Erol Sunat

Erol Sunat

Ahilik Bize Ah Etti!

Ahilik Bize Ah Etti!

 

Her Ahilik haftasında yüreği burkulanlardanım. İçimi bir hüzün kaplıyor. Ahiliğin merkezi olan şehrimiz, Ahiliği Kırşehir’e kendi eliyle, adeta altın bir tepsi içerisinde sunmanın, verip de kurtulmanın, üzerinden ağır bir yükü atmışçasına, rahatlamanın vurdumduymazlığı içerisinde!

Ne kaybettiğini bir türlü anlamak, duymak hatta görmek istemiyor!

Bu yıl Kırşehir’den ne ödülü kazanacağım diye garip bir heyecan içerisinde!

Koşun, koşun!

Aman ha , geç kalmayın!

Sonrada şu ödül bizim oldu, bu ödül bizim oldu diye sevinin durun!

Kültürle barışık yaşamayan,

Kültür kanadını bile bile kırık bırakan,

Tamir etmeyen,

Kültürle arasına mesafe koyan bütün şehirlerde ne yaşanıyorsa,

On misli fazlası bizde yaşanıyor.

Kültüre kapılarımızı kapatmış oturuyoruz!

Konya gibi şehirde;

Selçuklu kültür ve medeniyetinden bihaber,

Ahilikten bihaber,

Ahi Evran’dan bihaber yaşayamazsınız!

Yaşarsanız, böyle içinden çıkılamayan manzaralara şahit olursunuz!

 

*****

Bir Başkent daima Başkenttir diye mangalda kül bırakmayanlar, Ahilik bu Başkent’te doğdu. Çıkış noktası bu şehir.

Lakin, bu şehirde kuru bir laf kalabalığı dışında Ahilikten eser yok!

Oysa, Başkent demek, baştanbaşa kültür kesilmek demek!

Hem de derin bir kültür!

Bu kültüre yüzeyden bakarsanız, sığ bir şekilde bakarsanız, başka şehirlerin sahiplendiği size ait kültür değerlerini alkışlamak zorunda kalırsınız!

Sonunda tarihide, kültürü de turizmi de kendinize küstürürsünüz!

Konya son yarım asrın en dramatik yıllarını yaşıyor!

Ahilik bize ah etti! Hem öyle bir ah etti ki, her zaman olduğu gibi ya farkında değiliz ya da farkına varmak gibi bir niyetimiz yok!

 

*****

Kültürle aramıza koyduğumuz mesafenin her geçen gün ne kadar açıldığını görememek ne kadar acı!

Farkında mıyız?

Henüz öyle bir derdimiz yok! Öyle bir şikayetimiz yok! Öyle bir sıkıntımız yok!

Hatta pişmiş aşa su katıyorlar diye kızıyoruz!

Şimdi ne gereği vardı, Ahiliğin, Ahi Evran’ın diyerek…

Ne güzel, Kırşehir’e varıyor, Ahilik ödüllerini alıp geliyoruz.

Ondan sonra da, Konya’da Ahilik şöyleydi, böyleydi diye açıklamalar yapıyoruz ardı ardına!

Sonra da, kapatıyoruz haftayı…

Kültürüne sahip çıkmazsan ne olur? Ahilik gibi Kırşehir’e, sahip olana, sahip çıkana gider!

Şehrin kültür kanadı kırık olunca böyle oluyor.

Bu şehir birbirinden değerli, yetenekli ve kabiliyetli sanatkarlarla, ustalarla, meslek erbaplarıyla dopdolu bir şehir.

Kültürle ilginiz alakanız olmazsa, kültürünüze sahip çıkmazsanız, kıymet vermezseniz, sanatında, sanatçının da, sanatkarında, meslek erbabının da kıymetini bilmezsiniz! Ne derdinden haberiniz olur, ne şikayetinden, ne de hal ve ahvalinden…

 

*****

Ahilik haftası törenleri dün başladı. Kırşehir, 13 Eylül’den 19 Eylül’e kadar süren bu haftayı dolu dolu ihya etmeye başladı.

Tek kelimeyle helal olsun!

Ahilik öyle kutlanmaz, böyle kutlanır. Kutlama böyle yapılır ve Ahi Evran benim diyor.

Ahi Evran gibi bir insana, bir isme nasıl sahip çıkılacağını, nasıl sahip çıkılması gerektiğini öylesine gösteriyor ki, anlayana, anlamayana kültür ve vefa dersi veriyor!

Biz ne mi yapıyoruz?

Hangi ödülü bize münasip görmüşler diye heyecan içerisinde koşa koşa Kırşehir’e gidiyoruz!

Yılın Ahisi olduk!

Yılın Kalfası olduk!

Yılın Çırağı olduk diyerekten…

Bu işten her defasında çırak çıktığımızı ise bir türlü anlayamadık!

 

*****

Konya’dan bir Ahi Evran geldi geçti…Bu şehri Ahiliğin merkezi yaptı. Meslekleri ilk burada bir araya getirdi. Selçuklu diyarına örnek teşkil etsin diye hepsini bir çatı altında topladı, toparladı.

Sonra o ustaları mesleklerini öğretsinler, göstersinler diye Selçuklu diyarının her bir köşesine gönderdi.

Ömrünün son 15 yılını da, türbesinin olduğu Kırşehir’de geçirdi. Moğollara karşı verdiği mücadelede Kırşehir’de şehit düştü.

Kırşehir, ona olan vefasını çok hoş olarak gösterirken, biz ise Ahi Evran’ın adını yaşatacak büyüklükte ne yaptık acaba?

Kültür bunun için lazım. Konya gibi vefalı bir tarihi Başkent, kültüre ve tarihe olan vefasını göstermekte ve sergilemekte geç kalmamalı! Ahilik konusu ise bu şehrin ihmale gelmemesi gereken önemli bir kültür meselesi olarak, mutlaka gündeme alınmalı!

 

*****

Ahilik konusunda ne yaptınız, ne yapıldı, ne yapıyoruz, ne düşünüyorsunuz gibi sorulara verecek bir cevabı olan var mı?

Bu şehrin acilen kültür adamlarına ihtiyacı var. Kültür adamlarının yolunun açılmasına ihtiyacı var.

Bu şehrin kültürünü savunacak insanlara ihtiyacı var.

Dökme suyla değirmen dönmediğini neden görmek ve anlamak istemiyorsunuz ki… Dökme suyla gele gele, bütün kanallar tıkandı. Kültür denen o güzel yolda, engebeler, tümsekler, çukurlar oluştu.

Kültürün nefes alması lazım artık.  Kültür nefes alamıyor, sanki kapatmışlar ışıksız, penceresiz bir izbeye. Otur, oturduğun yerde, sakın sesini çıkarma dercesine…

Açın şu kapalı kapıların kapısını!  Bırakında kültür bu şehrin her köşesinde bülbül misali şakısın, şarkılar, türküler söylesin! Şenlensin şehrimiz, şenlensin gönüllerimiz!

Daha nasıl anlatalım, nasıl yazalım kültürün, bu kültür yaklaşımından neler çektiğini!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi

Sazan

17 Nisan 2024 Çarşamba 00:02
SON YAZILAR