Ziya Uysal

Ziya Uysal

Ahir Zamanda Tebliğ

Ahir Zamanda Tebliğ

           Ahir zaman peygamberimizin dönemidir. Bu dönem, Ona peygamberlik verilişiyle   birlikte 610 yılında başlayıp, dünyanın sonuna kadar sürecek olan zaman dilimidir. Allah, peygamber göndermediği bir toplumu sorumlu tutmayacağını bildirmiştir (İsra/15). Ama peygamber gönderilen toplumdan kasıt,  sadece peygamberin hayatta olduğu yıllarda, onunla birlikte yaşayanlar değil, onun getirdiği hükümlerin geçerli olduğu dönemde yaşayanlardır.

 

         İslam’ı tebliğ etme, öğretme işini bazen Peygamberimiz bizzat kendisi yapmış, bazen de sahabe-i kiramdan bazılarını görevlendirmiştir. Onun vefatından sonra da sahabe-i kiram efendilerimiz o tebliğ ve eğitimi sürdürmüştür. Bu çalışma o günlerde ne ise bu gün de odur.

 

         Bu güne kadar matbaa, radyo, telefon, faks, teyp, plak, CD, DVD, bilgisayar, internet, televizyon, cep telefonu, sinema, gazete, dergi, broşür, hoparlör gibi çok sayıda ve çok gelişmiş iletişim araçları bulunmuştur. Bunların özellikle Onun vefatından sonra ve yine onun  peygamberlik dönemi olan ahir zamanda ortaya çıkması dikkat çekicidir. İlaveten bunların Müslümanları da içine alacak şekilde peş peşe hizmete girmesi ve kolay ulaşılır olması anlamlıdır. Bence bu durum MÜSLÜMANLARA ilahi bir mesaj da vermektedir.   

 

            Peygamberimizin varisleri (Alimler, Salihler, tüm MÜSLÜMANLAR) dünyanın sonuna kadar bu araçlarla bütün insanlara İslam’ı ulaştırmaya, hatırlatmaya, öğretmeye devam edecektir. Peygamberlerde nübüvvet gücü vardır. Ama Yüce Allah, varislere nübüvvet gücü gibi etkili bir güç vermemiştir, bu araçları vermiştir. Ahir zaman uzun bir dönemdir, bunlar olmadan bütün insanlara ulaşmak kolay değildir. Bu buluşların daha birçok sebep ve hikmeti olabilir. Ancak bu araçlarla tebliğ çalışmalarını bize Allah’ın kolaylaştırdığı açıktır.            

 

            Açıkça görülüyor ki, bu buluşlar sürekli gelişecek ve çoğalacaktır. Bu vesileyle bütün insanlar bu kutlu mesajı duyacak, isteyen öğrenecek ve yaşayacaktır. Bizim sorumluluğumuz İslam’ı öğrenmek, yaşamak ve duyurmaktır. Bu araçlardan yararlanarak bu görevi şu anda yerine getiren çok değerli insanlarımız var, onlardan Allah razı olsun. Ancak çok etkili olan İslami sinema ve internet alanlarında henüz çok gerilerdeyiz. İnşallah bunlar da gelişecektir.  

 

             Ayrıca bu araçlar konusunda Müslümanlar sadece kullanıcı, takipçi, taklitçi, izleyici gibi edilgen durumlarda kalmamalıdır. Aksi halde ahlak dışı, İslam karşıtı, yanıltıcı, saptırıcı kişi ve kuruluşlar tarafından istila edilir. Boş bırakıldığında tarlayı da yabancı otlar istila eder. Bu araçlar İslam’ın doğru öğrenilmesi, yayılması ve yaşanması için daha etkin ve daha yoğun olarak Müslümanlarca kullanılmalıdır. Bunun büyük sevabı var. Buna hiç heves etmediğimizde ise vebal altında kalır, sorumlu oluruz.  

 

              Bu takdirde sahneyi ele geçiren malum yapımcılar, organizatörler kadın, sanat, çiçek gibi dikkat çekici vesileleri de kullanarak, “Zehri altın kadehte sunarlar.” Sonuçta Müslümandan çok gayrı müslimlere benzeyen, hatta onların da ayak takımına özenen bazı vatandaş grupları ortaya çıkar, asimile oluruz. Nihayet cihana insanlık dersi veren, en saygın şahsiyetlerimizi bile aşağılayan filmleri duyarsızca izleyip, sesini çıkarmayan, işin doğrusunu araştırmaya bile gerek görmeden filmi doğru kabul eden bir toplum haline geliriz. Bilimin ve hocanın saygınlığı, ciddiyeti kalmaz, okullar “Ha babam sınıfına” döner.

 

            Maalesef çoğumuz gazetelerde beğendiğimiz yazılara takdir, beğenmediklerimize uyarı ve eleştiri anlamında yorum yazmaktan bile imtina ediyoruz. Benim yazılarımın edebi bir değeri olmayabilir ama Pusulanın internet sayfasında gerçekten çok değerli fikirler, bilgiler taşıyan, fevkalade güzel köşe yazıları yayınlanıyor. Ama neredeyse hiç yorum yok. İlgisizlik bize çok zarar veriyor! Allah’a emanet olunuz.           

 

          

 

 

 

KIYAMET

 

 

 

Gök yarılır, kapı kapı açılır

 

Her taraf toz-duman, göğe saçılır

 

Sırlar ayan olur, artık seçilir

 

Tövbe vakti geçer, Rabbin önünde

 

 

 

Öncü kapılarsa kara delikler

 

O halde yakındır son alametler

 

Kimse bilmez, bunlar büyük haberler

 

Asıl bilgi yalnız Rabbin elinde

 

 

 

Bütün işler varır, Hakka ulaşır

 

Gün batıdan doğar, akıl dolaşır

 

Niçin fikrimize şeytan bulaşır

 

Hüküm, hikmet, hepsi Rabbin elinde

 

 

 

Kapılardan geçen yıldızlar söner

 

Her şey gider, yeni haline döner

 

Evren ahret olur, güneş de fener

 

Yaratıcı kudret Rabbin elinde

 

 

 

Herkesin hesabı hemen görülür

 

İyilere defter sağdan verilir

 

İmansızlar cehenneme sürülür

 

Mahkeme-i Kübra Hakkın elinde   

 

 

 

Rabbim bize o günü unutturma

 

İyilik ver, iyilerden ayırma

 

Her iki cihanda sensiz bırakma

 

Ferman senin, yalnız senin elinde

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Ziya Uysal Arşivi

SAPMA

16 Eylül 2019 Pazartesi 00:01
SON YAZILAR