Uğur Özteke

Uğur Özteke

ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜN EN BÜYÜK FIRÇASI !…

ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜN EN BÜYÜK FIRÇASI !…

Kasım ayının sonuna doğru yaklaşıyoruz. Havalar soğusa da o yüzünü gösterip kaçan güneş nasıl da içimizi ruhumuzu ısıtıyor değil mi? Hava nasıl olursa olsun inşallah hepimizin içi ısınır ruhu güzelleşir karnı tok sırtı korunmuş olur.

Dün bir okurumuz şu notu bizimle paylaşıyordu;

“Milletin önünü kesip “pardon öğrenciyim Bosna’ya gideceğim varsa bir yol parası verir misiniz?” diyen bir şebeke var. Bunlar şehrin farklı noktalarında örgütlenmiş. Hele bir çocuk var 20-22 yaşlarında 3 yıldır Beşyol-Emniyet ve Belediye üçgeninde tesadüf ediyorum. Sürekli para istiyor.   Nasıl bir yol parasıysa… Yıllardır toplanamadı gitti. Geçenlerde de sosyal medyada “Meram Tıp Fakültesinde ana ile kızını “Akşehir’e gideceğiz yol paramız yok” diyerek para topladıklarını gördüm. Tedavi için 3 ay boyunca hastaneye gittim geldim. Her gün bu ana kız oradalardı” şeklinde bir hemşehrimizden yorum gelmişti. Ne olur Uğur Abi bu konuyu bir gündeme taşıyalım. Bu ve bunun gibi şebekeler hem haksız kazanç elde ediyor. Hem de şehrimizin adını karalanmasına yol açıyorlar.”

………..

Okurumuz çok dolu idi. Bazı cümlelerini ve ifadelerini yazamadık.

Ama bu okurumuzun dediklerinin hepsini katılıyorum. Şehirde farklı zamanlarda farklı mekanlarda bu işi meslek edinmiş iyi niyet suiistimalcileri mevcut. Bu ister kaldırımda olsun, ister hastane önünde isterse cami çıkışında.

Bunları göre göre büyüdük bunları göre göre öleceğiz.

Sistem ve düzen hiç değişmeyecek.

Çünkü bunun cezası yok. Varsa da caydırıcı değil. Durum böyle olunca da sadece şehrimizde değil Türkiye’nin her yerinde bu şebekeler hep kazanıyor.

BU KAMYONDAN SOBA BORUSU DÜŞTÜ

foto-1-386.jpg

 

Burası Dedeman Otel bölgesi. Perşembe günü sabah saatlerinde önümden giden kamyondan önüme paaat diye bir soba borusu düşünce direksiyonu son anda kıvırıp kurtardık. Sonra kamyonunun peşine takıldım. “Bu neyin nesi? Yeni bir şey daha düşer mi?” diye. Anladığım kadarı ile bu kamyonun kasasında dev bir mıknatıs gibi bir şey var ve hurda dolu. Mıknatıstan kurtulan ya da iyi toplanmamış soba borusu gibi parçalar yola saçılıp gidiyordu.

DOLMUŞLAR SÜREKLİ KORNA YAPMAK ZORUNDA MI? 

Çarşamba günü saat 17.30 suları Nalçacı’da bankaların önünden Kule’ye doğru yaklaşıyoruz. Yol malum üç şerit. En soldaki şerit Kule yönüne yani sola dönecek, onun yanındaki iki şerit ilerleyecek olanlar ya da ileride sağa yani  Emniyet yönüne dönecek araçlardan oluşuyor. En sağı ise malum belediyenin park yeri. En sağdayım. Ama sağımdan sürekli ama hiç durmadan bir korna sesi geliyor. Bakıyorum. Sağı zorlayan bir dolmuş var. Kendime kendime “Nerede hata yapıyorum ki? Bu dolmuş sürücüsü ne demek istiyor ki?” diye de düşünüyorum. Ama bu dolmuşçu arkadaş elini hiç çekmeden korna yapıyor. Sola yanımdaki aracıda riske sokacak şekilde yanıştım frene bastım ve yol verdim. Hani olur ya dolmuşun içinde fenalaşan bir hasta vardır ya da dolmuş içerisinde karakolluk bir durum vardır. Ya da Emniyet’e acilen gideceklerdir diye düşünüyorum. Bu arkadaş hızla sağımdan geçti ileride kırmızı ışıkta bekleyen üç şeridin en sağından geçmek için dördüncü yani olmayan şeritten kaynak yapmak için burnunu araçların arasına soktu.    

