde olacağı gibi yanlış bir düşünceye şartlanmış duruma geldi zaten.

Son günlerde medyada Başkan Trump’ın dünyada ticaret savaşı başlattığı konuşuluyor. Ticaret savaşları yeni değil ki, zaten vardı. Fransız devriminden sonra dünyaya yayılan milliyetçilik akımları sebebiyle sömürgeci devletlerin, sömürgelerini ellerinde tutmaları çok zorlaştı. Onlar da çıkarlarının yok olmaması için böyle bir yol buldular.

Özellikle ikinci dünya savaşından sonra kendi derdine düşen Avrupa devletleri sömürgelerini sırtlarından attılar. Onların devlet kurmalarına göz yumdular. Ama bunun yerine onlarla birlikte bütün dünyayı sömüren, hem de daha kolay, savaşmadan sömüren ticaret şeklini, global ticareti ve global ihracatı geliştirdiler. Bunda makine ve benzeri teknolojik ürün imalatındaki üstünlükleri batıya büyük avantaj sağladı. Bunu gelişmekte olan ülkeler de başarınca onlar yüksek teknolojiye geçtiler.

Gelişmekte olan ülkeleri fason üretimde ve yedek parça üretiminde, bedavaya çalıştırdılar. Ticaret savaşında kazananlar, diğer savaşlarda da (Müsabakalarda, yarışlarda) hep öndeler. Çünkü neredeyse bütün konulardaki ilerleme, ekonomik güçle doğru orantılı oluyor. Bizim geri kalmamız da bundandır. Fatih’in İstanbul’u aldığı toplar kendi imalatımızdı. Ondan yüzyıllarca sonra Çanakkale Savaşında kullandığımız toplarsa Alman malıydı. Çünkü devlet fakir düşmüş, borç batağı içindeydi. İhracatımız da yok denecek kadar azdı. Bu durumda ne makine ve silah üretimi, ne de ar-ge yapılamıyordu. 

Eski düzende ülkeler fetheden bir devlet, o ülkelerin fakirlik, cahillik, alt yapı eksikleri, ülke güvenliği gibi problemlerini de üstlenmiş oluyordu. Şimdiki düzendeyse o ülkeleri fethetmek yerine onlara ihracat yapıldığında, sadece para kazanılıyor. O ülkenin olmayan yolları, köprüleri, sağlık tesisleri, asayişi, güvenliği gibi konular için para ve zaman harcamak zorunda kalınmıyor. İhracatın keseri, nalıncı keseri gibi hep ihracatçıdan yana yontuyor. Eski devirlerde savaşla alınan yerlerin külfeti bu yolla artık ortadan kalkmış oluyor. Bunda nimet var, külfet yok. Ayrıca bu yolla her ülkeden, her konuda kazanç elde etmek de mümkün hale gelmiş oluyor. Allah’a emanet olunuz.                         

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Ziya Uysal Arşivi

SAPMA

16 Eylül 2019 Pazartesi 00:01
SON YAZILAR