Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

İSLAMAFOBİ ve MÜSLÜMANLARIN ÖZRÜ

İSLAMAFOBİ ve MÜSLÜMANLARIN ÖZRÜ

Kaynaklarda İslamofobi "İslam korkusu" olarak tarif ediliyor. Bu ifadenin kullanımının yaygınlaşması Müslümanlara ve İslam dinine karşı sürdürülen ön yargı ve ayrımcılıktan kaynaklanıyor. Geniş anlamı Müslümanlara karşı duyulan haksız nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve kin besleme anlamına geliyor.

Kelime ilk kez 1991 yılında 11 Eylül saldırılarıyla gündeme getirilmiştir. Bugün İslamofobi dendiğinde hem İslam dinini tanımamak ve öğrenmemekten kaynaklanan bir korku, hem de bu korkuya dayanarak Müslümanlara karşı ayrımcılık ve düşmanlık yapılmasının meşru görülmesi anlaşılmaktadır.

Tarihi kökleri İspanya'da Endülüs'ün İslam Devleti tarafından fethedilmesine kadar iner. Haçlı seferlerine asker devşirmek isteyen kilise mensuplarının yaptığı propagandalar ile fikir zemini Hristiyanlıkta karşı tehditler ve tehlikeler üzerinde oluşturulmuş olan "İslamofobi", Müslümanlar ile Hristiyanlar arasındaki ilişkilerin, tanışıklığın yaygınlık kazanması ile yüzyıllar içerisinde azalmış iken günümüzde yeniden geçerlilik kazanmıştır.

Bu anlayışta Huntington'un ünlü "Medeniyetler Çatışması" makalesinde İslam'ı Batı için bir potansiyel düşmanlık odağı olarak lanse etmesinin payı büyük olmuştur. Özellikle 11 Eylül 2001 New York'taki İkiz Kuleler saldırılarından sonra Batı dünyasında daha önceki yabancı düşmanı ırkçı eğilimlerin kışkırtması ve yanıltmasından kaynaklanan yeni bir durumdur.

Son yıllarda dünyada İslamofobi algısı aldı başını gidiyor. Bu kelime, İslam düşmanlarına “kıyamet kadar korkutucu” geliyor. Bu fikrin gelişmesinden sanki tüm Müslümanlar sorumlu imiş; batıcı, modern, dinsiz, kapitalist, komünist ve diğer dinlerin hiç sorumluluğu yokmuş gibi davranılıyor. Bilen de bilmeyen de, bir dinin mensubu olan da olmayan da İslamofobi bahanesiyle İslam düşmanlığını her yerde kullanıyor, Müslümanları öldürüyor, aç, susuz bırakıyor ve de MÜSLÜMANLARI KIŞKIRTIYOR. Yıllar önce yurtdışında aynı işte çalıştığım bir Amerikalının “İSLAMDA CİHAD VARDIR” demesini hala unutamam. Cihadın ne olduğunu yarım yamalak da olsa anlattığımda “YA ÖYLEMİ” dediğini dediği hala zihnimde durur.

Dünyada gerek resmi, gerek bilim ve gerekse de sosyal çevrelerce İslam dininin terörle alakası yoktur bildirileri hayli yaygınlaşsa da İslam düşmanları faaliyetlerini acımasızca hızlandırıyor. İslam dininin terör, cinayet, haksızlıkla hiç alakası yoktur ama İslamofobi gelişmesinde de Müslümanların katkısı vardır.

Çıkarcı politikalar, İslam düşmanları, fanatik ırkçılar (bazı yerlerde ırkçılık İslam düşmanlığı ile eşdeğerdir) ve İslam adına yönlendirmeli eylem grupları dünyayı kasıp kavururken sorun sadece Müslümanlarmış gibi gösterilmesi adaletsizlik değil mi? Kandırılan, aç bırakılan, yurtsuz ve evsiz bırakılan, şiddet ve tecavüze maruz kalan ve de “daha çok öldürülen Müslümanlar” iken bu gerçek adaletsizlik değil mi?

Yukarıda saydığım anlamların karşılığı olan toplumlar ve kültürler İslam düşmanlığını körükledikçe, tüm Müslümanları terörle eşdeğer tutarak potansiyel suçlu gördükçe, Müslümanları öldüren mihraklara hak verdikçe, halkı Müslüman olan devletlerin katil başkanlarını kendi çıkarları uğruna korudukça İslamofobi devam edecektir. Bu durum da batılıların işine geliyor ve yeri geldikçe kullanıyorlar. 

Gelişmiş dünyaya soralım; Dünyada ırkçı ve faşist liderleri (Almanya’nın Hitleri, İtalya’nın Frankosu, Şili’nin Pinochesi Arjantin’in Videlasını) neden saf dışı bıraktınız. İyi de Ülke İslam, vatandaşı da Müslüman olunca neden geri duruluyor. Yıllardır kan döken Esad, Barışçı Mursi yerine Sisi’yi tercih ederken; son zamanlarda çıkarlarınıza hizmet etmeyi reddeden Kaddafi ve Saddam Hüseyin’i bir çırpıda hallettiniz.

Şimdi Müslümanlar güya İslam adına kan dökücü örgütlerin yaptıklarından özür diler gibi yaklaşımlar sergiliyorlar. İşin esasını batılı ama çıkarcı dostlarımıza “bu tür örgütlerin çıkışında sizin de katkınız yokmu” diye soralım. Soralım ki onlar Müslümandan özür dilesinler. Hayırla kalınız. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR