Uğur Özteke

Uğur Özteke

MİLLET OLARAK, TOPLUM OLARAK NEREYE GİDİYORUZ?

MİLLET OLARAK, TOPLUM OLARAK NEREYE GİDİYORUZ?

Soğuk bir kış gününde sizlerle birlikte olduğumuz için hep şükrediyorum. Cumartesileri yani okurlarımızın en az yarısının tatil yaptığı bu günde mümkün olduğu kadar sıkıntılı işlere bulaşmak istemiyorum. 

Ne var ki sizlerden gelenler, duyduklarımız, gördüklerimiz vallahi normal insanı yoldan çıkartacak cinsten. Kenara köşeye çekilseniz ben “emekliyim” deseniz bile biraz gözünüzü açsanız ömrünüzün sonbaharında canlı canlı yıkılırsınız.

Şimdi aşağıda yine sizlerden gelenlerle iki üç konuyu dillendirmeye çalışacağız. Bu konuların da iktidar olmakla, muhalefet olmakla, dahası muktedir olmakla filan da hiçbir alakası yok. Olay gidiyor gidiyor Müslüman olmaya filan değil, insan olmaya dayanıveriyor.

NENE HATUN PARKI SAKİNLERİNİN KORKUSU

M. Okutan isimli okurumuz dün bizimle sorununu şöyle paylaşıyordu;

“Sayın Uğur abicim, her sabah sizin yazınızı okuyan biriyim. Sokak köpekleri konusu yazınca ben de söylemek istedim. Nalçacı Nene Hatun Parkı’nda da aynı durumda. Köpek barınak evimi, köpek parkı mı insanlar için park mı belli değil. İnan bizde çok mağduruz çocuklarımız parkın içinden okula gidemiyorlar. Biz götürüp getirmek zorunda kalıyoruz köpek konusu son derece vahim parkta. İlginize teşekkür ederim. Abim yazılarınızı hiç kaçırmam inanın. Abim çocuklar kendi başına bisiklet süremiyorlar çünkü her ağacın altında her köşede bir köpek. Tekrar teşekkür ederim ilginize…”

BAŞKANLARIM LÜTFEN ÇÖZÜM!

Emin Bilge isimli okurumuz ise aynı konuda ama farklı mekan için şunları yazıyordu;

“Başıboş köpekler her tarafta problem. Karatay Karakulak Mahallesi’nde de aynı problemler var. Köpekler âdeta sürü halinde geziyorlar. Bırakın çocukları biz büyükler bile korkuyoruz. Hakikaten bu başkanlar bunları bilmiyor mu, duymuyor mu?  Niçin tedbir almazlar, çözüm bulmazlar?

ACİLLERDE SORUN BİTMEZ

Cevdet Çakmak isimli okurumuz ise gece yaşadığı üzücü bir olayı şöyle özetliyordu;

“Sevgili Uğur Bey;

Ben sizin bir okuyucunuzum dün gece başıma gelen bir olayı sizinle paylaşmak istiyorum.

Dün akşam Saat: 19-20.00 saatleri arasında eşimi götürdüğüm Meram Eğitim Araştırma Hastanesi Acil bölümünde 3 Nolu Müdahale odasında Acil Tıp Teknisyeni Dr. M. K. tarafından muayene edilmeyi beklerken, sıranın 413’ten 423’e çıkması nedeniyle hastaların sıranın neden atladığı sorması üzerine benim gibi sıra bekleyen diğer bayan bir hastaya, kafasına parmağı ile vurarak, “Bu kafayı çalıştıracaksın. Yan tarafa gideceksin. Geri zekalı gibi durmayacaksın burada” gibi rencide edici konuştu. Ben bu şekilde davranmasının çok yanlış olduğunu, sonuçta kendisinin Türkiye Cumhuriyeti Devletini temsil eden bir memur olduğunu söyleyince “Sen sıkıntılı bir tipsin seni muayene etmeyeceğim" diyerek güvenlik görevlisine beni yan muayenehaneye götürmesini ya da kolumdan tutulup dışarı atmasını söyledi. Kendisini şikâyet edeceğimi söylediğimde "İstediğin yere şikâyet edebilirsin kimse bana dokunamaz” gibi sözlerle beni ve eşimi dışarı attırdı. Tüm bu yaşananlar Acil bölümü koridorunda olduğu için hastane güvenlik kameralarına yansıdığını düşünüyorum gerekli görüntüleri hastane yönetiminden istenebilir.

Bu konuda ne yapabiliriz?

…………….

Cevdet Bey’e hassasiyeti için teşekkür ederiz. Bizim yerel bir gazeteci olarak yapabileceğimiz tek şey konuyu gündeme getirmek. Hastane yöneticilerinin bu durumla ilgili bize resmi bir bilgiyi vereceklerine inanıyorum. Birkaç gün içinde dönüş olmaz ise sizinle tekrar temasa geçeriz. Tabii bu arada gelişmeler nasıl oldu bir de karşı taraftan öğrenmemiz lazım.

AK PARTİ’YE BİR DOKUNDUK…

AK Parti’nin vefa yemeğinde, partinin kuruluşunda bizzat yer almalarına rağmen çağrılmayan birkaç kişinin olduğunu yazmıştık.

İşte dün sabah bir okurumuzun bize gönderdiği not;  

“Uğur Bey AK Parti Konya teşkilatının vefa yemeği ile ilgili yazınızı okudum, kaleminize yüreğinize sağlık. AK Parti’nin ilk kurulduğu yıl ben de il AR-GE Bşk Yardımcısı olarak görev aldım ki parti yeni kurulmuştu. Yani 19-20 yıl önce çoğu insanın evinde masa üstü bilgisayar yokken. Biz de AR-GE’mize diz üstü bilgisayar aldık. Şimdilerde partide üyeliğim bile yok. Sonrasında 2 sefer daha üyelik formunu doldurup üye olmaya çalıştım. Kayıt etmemişler maalesef Konya’da böyle şeyler oluyor. Bu üye kaydı ile ilgili durumu Genel Merkez’e ilettim. Genel Merkez dedi ki bir daha kayıt ol formun üzerindeki seri numarayı gönderin… Ben de yapmadım gerek de duymadım. Yani size sitemlerini iletenler haklılar. Durum bundan ibaret…”

……………

Buna da yorum yapmak istemiyorum.

Bizi yönetenlerin bürokratların siyasilerin iyi çok sor. Sadece dualarım bu gazetecilik mesleğinde de özel hayatımda da en az hatayı yapmak. Dolayısıyla sizlere ve kamuoyuna karşı mahcup olmamak, evet bir yerde herkes kendince haklı olabilir. Gazeteciliği adam gibi yapamayabiliriz. Sizin gönlünüzce ya da hayal ettiğiniz gibi gazeteci de olamayabiliriz. Yarım yamalak da olsa hatayı az yapalım yeter. Buna şükrediyoruz.


GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Okumak insanı binbir gözlü yapar.

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ? 

Şerit değiştirmek için önce sinyal vermek gerektiğini idrak edebildiğimiz zaman ya da sinyali verir vermez şerit değiştirilemeyeceğini anladığımız zaman daha iyi ADAM oluruz. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
14 Yorum
Uğur Özteke Arşivi
SON YAZILAR