Erol Sunat

Erol Sunat

KEŞKE ÇİN MALLARINA BU KADAR BAYILMASAYDIK!

KEŞKE ÇİN MALLARINA BU KADAR BAYILMASAYDIK!

Türkiye’nin Çin’i olduk diye bir zamanlar sevinenler, işi bir hayli ilerlettiler, Çine defalarca gittiler. Çince bir şeyler öğrendiler, bu arada Çinliler de bizden fazla Türkçe öğrendiler!

Madem siz bu kadar Çin olmaya heveslisiniz, alın size Çin malı dediler.

Bize getirin, kopyalayalım, fason olarak üretip size teslim edelim dediler, sudan ucuz fiyatlar ve teklifler verdiler.

Ne mi yaptık?

Bayıldık tabii…

Çin pazarları açtık. Şehrimizde yaşayanlar ne varsa kapış kapış aldılar. Dostlarına arkadaşlarına tavsiye ettiler, yeminle sudan ucuz, bu paraya bedava vallahi dediler.

Çin malları satanlar zevkten dört köşe oldular. Elde ettikleri kârlı satışlardan her biri mest oldu.

Türkiye’nin Çin’i olmak kolay mı? Çin malları neredeyse iğneden ipliğe şehrin piyasasını istila etti!

Çinin gömgök zengin ettiği iş adamlarımız, yeni yaklaşımla milyonerlerimiz oldu!

Masallarda ki gibi, onlar erdi muradına, biz çıkalım kerevetine diyecektik amma, muradına erenler erdi, biz o kerevete çıkamadık gitti!

Ne kadar da, yok öyle bir şey, bizde olan kadar diğer şehirlerde de var dense de, Çin mallarının çöplüğü şehirlerden biri haline geldiğimizi istesek de saklama şansımız kalmamış gibi görünüyor!

Neticede mızrak, çuvala giremeyecek hale geleli çok oldu! Yalan diyenler, yalandan kim ölmüş diyenlerle aynı saftalar! Neler kaybettiğimizi hiç mi hiç anlayamadık, anlamak istemedik, anlamak işimize gelmedi! Paranın sıcaklığı gözleri kamaştırdığı için, başta hediyelik eşya sektörümüz olmak üzere, el sanatlarımızı da gömmeye son sürat devam ediyoruz!

 

ÇİN MALLARIYLA REKABET ETMEYE NİYETİMİZ VAR MI?

Mesela, aklınıza gelebilecek ne kadar hediyelik eşya varsa Çin, birebir kopyalıyor,  El emeği ve göz nuru ile yaklaşık bir saat kadar uğraşılan, özenilen ürünün yüzlercesini 20-30 dakikada üreten Çinli makinalar, sektörlerin, el sanatlarının canına okuyor!

Bizde konteynırlar dolusu alıp getiriyoruz.

Hem Çin malından sözüm olan şikayet eder görünüyoruz, hem de bu işten para kazanmaya doyamıyoruz!

Bu arkadaşlar, yok ettikleri, tepe tepe gömdükleri sanatlarımızın ve sektörlerimizin ahını çok aldılar!

Üzüldüler mi?

Keşke üzülselerdi!

Bize gelince, biz Çin mallarıyla rekabet ediyormuş gibi, edecekmiş gibi, etmek için tedbirler alıyormuş gibi yaparak, bugünlere kadar geldik?

Rekabet bir gün yapacağız tabi…Şimdilik rekabetin edebiyatı şemsiyesinin altında geçinip gidiyoruz havalarındayız!

Ucuz Çin malları piyasalarımızı istila ettiğinde, insanımız yerli üretim bir ürünü alacağı paraya, Çin mallarından en az iki-üç tane alabiliyor diye, el altından, teşvik dahi ettiğimizi bilmeyen mi var?

Marka firmalar haricinde, Çin mallarıyla rekabet edilmesi mümkün olmasa da, markalaşmaya oldum olası pek sıcak bakmayan, markalaşmadan uzak duran şehrimize, Çin malları ilaç gibi geldi. Neredeyse hepimizin evinde en az birkaç tane Made in PRC yazan ürün var mı, yok mu?

 

SIR!

Biz yaptığımız ürünleri sırlarız. Bu sırlamanın odağında aşk vardır, sevgi vardır, manevi bakış açıları vardır. İşin sırrına ermek, işin sırrına varmak, işin sırrına vakıf olmak, sanatın inceliklerine doğru yol alarak, mükemmeli yakalamaya çalışmak, idealimizdir, hedefimizdir.

Çin’e gelince;  Çin, birinci sınıf kopyacı! Kopyada yani sahtecilikte kimsenin eline su dökemeyeceği bir seviyeyi yakalamaya muvaffak oldu...