O anda plakasının sonu 8122 olan dolmuşun plakasını ancak alabildim. Sürücü az ileride Özkaymak otelin önüne gelmeden sağa yine durdu.

Tamam dolmuş sürücü esnafın işi çok zor. Normal bir insanın bile direksiyona geçtiği zaman dengesi bozulur. Ama bir tek Allah’ın kulu çıkıp bu durumun izahını da yapmalı diye düşünüyorum. İnanmayanlar o bölgedeki kameralardan yazdıklarımızın doğru olup olmadığını teyit edebilirler.

ÖĞRETMENLER GÜNÜ FIRÇASI

Bir tek gün bile öğretmenlik yapmasam da ben de Eğitim Fakültesi mezunuyum. Eşim iki yıl öncesine kadar Matematik öğretmeni idi. Laf aramızda iyi sıkı ve iddialı bir matematikçi idi. Sadece sistemdeki sıkıntılar belki kendisini pes ettirdi (bunu bana bile daha açık olarak söylemese de) ve üzülerek istifa etti. Kızım üniversitede hoca, oğlum beden eğitimi öğretmeni. Rahmetli kayınpederim emekli bir öğretmen ve ilköğretim müfettişi idi. Eşim tarafından üç amca ve iki eşleri emekli öğretmenler. Yani sülale eğitimci ağırlıklı.

Farkında iseniz dün 24 Kasım Öğretmenler Günü münasebeti ile ilgili tek satır yazmadım.

Yine dün sabah şehrin efsane isimlerinden Ali Ataman abimiz ile PUSULA TV’nin UĞURLU GÜNDEM programındaki canlı yayın programında da farkında olmadan öğretmenlerimizin gününü kutlamamışız. (!) Ve eşimden bu yüzden müthiş bir fırça yedim.

Eğitimi ne kadar seversem seveyim, eğitimsiz hiçbir insanın, toplumun, milletin kalkınamayacağına, üretemeyeceğine, ilerlemeyeceğine inanırsam inanayım bugünkü mevcut durum ile eğitimde başarılı olacağımıza inanmıyorum. Dahası eğitimcilerimizin, çilekeş öğretmenlerimizin mutlu ve huzurlu olmadıklarını biliyorum.

En son 15 yılda eğitim sistemi ile pinpon topu gibi oynasalar da, son olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın haklı olarak olaya direkt müdahale etse de, bu kafa ile sistemin oturacağına ve ülkenin geleceğine ışık tutacağına üzülerek inanmıyorum. 

İnşallah yanılırım.

Eğitimin gerçek anlamda eğitim olması için eğitimden siyasiler ellerini çekmedikleri sürece, sendikalar bu işte en yetkili kurumlar olduğu müddetçe geçmişte yapılan hatalar tekrarlandıkça biz öğretmenler gününü dün olduğu gibi sadece göstermelik olarak kutlamaya devam ederiz.

Belki böyle karamsar bir durumda olduğu için insanların gözünün içine baka baka kutlama yapamadım. Böyle düşünerek hata yaptım ise tüm eğitim camiasından özür dilerim. Düşüncelerimde de yanılıyorsam, zaman içerisinde buna şahit olursam o zamanda inşallah bunları yazma fırsatını bulurum.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Yağmur olup yapmayacaksan toprağıma, ne dalıma dokun ne de yaprağıma.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

İçinde yeteri kadar insan bulunan asansöre binmek için zorlayıp asansörün iki kat arasında kalmasına sebep olmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Uğur Özteke Arşivi
SON YAZILAR