Macit Uluçamlıbel

Macit Uluçamlıbel

Saklambaç

Saklambaç

Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm vatandaşları yıllarca ‘Saklambaç’ oyununun ebe’si oldu. Hep beraber  bilmem kaça kadar sayıp; ‘önüm arkam sağım solum saklanmayan ebe sobe’ diye saymayı bırakıp aranan fakat kimseyi sobeleyemeden kısır bir döngüyle oyuna devam etmişiz. Saklananlar neler yapmamış ki bu oyun devam ederken… Demokrasi oyunu oynadılar zaman zaman, sonra darbelerle ayar verdiler sahte demokrasiye, bankaları hortumladılar, memleketin dışarıyla bir bağı olmadığı yıllarda içerdeki bağları da kopardılar bir bir… Oyunu o kadar iyi oynadılar ki, saklandıkları yerden ayrı ayrı örgütler kurup birbirleriyle çatıştırdılar sonra hepsini devletin başına musallat ettiler. Alfabede ne kadar harf varsa kullandılar kurdukları örgütler için, ne harf varyasyonları bitti, nede yeni kurulan örgütlerin ardı arkası kesildi.

Özellikle Sol düşünceye sahip örgütleri hepimiz ezberledik kimler yok ki listede; PKK, DHKP-C, Dev –Sol, Dev- Genç… falan filan say say bitmez, hepsinin adını askere, polise, devlet memurlarına saldırmaları yada masum insanların bulundukları yerlere düzenledikleri saldırılarla duyduk. Bir Devrim türküsü tutturmuşlar ülkemizin dirliğine birliğine saldırarak bir şeylere hizmet ediyorlar. İhtilal öncesi Sol eylemleri inceleyin en çok kimlere kızıyorlar bir bakın…  En çok hangi ülkelerin bayrağını yakıp en çok kime küfrediyorlarsa bilin ki en çok o ülkeler nemalanıyorlardır bunlardan. Yani devrim falan hikaye amaç huzuru bozmak tam birini bitiriyoruz diye sevinirsiniz bir diğeri çıkar piyasaya yeniden. Ne sandınız? Türkiye’den bu kadar kolay mı vazgeçecekler… Bir yiğit çıkmış ‘Dünya Beşten Büyük’ diye haykıracak o Beş’in gözlerinin içine bakarak ve onlar hadi bakalım öyle olsun mu diyecekler. Kuklalara sarıldılar işte, seçim önü bakalım daha ne provokasyonlar yapılacak. Bu bol harfli örgütler genç dimağları öyle bir zehirliyorlar ki her biri o görüşler için öldürmeyi de ölmeyi de göze alıyor. Her fırsatta güya iyiliğini istedikleri ülkenin her şeyine zarar veren saçma sapan insanlara dönüşüyorlar. Ellerinden molotofu, taşı, bilyesi, havai fişeği eksik olmayan ve yanlarından ayırmadıkları maskeleriyle meydanlarda her fırsatta yerlerini alıyorlar. İşte bu örgütlerden birinin bir üyesi Bir Polisimizin şehit olduğu, Bir polisimizin yaralandığı, kendinin de leş olduğu bir eylem gerçekleştirdi. Daha önce örgüte üye olmak ve canlı bomba olabileceği gerekçeleriyle gözaltına alınan kadının gözaltı sonrası bir kısım medyanın ve yine bir kısım sivil toplum kuruluşları ile bazı partilerin yaygaraları sonucu nerdeyse madur hale getirildiğini gözaltılardan dolayı emniyet müdürlerine ve valiye davalar açtığını yeniden hatırladık. Peki ne oldu şimdi? O zaman özgürlük naraları atıp bu kadına sahip çıkanlar şimdi ne diyecekler acaba… Evet, susacaklar. Eğer bir Polisimizi şehit eden bu kadın katıldığı onlarca eylemin birinde elindeki molotofu atmaya çalışırken vurulsaydı ve ölseydi şimdi arkasından atıp tutan bir kısım, sosyal medyada bu kadını profil resmi yapıyor olacaktı, devlet katil ilan edilecekti, kadının aslında ekmek almaya gittiğini anlatan yakınları basın organlarında devlete veryansın edeceklerdi. İlla askerimiz, polisimiz şehit olsun öylemi? Kaldırımları söküp polise atsınlar, çatılardan kiremitler fırlatsınlar, eylem planlarıyla yakalansınlar, tüm bunlara ses etmeyelim yakalayıp salalım, sonrada gidip bir vatan evladına kıysınlar öyle mi?

Yeter artık… Ey millet Saklambaç oyunu bitti artık, Sol’u sobeledik, Hoca görünümlü uzak ajanlarda sobelendi, kuklalar bir bir çıkıyorlar ortaya Kukla oynatıcılar zaten belli, ama hala arkası dönük sayanlar var maalesef. Saldırıda şehit olan Polisimiz Kenan Kumaş’a Allah’tan Rahmet yakınlarına başsağlığı yaralanan polisimize de acil şifalar diliyorum. Bu örgütlere mensup olanlar, eylemlerde gözaltına alınanlar, istihbarat birimlerince tespit edilenler için lütfen daha ciddi yaptırımlar uygulansın ellerini kollarını sallayarak dolaşamasınlar.

Ülkemizin her yeri beyaza büründü, Rahmet her yeri kapladı. Biliyorsunuz kar mikropları öldürür havayı temizler, bu vesileyle ülkemizin ve Konya’mızın mikroplardan arınmasını Mevla’dan niyaz edelim. Hayırlı Cuma’lar.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Macit Uluçamlıbel Arşivi
SON YAZILAR