Ancak, bu kopyalarda, sevgi yok, aşk yok, alın teri yok, emek yok, kendinizden bir şeyler katmak yok, ne kadar iyi olursa olsun nihayetinde kopya!

Made in China yada Made in PRC ile Türk Malı arasında yaşana rekabete gelince, maliyeti, yurt dışından gelmesi bile yerli ürünlerden kat be kat daha ucuz olan Çin malları karşısında rekabet etmek her geçen gün daha da imkansız hale geliyor.

Sır diye kullandıkları boyanın ne olduğunu, ne getirenler, ne de satanlar bilmiyor.

O sır hikayesi de, Çinlilerin kopyacılık alanında ki başarısında ki, sırrının sırlanması gibi bir şey.

 

TEMSİLDE HATA OLMASIN AMMA…

Kopya, kalitesizlik, zevksizlik sadece ucuzluğuyla kale gibi sektörlerinizde, kapatılması mümkün olmayan gedikler açıyor. 

Temsilde yada teşbihte hata olmasın Türk malını 5 liraya satamazsa zarar eden esnafımızın karşısına, aynı ürünün tıpatıp, birebir benzeri olan Çin malı 1 liraya satılırken, satanlar Türk Malından daha fazla kâr ettikleri gibi sürümden de kazanıyorlar.

İşin gerçeği;  Hediyelik eşya gibi, Züccaciye gibi, oyuncak gibi, kırtasiye gibi, ayakkabı gibi, elektrik malzemeleri gibi, iç çamaşırı gibi sektörlerin ucuz Çin mallarıyla rekabet edebilme şansının her geçen gün daha da zorlaştığı.

Zaman zaman komaya girdiği…Adına artık rekabet bile diyemeyeceğimiz bir şey!

Sanatkârlarımız ekmek yiyemediği için, destek göremediği için, sahip çıkan olmadığı için, elinden tutan olmadığı için, bağrına taş basıp sanatından vazgeçiyor?

Nerede bizim sanatlarımız, sanatkârlarımız diye soranımız var mı?

Maalesef yok!

Çin mallarını boykot edemiyoruz! Girişine engel olamıyoruz! Yasaklayamıyoruz!

Yerli ve milli ürün diye çıktığımız yolda, yapayalnız kalan sektörlerimizin ürettiği ürünleri kendi halkımız, kendi insanımız tercih etmiyor!

İstese de edemiyor! Fiyatıyla, caydırıcılığı önüne geçilmez, önlenemez bir şekilde artan Çin mallarıyla gelin de rekabet edin.

Yaşadığımız manzara böyle bir şey işte!

 

ÇİN MALLARIYLA BİRLİKTE İÇİMİZDE BİRÇOK ŞEY ÖLDÜ!

Türkiye’nin Çini olduk diye gevrek gevrek gülenler, yüzlerce insanı işinden ve aşından ettiklerini anlayamadılar. Çöken ve dağılan sektörlerin, kapanan işyerlerinin, atölyelerin, işi bırakan sanatkarların, kalfa ve çırakların vebalini nasıl ödeyecekler bilmem!

Ancak bu söylediklerimiz kimin umurunda?

Kimsenin!

Dünde, bizi nasıl Çin’e benzetirsiniz diyen yoktu? Hatta üzerine alınan da…

Neden mi?

Çünkü, paranın yüzü tatlı, ne kadar direnç noktası varsa kırıyor, hatta paramparça ediyor.

İlk zamanlar Çin mallarıyla rekabet edebiliriz, neden edilmesin, bizim ürünlerimiz Çin mallarından daha kaliteli diyenler, neredeler?

Çin malları perakende düşünenler için ucuz! Toptan alışverişlerde daha da ucuz!

Hele birde Çin’e gidip, oralarda yaptırırsanız, ortaklık filanda kurmuşsanız, değme gitsin!

2018 Ağustos ayının ortalarından bugüne, hesap-kitap yapma ihtiyacımız çok daha fazla arttı. Enflasyon rakamları ne açıklanırsa açıklansın, bizim enflasyon rakamımız cebimizdeki paranın alım gücü. Yerli malı ürünlerin fiyatları uçunca, ne yapsın insanımız?

Alım gücü, Çin malı almaya yetiyorsa, Çin malı almaya mecbur kalıyorsa suç insanımızda mı?

Çin mallarıyla birlikte içimizde birçok şey öldü!

Sevgi öldü! İnsaf ve merhamet öldü! Hoşgörü öldü! Sanata ve sanatkâra saygı öldü!

Biz nerede ne yanlış yaptık, ne hata yaptık diyecek vicdan öldü!

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi
SON YAZILAR