Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Hitit Tarım Kanunu-2

Hitit Tarım Kanunu-2

Geçen hafta ki konu ile alakalı ilkyazımda Hititlerin sosyal, siyasi ve iktisadi hayatı hakkında bilgiler vermiş, Hitit ekonomisinin temel dayanaklarından biri olan hayvancılık olduğunu, hayvanların ne şekilde kanunlarda sınıflandırıldığını, özellikle evcil hayvanların mülkiyeti ve bu konudaki cezai yaptırımlar hakkında da bir değerlendirmelerden bahsetmiştim.

Kanun maddelerinin sıralanmasında belirli prensiplerin hâkim olduğu görülmektedir. Bazen suçların büyüklüğüne göre, bazen suç kime ve neye karşı işlenmişse onun konusuna göre ve bazen de gelişi güzel birbiriyle doğrudan doğruya ilgisi olmayan maddeler yan yana dizilmiştir. Cezalar özelliklerine göre dört ayrı tarih dilimine ayrılır.

1. Bedensel cezalar.

2. Verilen zararı karşılayıcı bağış cezalar.

3. Yüksek tazminatlar.

4. Var olan bütün kuralların yeni baştan gözden geçirildiği maddelerdir.

Belirlenen cezalar ve ödüller, toplumların ahlaki ve toplumsal değerlerini anlamamız açısından da önemlidir. Bu manada kanunlarda hayvanlarla ilgili hırsızlık ve yaralama gibi suçlara verilen cezalar, Hitit toplumunda hayvan mülkiyeti konusundaki hassaslığı göstermesi açısından önemlidir.

Hitit kanunları, bundan 4 binyıl öncesi Anadolu’sunda toplumun yasakları, günahları veya toplumsal değerlerin anlaşılması için de üzerinde durulması gereken maddeler ihtiva etmektedir. Hayvanlarla ilgili işlenen cinsel suçlar, teokratik bir devlet sistemi ile yönetilen Hititlerde tanrıların huzurunda kabul edilemez kirli ve lanetlenecek davranışlar olarak görülmektedir.

Kanunda evcil hayvanların mülkiyeti hakkında bilgiler de vardır. Öyle ki kanunda evcil hayvanlar için öyle hassasiyetle durulmuştur ki, üzerinde durulan konular hakkında günümüzde dahi tartışma konusu olan uygulamalar vardır. Kanunda hayvanların mülkiyeti üzerinde durulan konulara bakılırsa her uygulamada tanrılara (teokratik düzen) atıfta bulunulması dikkat çekicidir.

Hayvanların çalınması ve damgasının silinmesi, gasp edilmesi ve gasp edilenlerin ölmesi veya başka bir kimsenin arazisinde ölmesi ele alınmış. Bunun yanında, kişinin kendisine ait olmayan bir hayvanı vurması, gebe olan ya da olmayan bir hayvanın yaralanması, kiraya verilmesi, kiraya verilen hayvanın ölmesi, bir koyunun kurda atılması, tarlasında kaybolmuş bir sığır bulan kişinin onu bir günlüğüne koşabilmesi gibi birbirinden farklı maddeler bulunmaktadır.

Kanunda evcil hayvanlar ile ilgili maddelerde, değerliden daha az değerliye gidilmek üzere gruplanma yapılmıştır. Buna göre 1. gurubu sığır, at, koyun, keçi, katır ve eşek oluşturmaktadır. Burada erkek (damızlık) hayvanlar birinci planı işgal etmekte ve bunları iş ve yük hayvanları takip etmektedir. 2. gurupta domuz, 3. gurupta köpek ve 4. gurupta ise bal arıları vardı. Bana göre bu tasnif günümüzde dahi geçerli olması gereken bir tasniftir. Bazılarının ev kedisi-köpeği uygulamasına da bir cevaptır.

Hayvanlarla ilgili suçlara karşı maddi cezaların ağırlığı dikkat çekiyor. Hayvan çalanlara; hayvanın kıymetine göre, çaldığının 15 misline kadar ödemeyi mecbur ediyor: “Eğer cins bir sığırı biri çalarsa- eğer bir sütten kesilmiş sığır ise, cins bir sığır değildir; eğer bir yaşında bir sığır ise, cins bir sığır değildir, eğer iki yaşında bir sığır ise, o cins bir sığırdır. Eskiden 30 sığır veriliyordu ve şimdi 15 sığır versin: bunun da beşi iki yaşında, beşi bir yaşında, beş sütten kesilmiş sığır olsun ve böylece suçu evinden uzaklaştırsın. Metinden anlaşıldığı gibi, daha önce 30 olan ceza, 15 e indirilmiştir. Burada asıl önemli olan cins bir sığırın tarifinin verilmiş olmasıdır. Demek ki hayvan cinslerine göre tasnif ediliyor, değer biçiliyor ve buna göre kanunda yer alıyordu.

Anlaşılan Hitit Kanunundan öğreneceğimiz daha çok şey var. Bakalım ve görelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR